25 Ocak 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

25 Ocak 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli- Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler? emokrasi, "Devlet benim" diyen- Dlerin rejimi değildir. Demokrasi, Küçük Napolyonun zorbalıgı degıl— dir.. -Demokrasi, açtırmı yan, kalem kullandırmıyan 1st1klal cidalini hunharca ezen, Sibirya çöl- lerini insanlara mezar yapan Kızıl diktatörlerin korkunç idaresi değil- dir. Demokrasi, her türlü kudreti kendilerinde bulan Mussolini ile Hit- lerin hüküm sürdükleri bir re]ım değildir. Demokrasi, her şeye "ya- sak" diyen Abdülhamıdın istibdadı değildir. Demokrasi bu rejımlerden hiç biri olmadığına güre nedir Demokrasi, hürriyetler rejımıdır Binaenaleyh hurrıyetın tarihi De- mokrasinin tarihidir. En emin ölçü tarih olduğuna göre biz de. çok u- zaklara gitmeden yakın çağ tarihin- den alacağımız bir kaç misal ile hürriyet uğrunda yapılmış mücade - lelere temas ettikten sonra, hürri- yetin nimetlerinden — bahsedeceğiz. Bu nimetleri tahakkuk ettirecek o- lan milletlerin Demokratik Rejim içinde yaşıyacakları ortaya çıka- caktır Milyonlarca insanın kanına mal olan 1789 tarihli Fransız İhtilâli in- sanların kaderini kendi ellerme tes- lim etmek istemiştir. Bunun için de her şeyden evvel kalblerde hurrıyet meşalesini alevlendirmiştir. Bu me- şale Napolyon harpleriyle Fransa- nın dışına goturulmuş ve bütün taz- yiklere rağmen insanlar bu meşa- lenin aydınlığına koşmaktan çe- kinmemişlerdir. Kalpleri hürriyetin askıyla alevlenen milletler, bir ta- raftan içeride istibdadı — yıkmışlar, diğer taraftan istiklâllerini kazan- mışlardır. Avrupayı istilâ etmiş olan Napolyonu yıkan, hürriyete ihaneti değil midir? Uyumuş olan İtalyayı uykusundan uyandırarak, — istiklâl mucadelesıne sevk eden hürriyet de. ğil mi 1789 İhtilâli ile başlıyan hürri- yet mücadelesi yıllarca devam etti İnsanlar hak ve hukuklarım ararken sutlarım hürriyet kalesine dayadı- lar ve halâ da böyledir, işte mi- salleri: 1848 İhtilâllerinde — Liberallerle milliyetçilerin yanında Sosyalistler de yer almıştır; bu ihtilâllerde sos- alizm, işçi meseleleri olarak ortaya çıkmıştır İşçiler içinde bulundukla- rı kötü durumu ileri sürerek, gerçek hurrıyetın henüz tahakkuk etmedı— ğini iddia ediyorlardı. İşçilerin bu -X XX durumu Karl Marx'a bir takım hül- yalar kurdururken demokratik re- _ıım ıçınde yaşamak istiyen milletler işçinin hak ve hukukunu koruyacak tedbirler almaya başladılar Bu gün demokratik nizamı kurmuş olan dev letler ışçı problemini halletmişler- ir Böylece Bertrand Rus ell'in dedi ği gibi Karl Marx'ın: "işçi kitlesinde r tehevvür yaratacak şekılde hesap e- dilmiş" doktrini iflas etmiş ve de- mokrasi kızıl dıktatoryanın marından — kurtulmuştu! Demek oluyor ki, bu gunun mu- effeh işçisi bu refahım dolayısiyle demokratik rejime borç- ludur. ıstıs- S ylediğimiz gibi hürriyet kale- si ınsanların istinatgahı olmakta de- ediyor. Hındıst anın, Tunusun, Fasın İstiklalini temin eden ne atom bombası, ne hidrojen bombası ne de zırhlı tanklardır. Bu kuvv hürri- yet aşkının verdiği bir kuvvettır Verdiğimiz bu misallerle hürri- yetin ulvıyetını belirtmeye çalıştık. Bu vesileyle uhar- sozlerını ürri- ği l'ıkrındeyım, hayata ir; onu müdafaada tek başıma da kalacak olsam hürriyetin haklarını haykırmaktan geri durmıyacağım. Hakikaten herşeyin temeli hürriyet. tir. Siyasi Partilerin mevcudiyeti ve iktidarda bulunan partiden ayrı bir muameleye tabi tutulmamaları, ha- smın kendisine düşen vazifeyi yap- ması, halkın en ufak bir korku duy- maksızın istediğini seçmesı, adalet mekanizmasının her türlü şüpheden azade olarak vazifesini yapması an- cak hürriyetin varlığı, dolayısıyle demokrasiyle mümkündü! Demokrasinin kurulması ıçın başlıca hürriyetlere kavuşmak kâ- fi değildir. 'Gerçek bir demokrasıde Rıza CAN hürriyetlerin teminat altına — alın- ması da Jâzımdır. Bu' yapılmadık- ça hürriyet, güneşin kapkara bu lutlar arasından bır an gorunme- ne benzer. Hürri güneşinden daıma fayda lanmak ıstey en millet- ler onu koruyacak bır takım ted- birler almışlardır sqıeu nün "Kuvvetler Ayrılıgı dokt i hür- riyetlerin gasp edılmesıne ngel olmak ister. Bu benım miş olan Amerıka Bırleşık Dev let- leri Anayas sama — yetkisini Ayan Meçlisi ile Senatodan ibaret olan Kongreye vermiştir. İcra orga- nı ise halk tarafından seçilen bir Başkandan ibarettir. Kongre tara- dan an kanunlar anaya- saya uygun olmadıgı takdirde, bun- ları ilga eden bir yüksek mahkem vardır Hulasa demokratık nızamı urmuş devletlerin — başlıc hususıyetlerı şöyle sıralanabılır. 1. Yasama görevi iki meclise ve- rilmiştir. Z. Anayasaya aykırı kanunlar çı- karılam 8. Kaza organı tamamen müsta- kildir. a . Basın hürriyeti Anayasa te- minatı altına alınmıştır. . Siyasi Partilere Anayasada yer verilmiş olup. muhalif par. tiler iktidar partısımn ıstıfade ettiği vasıtalardan aynen fay- dalanırlar. - Işçının hak ve hukuku korun- muştur. U a Şimdi bir sual karşısındayız: A- caba insanlar hangi merhaleden son. ra hurrıyet uğrunda mucadeleye gi- rişirler ? Her şeyden el bu müca- delenin zengınlıkle alakası olmasa gerek. Atina sokaklarında yalınayak dolaşan Sokrates ınsanı düşüncele- ri uğrunda can ver au'nun sefaleti onun hürriyet aş- kını söndüremedi partı kuvvet ve kudreti mani olamadı. Amerikalılar istik- lâl mücadelesine atıldıkları zaman hıçte zengin değillerdi. Şu halde hürriyet bir terbiye — meselesidir. Fert, ailede, mektepte insan olarak yaşamanın şartlarını öğrenirse hür- rıyetsız yaşamaya tahammül ede- insan ancak hür olduğu zaman bır değer taşıyabilir; AKİS, 25 OCAK 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: