30 Ağustos 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

30 Ağustos 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA B. M. M. Beyaz beyaz değildir! Geçen — haftanın ortasında B. M. nde Maliye Bakanı Hasan Polatkan, sekiz yıllık iktidar haya- tının belki de en müşkül saatlerini yaşadı. Sekiz senedir kredi genişle- mesinin — methiyesini ya mış, plân program lâflarına omuz silkmiş, de- falarca — devalüasyonun — aleyhinde konuşmuştu Şimdi bunun tam aksi bir siyasetin savunmasını yapmakla vazifelendirilmişti. Dün beyaz dedi- ğine bugün siyah dediğini farkettir- meden, siyahın beyaz — olduğunu göstermesi lâzımdı. Doğrusu bu zor ve nankör bir işti! Sebati Atama- nın mantık oyunları bile, siyahı be- yaz göstermeye kâfi gelmıyecektı Nitekim —Polatkan bir h ylı güç- lük çekti: Sekiz senedir "istikrar içinde gelişen bir ekonomi"den bah- setti. O halde yeni tedbırlere ne lü- lüzum var sualine maruz kalabilece- ğini aklına getırınce, kendı kendini düzeltti ve "esasen mustakar olan ekonomımıze yem hız vermek için" — tedbirler alındığını soyledı' Tabii ki bu cümlenin hiçbir manası yoktu. Bu durumda İktidara, "sizin zamanınızda şöyleydi, şımdı boyle 5 "vay yatırım istemiyorlar", "dış y diım almamızdan sevınmedınız mı" "tedbirleri beğenmiyor musunuz"" gibi lâf-ı güzaftan başka bir şey kal- madı. Dış yardımın hikâyesi de tedbir- ler gibi perişan bir şekilde anlatıldı: "Dostlar şimdiye kadar yatırımları Samet Ağaoğlu Kazdığı kuyuya düştü AKİS, 30 AĞUSTOS 1958 kes diyorlarmış, biz hayır cevabını veriyormuşuz, Bunun için yardım alınamamış.. Şimdi dostlar fikir de- ğıştırmışler eh biz de yardımı ka- bullenmişiz..." Sanki Avrupa İktisa- di Işbırlıgı Teşkilâtı, Para Fonu ve anın yayınladıkları tebliğleri Turkıyede okuyan hiçkimse mev- cut değildi. Dışışlerı ve Maliye Bakanının anlattığı, çocukların bile anla- mıyacağı bu hikâyenin Muhale- fet sözcüsü Aksal bir iki cümleyle yaldızını dökmekte güçlük çekmedi. Aksal, iktidarın takmaya çalıştığı çelmelere de, kendini hiç sıkmadan amansız tırpanlarla mukabele etme- sini bildi. Çetin bir ceviz ksal, o gün hakiketen — formun- daydı. Mevzuu didik didik ettiği belliydi. Dokümanlarla dolu dosyası- na ve notlarına bakmaya lüzum da- hi görmeden, tam bir çıkmazda bu- lunan iktisadi durumun — noksansız bir tablosunu yaptı, dış yardımın hangi şartlar içinde verildiğini an- lattı, alınan tedbirleri birer birer inceledi. Karanlıkta kalan noktala- rın aydınlatılması için hükümetten sayısız sual sordu. Cevap alamayın- ca suallerini tekrarladı. Fakat nafi- le.. Sualler cevapsız kaldı. İktidar cevap vermemek hususunda azimliy- di.. Sualleri cevaplandıramıyan İkti- dar, ufak tefek çelmelerle, — Aksalı hırpalamayı denedi. Fakat bu ayak oyunları tam bir hezimetle netice- lendi. İlk çelme, Sanayi Sayımına ismi- nibağlıy amet Ağaoğlundan geldi: Aksal, meşhur sanayi sayı- mı" tâbirini kullanmıştı. Ağaoğlu “meşhur" tâbirini beğenmedi ve "ni çin meşhur, tahrik mi ediyorsunuz ?" diyerek hatibin sözünü kesti. Gelge- lelim Aksal, sebepsiz yere Sanayi sayımının a bir sıfat taka- cak kimselerden değildi. Sebebini derhal izah etti: Ağaoğlu yalnız hu- susi sektör için 1957 yılı sanayi istih- sal heyetinin 14 milyar liraya ulaştı- %ınısoyluyordu Temmuz ayında nönüye cevap veren Polatkana göre devlet sektörü dahil 1957 istihsali 11 milyardı! Halbuki İstatistik Umum Müdürlüğünün her yıl yaptığı Sâna- yi anketindeki hesaplara dayanılır- sa, 1957 istihsali 7 milyar lira civa- rındaydı. Rakkamlar arasında kar- h dağlar vardı ve Sanayi sayımı işte bunun için meşhurdu. İş bununla da bitmiyordu. 1958 büt- çe mazbatasında evvelâ 1957 Sanayi sayımına dayanılarak, — sanayimizin kapasitesinin yüzde 42 altında ça- lıştığı yazılmıştı. Herhalde bu itiraf pek iyi karşılanmamış olacak ki, sonradan mazbataya bir ek konmak ihtiyacı duyulmuştu. Ekte, 1957 yı- lında yeni tesislerin ışletmeye açıl- ması ham madde ve işletme açıl- acağımız ıthalatının 1957 de artması Terfik İleri Deme olmaz olmaz.,. sebebiyle sanayimizin — birden, bire geliştiği yazılıydı' Aksal ha madde işletme malzemesi ithalâ- tının 1957 de nasıl arttığını tam an- latacakken, Bütçe — mazbatalarının müellifi Sebati Ataman dayanamadı, "İşte şımdı yakalandın" der gibi bir edayla, "ithalâttan bahset" diye ba- ğırmaya başladı. Aksal, 1957 de hanı madde ve işletme malzemesi ithalâ- tının hakikaten arttığını söyledi Yalnız bu artış Amerikanın hediyesi arpa, buğday vb. ıthalatının gayret- Hi —muhasebeciler sayesi madde ve yedek parça lıstesıne dahıl edilmesiyle mümkün olmuştu' 70 milyon lira tutarındaki buğ- day, işletme malzemesi sayılmıştı' Eee herşeyın kanatlandığı — Görül- memiş Kalkınma — diyarında insan makinesinin akar yakıtı olan buğ- day, ham madde sayılırsa ne olurdu sanki? Ama Aksal o fikirde degıldı "Işletme malzemesi buğdayın içine girmez. Arpa ham — madde Bugday yedek parça mıdır? du. Doğrusu bu İsmail Rüştü de çok oluyordu. Ona bir ders vermek için Ataman derhal dosyalarını karıştır- maya başladı. Fakat sevinci uzun sürmedi. Dosyasında, Buğdayın ye- dek parça, arpanın ham madde sa- yıldığını herhalde görmüş olacakki, bir daha bu muvzua dönmedi.. Sa- met Ağaoğlu da bundan sonra söze hiç karışmadı.. Ama İktidar sırala- rından çelme takmaya çalışanlar ek- sik olmadı: Aksal, Milli Korunma Ka nunu fiyaskosundan bahsediyordu. 1956 da "Fiyatlar düşecektir, dıger alacağımız tedbirlerle daha da düşe- cektir. Fiyatlar düşmiyecektir mal 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: