25 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

25 Ocak 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dulles Mukaddes Kitabıyla başbaşa İş Allaha - kalınca... işlemediler.İşlemediler ama, diğer bakımlardan Orta Doğunun hakiki meselelerını bizden çok daha az an- lıyorlar.'" alde ne yapmalıydı? "Orta Doğuyu bir kaç gün içinde dü- zenlemek imkânsız. Son on sene zar- fında birçok hata işlendi. Hataları tamir için zamana ihtiyaç var. Ka- bul etmek lâzım ki bölgede Ruslara nazaran durumumuz daha az* müsa- it. Zira bizim kaybedecek birçok şe- yimiz olduğu halde, onların kaybe- decek hiçbir şeyi yok. Fakat uzun vâdede Arap. memleketleri Batıyla iyi geçinmek Zzorundadırlar.' Şu se- beple ki Rusların petrole ihtiyacı ol- mamasına rağmen, bizim için petrol zaruridir. Sabır, anlayış ve iyi niyet- le, Araplara hakiki menfaatlerinin Batıyla münasebetlerini devamettir- meyi — gerektirdiğini anlatabiliriz. Mahsus anlatabiliriz kelimesini kul- lanıyorum. Zira sindirme yoluyla gö- rüşlerimizi kabul ettirmek hayaldir. Amerikalılar. Arapları daha iyi ta- nıdıkça, onlarla olan münasebetleri- mizin sağlam bir temel üzerinde -ya- ni tamamiyle ticari- istikrar bulaca- ğına inanıyorum. Mr. Dulles tecrübenin bu sözleri- ne kulak verecek miydi? Acaba A- merika, yalnız Orta Doğuda değil, dunyanın bir çok bölgesinde kendisi ne dost görünen bir takım diktatör- lükleri -bizzat Amerikalıların karika- türler yaparak alay ettikleri gibi- destekleyecek yerde milletlerin ha- kiki arzularını anlayacak mıydı Yoksa diktatörlerle dost olma sev- AKİS, 25 OCAK 1958 dası yüzünden milletlerin — sevgisini kaybetmekte devam edece miydi? O milletleri bir türlü Amerika gibi rejimlere lâyık saymayacak, onlara o akımdan yardım etmeyecek miy- ı. sualleri sadece diktatörlerin çatık kaşlı idaresi altında yaşamaya mecbur olan demokrasi âşıkları sor- yordu. Amerıkalılara verilen tal- kınla dışarıda yenen salkımı, dün- yanın en ileri demokrasisinde yaşa- yan bir çok vatandaş da anlamıyor- du. Içerıde ve dışarıda aynı salkımın yenmesini istiyorlardı. Orta Çağdan kalma Kral Suud Amerikada, binbir gece — sultanları gibi karşılandığı zaman, memleketine hayran, demok- rasiye inanmış bir ço vatandaşı "milli menfaatimiz bunu icabettiri vatanperverler — susmalıdır" gibi ihtarlara rağmen, samimi ka- naatlarını izhar etmekte tereddüt et- memişlerdi. Hayır, içerde demokra- si, dışarıda dost diktatörler, bu ola- mazdı. Makyavel bile, bu sahte Mak- yavelliği begenmeyecektı Amerika koltuğunda bir kaç gün daha keyif çatmak için dolar ve mitralyöz iste- yen sahte dostlardan Hür Dünya li- derine ve demokrasiye hakikaten ta- raftar insanları ayırmasını öğrenme- Kısaca, hür dünyanın liderliği va- zifesini, tereddutlerını artık bıraka- rak yapacak mıydı, yapmayacak mıydı? Yeni Hamlet'in sualı işte, buydu. Buna bir ışık, Ankara kon- feransında tutulacaktı. Okuyucu mektupları Emniyet hakkında 92 sayılı AKİS'de Yurtta O]up tenler kısmında okuduğ Emnıyet başlıklı yazı karşısında doğrusu hayretimden dona kaldım. Bir zamanlar Lenine karsı olan hayranlıklarını taabbüt derecesine vardıran ve hatta "Sen, çölün gay- zına uyup sana inananları kız, kı- zan ve köle avına çıkarmadın" de- mek suretıyle Peygamberimizi tez- yif ve tahkire yeltenmekten dahi çekinmeyen kimselerin şimdi onu bunu gizli komünistlikle ithama kalkışması cidden pek acıdır: nlar ki verir lâf ile dünyaya nizamat Bin türlü tesseyyüp bulunur nelerinde Nesip Ünalan -Bandırma 192 sayınız oldukça dehşetli. Son zamanlarda okuduklarımın en iyisi. "Ey kızıl kin! Zafer sana.. diye sona eren o yazıyı kimin yaz- dığı meselesi gerçekten çok ilgi çekici. Çok cesurane ortaya attığı- nız bu mevzuun peşini bırakmazsa- nız, sık sık tekrar ettiğiniz, gaye- lerınıze uygun hareket — eylemiş olacaksınız. Orhan Argon - limit Bediüzzaman hakkında ecmuanızda Bediüzzamana ait yazıları okudum. Atatürkün bizlere emanet ettiği bu vatanı ge- rek iç ve gerek dış düşmanlardan korumak — boynumuzun — borcudur. Hâlâ taassupla bu memleketi idare edeceğim diye direnenlere bu mem- lekette, bu topraklar üzerinde yer yoktur. Zavallı memleketimiz bunun açısını tarihte çok çekmiştir. Bedi- Üzzaman gibilere ve onun safını tu- tanlara anlatmalıyız ki bu memle- kette onların arzu ettikleri kör ta- assubun — hakimiyeti — kurulamıya- caktır artı Yılmaz Özdemir -Çarşamba E y asıl milletimin yeniden zu - etmiş nuruna alay ve kin- le bakan “ve hâdiseleri tersinden gören AKİS yazarları! Vicdan ve fikir hürriyeti, laiklik maskesi al- tında dini söndürmeğe, hiç bir aklı başında mütefekkirin karşısında aksine söz edemediği Kur'an gü- neşine perde ekmeğe — çalışan bedbaht zümreye hizmet ettiğinizi insafla düşünenler hemen kabul e- Korkmayınız şimdi perde- ler düştü. Kur'an Nurunun aza- metli hakimiyeti başlıyor. mayınız Risale-i ru okumak ser- besttir. Okuyanları mesul etmezler. Geçti o devirler. Zulmette boğul- mayın. Ebedi saadetten mahrum- lar zümresine girmeyin. Yazık size, acıyoruz. Bir kaç sene — yaşam ak için şeytana hizmet etmeyin. Ali Yıldız - Urfa 17

Bu sayıdan diğer sayfalar: