25 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

25 Ocak 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANKARA KONFERANSI Bağdat Paktı, şüphesiz çok daha iyi işliyecekti. Ama ne İngiltere, ne Amerika Irakın Nasıra doğru kay- masına müsaade edemezlerdi. çaresiz, "hele bir Ankaradaki top- lantıyı görelim" diyordu. Bu arada da Pakta aleyhtar Arap memleketle- rine Pakta katılmıyacağı hususunda elaltından teminat veriyordu! Hattâ Pakta katılmayı düşünmediğini bile açıkça söylüyordu. Dulles anlaşılan hâlâ iki tarafı yatıştırma siyasetin- den başka çıkar yol görmemekteydi. Üstelik bu arada, Nasırla olan mü- nâsebetler de düzelmeye yüz tutmuş- tu. İki blok arasında muvazenede kalmaya çalışan Nasır, epeydir mu- vazenenin Rusya lehine bozulduğunu düşünüyordu. Bu sebeple —Washing- ton'a güleryüz göstermeye başlamış- tı, İktisadi müeyyidelerle diktatörü deviremiyeceğini Dulles da, Mısırla olan munasebetle- Ti duzeltmeye arzulu görünüyordu. Nasırı küçük düşürmek gayesiyle Asuan barajını finanse — etmekten vazgeçtiğini — gürültüyle — ilân eden. Dışişleri Bakanı, Asttan Barajına da yeniden ilgi göstermeye başlamıştı Dünya —Bankasının me Mr. Black'inin son zamanlarda Kahıreyı iki defa ziyaret .etmesi, hiç şüphe yok, Asuan barajıyla ılgılıydı Ame- rikanın Kahire Sefiri, meye başladığı bir Paktına katılmanın mevsimsizliğini Dulles'a anlatmayı tabiatiyle ihmal etmiyordu Ama Bağdat Paktı memleketlerı de Dulles'ı eninde sonunda mekten —ümitlerini - kesmemişlerdi. Ankarada büyük bir taarruz hazır- lıyorlardı Pakt Amerikasız çökecek- Amerika mutlaka Pakta katılma- lıydı. Çökmese bile Pakt Amerika- sız kâğıt üzerinde kalmaya mahküm. du. Para, para, para.. Hakıkaten bu hafta içinde Ankara- da yapılan toplantılar Bağdat Paktının Amerikasız hiç bir mâna ifade etmiyeceğini — gösterdi. — Yeni Meclis binasına giren pek çok dele- genin aklında bir tek şey vardı: Pa- ra! Amerikadan hnasıl para alırız, İn- giltereden nasıl para alırız? O kadar ki, Amerikanın iktisadi komitedeki baştemsilcisi Fletcher Warren "ca- nım, yapacak başka işlerimiz de var" demek zorunda Bu zihniyetin, Pakta kuvvet Partnerlerin menfaati ayrı görünü- yordu. Türkiye ye İranı her şeyden çok "Yardım" alâkadar ediyordu. Pakistanın aklı Hindistanda, Irakın- ki Israildeydi. Paktın, kurulmasında- ki hakiki sebep "Komünizm tehlike- si" ise görünüşte ön, aslında son plândaydı. azalarının hususi dertleri de bir türlü bitmiyordu. I- 16 vermediği ortadaydı. raktan sonra İrandan da tehlike işa- retleri gelmeye başlamıştı. Iran Sa- hi Ordusunu büyütmiye ve mekemmel- leştirmeye karar vermişti. Tabii ki bu iş için Ameri kan, yardımına muhtaçtı. Amerika şimdiki 150-200 bin kişilik İran Ordusunun ihtiyaca pek âlâ kâ- fi gclccegını düşünüyordu. — Gelgele- lim iş bununla bitmiyordu. En ufak fırsatı kaçırmıyan Rusya, İrana der- hal askeri yardım teklif ediyor- du. İşler sarpasarabilirdi. Mr. Dul- les çaresiz Ankara seyahati sırasın- da İrana da uğramak zorundaydı. Gene bu hafta içinde Ankarada konuşulan "Serbest Pazar" lâfları- nı da ciddiye almanın imkânı yoktu. Bilhassa Türkiy ekonomik du- nunu malumdu boyle bir mübadele tarzına nasıl rıza gösterilebilirdi? Nitekim haftanın ortasında kaçakçı- lıkla mücadele mevzuunda Paktın müslüman dört devleti bir anlaşma imzaladıklarında — alaycı diller "Ya- u, bir yandan serbest mübadele böl- gesi kuralım diyorlar, bir yandan da zaten mevcut böyle bir bölgeyi yok etmeye çalışıyorlar” demekten ken- dilerini alamadılar. Kuvvet şurubu Bununla beraber Amerika Dışişle- Bakam, bazı Pakt üyelerinin kırık maneviyatım kuvvetlendirmek için elinden geleni yapacaktı. Dulles'- in toplantıya bizzat katılması, Ame- rikanın Pakta verdiği ehemmıyetın bır nişanesi olarak takdim edilecek- Rusya kadar Pakt üyeleri de A- merıkanın Orta Doğuyu savunma az- minin değişmediğini bir defa daha öğreneceklerdi Ankara — komünist emellerini teşhir etmek için en müsa- it yerdi. Dulles Orta Doğuya Ameri- kan yardımının arttırılacağım müjde- lemeyi de tabii unutmıyacaktı Halbu- ki Ne imes'in yanlığına gö bunun artmıyaca- ğını söylemişti! Sonra Bağdat Pak- tına katılmamak, ona ehemmiyet ver- memek demek değildi. Bilâkis Ame- rika, Bağdat Paktı, NATO ve SEA- TO arasında daha sıkı irtibat im- kânları tesis etmeye hakikaten ta- raftardı. Türkiyenin memnuniyetle karşılıyacağı böyle bir işbirliği na- sıl bir şekil alacaktı? Her halde NA- TO ve Bağdat Paktının birleşmesi bahis mevzuu değildi. İşbirliğinin şekli Ankara toplantısında kararlaş- tırılacaktı. Pakt üyeleri şimdilik bu kadarla yetinmeliydiler. )re, Amerikada, Çlubb Paşanın İhtarı I şte bitip tükenmiyen ihtilâflar yü- zünden çok sevdiği İncili bile oku- maya güçlükle vakit ulan Dulles Ankaraya gelirken Orta Doğuda du- rum hiç te parlak olmıyan böyle bir -manzara arzediyordu. r Orta Doğuya iyice — yerleşmişlerdi. İsrail meselesı muallâktaydı. Ürdünde asa- yiş, erikan tanklarına Tağmen zorla muhafaza ediliyordu. Sir Nuri Said Paşanın otoritesi olmasa, Irak'- ın da istikbali kötüydü. Bu durum nasıl düzeltilecekti? Hergün açılan gedikleri tamirle uğraşmaktan, Dul- les bu suale bir cevap aramaya va- kit bulamıyordu. Sağdan soldan tenkitler ve yeni fikirler yağmaktaydı. Ne çare ki Dulles bu parlak fikirlerin hiçbirini beğenmiyordu. En son, * hayatının 36 senesini Orta Doğuda geçiren Glub Paşa dahi akıl vermeden duramamış- tı. Meşhur Zafer gazetesinin bile nöt- ralistlikle itham edemiyeceği Glubb Paşanın, 36 yıllık tecrübeden sonra vardığı neticeler son derece düşün- dürücüydü. "Amerikalılar Orta Do- ğudan ve bu bölge halkının psiko- lojisinden katiyyen anlamamaktadır- lar. Kullandıkları metodlar hiç yu- muşak değil. Arapların kendi işle- rim kendi canlarının istediği — gibi yapmak arzusuyla yanıp tutuştukla- rının farkına bile varamıyorlar. Bi- eyşte kuvvete — başvurarak 1şledıg1mız en büyük hatâyı henüz AKİS, 85 OCAK 195S

Bu sayıdan diğer sayfalar: