8 Şubat 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

8 Şubat 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

işçilerininkinden daha az değildi. Ev- vela aralarında — anlaşamamışlardı. Bu yüzden çoğu sendikalarından ay- rılarak yeni bir sendika kurmuşlardı. İşte o pazar günü yaptıkları kongre de bu yeni sendikanın ilk kongresiy- di. Eski sendika dertlerine bir çare bulamamıştı. Bütün ümitleri bu yeni sendikada idi. Dertlerin başında üc- retler geliyordu. Aralarında — ayda 200 liraya çalışanlar vardı. İstanbul Elektrik Tünel ve Tramvay idaresi- ne 8 yıldanberı emek verip de saatte sadece 106 kuruş alabilen işçiler çok- tu. Hepsi emeğin bu şekilde değer- lenmesınden şikâyet ediyorlardı. He- le yeni' girenlerin daha yüksek üc- ret alıp ta eskılerın aynı yerde bırakmaları acıydı irenlere hayat pahalılığı dolayısıyle bıraz da- ha yüksek ücret ödeniyordu. hayat pahalılığı, eskiden- beri çalışanlar için yok muydu? On- lara ekmeği, eti, yağı, fasulyeyi es- naf daha mı ucuz veriyordu? Yoksa, bugüne kadar aldıkları ücretlerden biriktirdiklerini mi yiyeceklerdi ? Doğrusu bunu anlamak güçtü. Nazif Telkıran kaynakçı ustaca idi. İdareye de 1942 de girmişti. Hâlâ saatte 130 kuruş ücret alıyordu. Evli ve iki ço- cuk babası En fazla ezilenler silicilerdi. Bir hafta gece bir gündüz çalış- gerekirken 5 ha ta devam- l1 olarak gece çalıştırılıyorlardı. Bir ara buna itiraz edecek olmuşlardı da, müdür giriş kapışındır tek olduğunu fakat çıkmak için diledikleri kapıyı seçebileceklerini söylemişti. Hastala- nanlar doktora çıkmak bile istemi- yorlardı. İstirahat alsalar, yevmiye- lerini kaybediyorlardı. Yeteniye de kaybedilecek şey değildi. Hele ri Temiz birgün doktora çıktığında, "bugün reçetemiz yok hastaya baka- mayız" diye karşılanmıştı. Kong- rede konuşurken "bunu hiç olmazsa birgün önceden ilân etseler de biz e ona gore hastalanmasak" — dedi. İşçilerin, çoğu kendilerine ,ecir mu- amelesi. yapıldığından şıkayet ediyor- lardı. Yeme ozuk, ücretler dü- şük, muamele kötü idi. .Gece çalışan- lar içecek su bile bulamıyorlardı. Hem sonra gece çalışanlara eskiden ödenen 10 tazminat ta kalkmış- tı. İncecik elbiselerle karda kışta, tramvay yollarını tamir edenler, so- ğuktan donuyorlardı. Başlarına bir kaza gelse idarenin sıhhi imdat ara- bası yoktu. Kazazedeler kamyonla hastâhaneye götürülüyordu. İETT memurları yılda 5 — maaş ikramiye alırken İşçiler ancak 2 ma- aş alabiliyorlardı. Fakat onu almak için de büyüklere telgraflar çekmek lâzımdı. Bu zamları memurlar mun- tazam aldığı hâlde ışçıler ne zaman alacaklârını bilmezle İETT İdaresinde çalışma şartla- rı son derece bozuk ve kötü idi. 12- 14 saat çalıştırılanlar Vardı. Boya- cıyı aküleri kontrole memur ediyor- lardı. Hele ki, görülecek şeydi. Yüz beygirlik motorlerın çekemedıgı O ağır otobüs- leri"omuz — "postası” — yürütüyordu. 24 bir omuz postası vardı. ÜCRETLER ÇOK DÜŞÜKTÜR eclis Encümenlerinde Çalışma Bakanı ile muhalefet millet- vekilleri arasında yapılan tartış- malar memleketimizde işçi ücret- lerinin son derece düşük bir se- viyede bulunduğunu göstermiştir. Esasen işçi ücretlerinin düşük se- viyede bulunduğunu görmek için Meclisteki tartışmaları beklemeğe de lüzum yoktu. Rastgele bir oto- büs şoförünü, tütün işçisini çevirip ücretinin kaç kuruş okluğunu sor- makla memleketimizdeki işçi üc- retlerinin nekadar düşük olduğunu öğrenmek mümkündü. Heleişçi ka- ın ise, onun daha düşük bir ücret aldığı derhal meydana çıkar. İşçi ücretlerinin düşüklüğünü il- gililerin, bilmemesine de — imkân yoktur. Acaba onları bunun aksini iddia etmeye sevkedeh sebepler ne- lerdir? Ve onlar nasıl olup ta ücretlerin yukseklıgını ileri süre- bilmektedir. İşçi ücretlerinin yüksek olduğu- nu iddia etmek tabiatile işverenle- rin işine gelmektedir. Onlar suretle işçilerin daha yüksek bir .Ücret istemelerini ve halkın bu iste- ği desteklemesini önlemek gaye- sini gütmektedir. Zira işverenler iş- çilerine ne kadar az ücret öderler- se kârları o nisbette yükselmekte- dir. Her iktisadi.teşebbüs de mas- rafını kısıp kârını arttırmak gibi bir gaye ile hareket ettiğinden iş- çi ücretlerinin sevivesi dalma dü- şük kalmaktadır,. Fakat işveren devlet veya smi bir müessese ise, durum de- ğişmektedir. Devlet, — çalıştırdığı olarak herşeylerini düşünmek zorundadır. Ancak devlet sektöründe çalışan işçilerin durumu da, tabii bazı istis- nalarla diğerlerInkinden pek farklı değildir. Devletin işçilere — düşük ücret ödemekte menfaati yoktur. Buna rağmen devlet sektöründe çalışan isçilerin ücreti de son de- rece düşüktür. Bunu anlamak i- çin asgari ücretin kabul edildi- ği bazı iş kollarındaki ücret sevi- yelerine bakmak kâfidir. — Asgari ücret komisyonları günde 480 ku- ruş ve hattâ daha düşük Ucretler kabul etmektedirler. Günde ruşla bir işçinin degıl aılesını ken— disini bile geçindirmesine yoktur.. Fakat günde 480 kuruştan daha düşük ücretle çalışıp ta üs- telik bunun — üzerinden vergi Ö- deyen işçiler de vardır. Bir te- mizlik işçisi ayda 120-150 lira al- maktadır. Bir belediye şoförünün aylık ücreti 200 1liradır. Fakat Adil AŞÇIOĞLU hava olanında çok defa gece işi gören işçiler arasında ayda lira ile geçinmek zorunda kalan- lar da Vardır Tutun ışçılerı Tabiatiyle bütün bu işçiler ara- sında günde 18 liraya kadar va- ran Üücretler alanlar da bulun- maktadır. Fakat bunlar sayıları pek az olan mütehassıs işçi- işverenlerin hususi hi- mayesine mazhar olanlardır. Di- ğer işçilere nisbetle yüksek ücret alan işçilerin kendilerinden başka işverenlere de faydası vardır. İş- verenler bu istisnai ücretleri mi- sal olarak gösterebilmektedir. He- e ücret vasatileri alınırken, 1şçıler arasında boyle birkaç yuksek üc- işçi ile teknik elemanların ücretle- rini de kasten işçi ücretleri Aara- sında göstermek suretiyle işyerle- rinde ücret vasatisinin yüksek ol- duğunu sözde isbat etmek yolunu tutmuşlardır. Fakat buna aldanan işçi kalmamıştır. Birçok memlekette, işçi ücret- lerinin düşüklüğü gözönünde tutu- larak işçilere sosyal yardımlar ya- pılmaktadır. Türkiyedeki bazı pet- rol şirketlerinden işçiler, Petrol O- fîsının yaptıgı gibi, aile ve çocuk 1 nev'inden sosyal yardımlar yapılmasını istedikleri zaman şir- ketlerın cevabı gayet basit olmuş— tur: "Biz i?çi için ücret veririz, onun aılesını de düşünmeğe mec- bur değiliz " Şayet işçinin aldığı ücret onun ailesini de geçindirecek seviyede olsa, buna kimse birşey diyemez. Fakat işçiye kendi geçi- mini bile sağlamayan bir ücret ö- denirse, bu cevap yanlış ve hak- sız bir cevap olmaktan öteye gi- demez. Burada devlete düşen bir vazi- fe vardır. Ya işçilerin haksız bir ücret sistemi içinde — ezilmelerini önlemek, yâ da onları kozlarım iş- verenlerle paylaşmakta serbest bı- rakmak, yani grev yasağını kal- dırmak. Halbuki bunun tamamen aksine şahıt olmaktayız. İşçileri korumak için gerekli tedbirler a- lınmanıaktadır. Üstelik İşçiler, "bı- rakınız hakkımızı biz arayalim" de- seler" devlet buna müsaade etme- mektedir. Bu suretle de devletin bu pasif müdahalesi işçilerin ücret sistemi vasıtası ile gittikçe dana fazla ezilmesine sebebiyet ver- mektedir. AKİS, 8 ŞUBAT 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: