25 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

25 Ocak 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

rijinal fikirli, şahsiyet sahibi profe- sör ve araştırcıla papağan hoca- arın — yerini almalıydı. Sonra üni- versite tahsilindeki musavatçı görüş terkedilmeliydi. İyi talebeleri öteki- lere benzetmekten vazgeçip, yüksel- ine fırsatı verilmeliydi. Diğer taraftan iş adamları taht- larından indirilmeliydi. Fabrikasını iyi işleten bir adamın Amerika için neyin iyi olduğunu mutlaka bilmesi gerekmezdi. Devlet; işlerini — yürüt- mekle bir fabrika idare etmek 1li- rasında dağlar kadar fark vardı. İş adamı, pazar için mâl istihsal etmek- ten anlardı. Pazarda satılmıyan fü- ze, sun'i peyk imâli pek tabii ki o- nün harcı degildi Iş adamının yapa- bileceği ve yap acağı iyice ayır- dedilmeliydi. Bu degışıklıgı yapabıl— mek için de herşeyden evvel şuurlu devlet adamlarına ihtiyaç — vardı. Devlet adamları Amerikanın beka- sının tehlikede olduğunu -ve hâlen cereyan eden düelloda 1sted1k1er1 si- lâhı seçme zamanının geçtiğini Öğ- renmeliydiler. İngiltere Talihsiz sansürcübaşı Bu haftanın başında Amerika bü- yük dertleriyle uğraşırken, İngil- tere de küçük dertleriyle meşguldü. Yeni seçimlerin baharda yapılacagı soylenıyordu Muhafazakâr Partinin İdari Başkanı Lord Hailsham, kıta- larına , hazır ol emrini vermıştı. Gel- gelelim talihsiz Muhafazakâr Parti ir türlü toparlanmıyordu. Maliye Bakanı ve yardımcılarının istifası seçim arifesinde hiç te iyi haberler değildi. Muhafazakârların yaymaya çalıştığı "tam bir anlaşma içinde ça- ışan kabine' 'inancı, Thorneycroft'- un istifasıyla yıkılıyordu. Muhafazakârların dertleri bu ka- Lord Hailsham Hazır - ol! AKİS, 25 OCAK 1958 Eva Bartok Suçu — sevmek darcık olsaydı mesele yoktu. Ama are ki dertler sayısızdı. Avam Kamarası yakında, arker Komis- yonunun raporunu inceliyecekti. Mer- Bankasının fala haddinin yük- seltileceğini iş adamları daha evvel öğrenerek büyük kârlar temin etmiş- lerdi. Hükümete mensup bir şahsi- yetin el altından iş adamlarına haber uçurduğu muhakkaktı. Parker Ko- misyonu, mesulleri ortaya çıkaracak- tı. Bütün İngiltere neticeyi merakla bekliyordu. Bu skandal MacMillan'- ın başı dertte hükümetini devirebi- lirdi Tory'lerin şansı hükümet dışında da pek parlak değildi. Güzide mu- hafazakârlar halkın gözünden düşü- yorlardı. Güzel Macar tiyatro sa- natkârı Eva Bartok'un isimsiz çocu- ğunun babası nihayet keşfedilmişti. Meçhul baba, Kraliçenin yeğeni Mil- ford Markisinden başkası değildi. Londranın en şık mahallesi May- fair'in muhteşem bir apartmanı ge- çenlerde polis tarafından basılıyordu Polis burada kumar oynandığım öğ- renmişti. Apartmanda hakikaten ku- mar oynanıyordu ve — kumarbazlar Muhafazakâr Partinin temelim teş- kil eden en tanınmış ailelere mensup bulunuyorlardı Kumarbazların hemen hemen hepsi, yüksek aılelerın Çocuk— larının ismini ihtiva eden "Debrett te kayıtlıydılar! Rezaletleri hiç sev- miyen İngiliz halkı, Muhafazakârla- ra rey vermekte herhalde çok tered- düt edecekti bir skandalin — mevzuunu hürmete şayan Lord Chambellan teş- kil ediyordu. Tarihi garabetler diyarı İngilterede bu memur, halka göste- rilen piyesleri sansürden geçirmekle vazifeliydi. Muhterem Lord son za- manlarda Tennessee Williams'ın "Ya- nan Damdaki Kedi" piyesini açık sa- DÜNYADA OLUP BİTENLER çık bulduğu için — oynattırmamıştı. ma ayni anda Royal Court Theatre, Aristofan'ın Lysistrata'sını sahneye koyuyordu. Zaten açık saçık — olan piyes en tuzlu bıberlı bir şekilde hal- ka sunulmuştu. Bütün münekkitler, bu kadar müstehcen bir iyesin, Londrada ilk defa gösterildiği husu- sunda ittifak ediyorlardı. Aristofan, Yunanlı ev hanımlarının kocalarım yataklarına kabul etmiyerek Ispar- ta — Atina harbini nasıl durdurduk- larım anlatıyordu. Sahneye koyan, müellifin ruhunu şâd için olacak, tuz- lu biberli sahneleri hakikaten iyi değerlendirmişti. Bu piyesin yanında "Yanan Damdaki Kedi" ağzı süt ko- kan çocukların seyredeceği masum bir eserdi. Londralılar memnundular, fakat zevahiri kurtarmak için öfke- li görünüyorlardı. Namusu mücessem İngilterede bu rezalet olur muydu? Lord Chambellan uyuyor muydu? İ- şin aslı aranırsa vazifeşinas lordun hiçbir kabahati yoktu. Tiyatro di- rektörünün fendi, zavallı Lordu yen- mişti. Tarih ve hukuk bilgisi son de- rece kuvvetli olan direktör, Lord Ohambellanın sansürünün ancak 1736 dan sonra yazılan eserleri ilgilendir- diğini, metinlere başvurarak ispat et- mişti. Gelgeldim çok ince hukuki iş- lere aklı ermiyen halk, gösterdiği ha- fiflikten dolayı, muhterem sansürcü- başım ayıplıyordu. Fakat içinden, bu eseri Milâttan 400 sene evvel yaz- dığı için, Aristofan'a dua ettiklerin- den hiç şüphe yoktu Namusu müces- sem İngilterede "sexy" Fransız film- lerinin aylarca müşteri bulması bu- nun deliliydi. Fransa Üniversitenin isyanı Damok- Tes'in kılıcı Üniversite üzerinde G eçen hafta Türkiyede, Lavrent Schwartz Üniversitenin — isyanı 23

Bu sayıdan diğer sayfalar: