30 Ağustos 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

30 Ağustos 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Birleşmiş Milletler Dünya pazarı (Kapaktaki Genel Sekreter) eçen haftanın sonuna doğru, Bağdattaki İran Elçiliği men- supları tehlikeli bir gün geçirdiler. Elçiliğin önü hâlâ ihtilâlin heyeca- nım yaşıyan binlerce Iraklı tarafın- dan istilâ edilmişti. Nümayişçiler "yasasın Cumhuriyet, yasasın — İran Cumhuriyeti" — diye bağırıyorlardı. Acaba Bağdattaki 14 Temmuz ihti- lâli, bir ay kadar bir gecikmeyle İranda da tekrarlanmış mıydı? Hâdisenin aslı çok geçmeden an- laşıldı. Hâdiseye, Tahran Radyosu- nun, Musaddıkın devrilmesinin be- şinci yıldönümü — dolayısıyla yaptığı neşriyatın yanlış tefsir edilmesi se- bep olmuştu. Filhakika Tahran Rad- tıpkı bir buçuk ay evvel Bağ- dat Radyosunun yaptığı gibi bir hükümet darbesinden bahsediyor ve halkı sükünete davet ediyordu. Bağ- datlı Cumhuriyet aşıkları, daha faz- lasını dinlemeye lüzum gormemışler derhal "Yaşasın Cumhuriyet" âvâze- leriyle sokaklara dökülmüşlerdi. Bağdatlılar eğer haberin sonunu din- liyecek kadar sabretselerdi, Tahran Radyosunun beş yıl evvel Zahidinin yaptığı bir konuşmayı yayınladığını ve halkın Şaha sadık kalmasını is- tediğini öğreneceklerdi.. Ama onla- ra Şahın devrilivermesi o kadar ta- bii gelmişti ki! Sadece İrandan de- de ç çmede yet seslerinin yükselmesini bekliyor- lardı. Meselâ ürdünde Cumhurıyetın ilânı bir gün meselesiydi Gelgelelim Amerikanın dış siya- setini tek başına yürüten adam, Bağdatlıların inancını paylaşmıyor- du. O, dost petrol şeyhlıklerının ve genç Kral Hü üseyinin — nasıl ayakta tutulabileceğinin çarelerini arama la meşguldü. İngiliz askerleri ılele— bet Urdunde kalamazdı. — Elbet bir gün — çekileceklerdi. O halde — dost Kral Hüseyini ve petrol — şeyhlerini korumak için yeni bir formül bul— mak lâzımdı. Bu formül Orta Do- ğuya Birleşmiş Milletler üniforma- sını taşıyan askerlerın gönderilme- sinden ibarett Bizzat Eısenhovver Birleşmiş Mil- letlerde bu tezi savundu. Fakat çok geçmeden Genel Kurulun Birleşmiş Milletler askerleri — gö nderılmesını hararetle — desteklemediği, görü Eisenhower bile geçen Çarş amb yaptığı basın toplantısında, "Sulh kuvvetleri" teklifinin hemen kabul edileceğini — sanmadığını — söylemek sorunda kaldı. Bunun üzerine Mr. Dulles, Amerikan teklifini deha mu- tedil bir dille ortaya koyan Norveç karar suretinin Genel Kuruldan geç- mesini temine çalıştı. Ne yar ki, Bir- leşmiş Milletler eski Bırleşmış Mil- letler değildi. Dünya Evi 51 veya 60 Üyeye sahip iken — yani bir kaç yıl evvel Amerika için Genel Kuruldan istediği kararı geçirmek işten bile değildi. Sadık NATO ve Güney merika memleketleri gerekli üçte 1k1 ekseriyeti kolayca temin ediyor. Sovyet bloku o zamanlar, ancak beş oya sahipti. Hâlen Birleşmiş Millet- Mrt. E. yeni bir Orta Doğu seyahatine çıkarken Abbas yolcu! ler üyelerinin sayısı 8l'e yükselmiş- tir. Sovyet Bloku 10 üyeyle temsil e- dilmektedir. Çoğu nötralizme taraf- T 28 üyeli bir Asya-Afrika grubu ortaya çıkmıştır. Düne kadar sadık Güne Amerika — devletleri, yavaş yavaş söz dınlememeye başlamışlar- Mr. rağmen, Norve Dulles bütün bu güçlüklere karar suretini ge- çirebileceğini umuyordu Koridorlar- a uzun pazarlıklara başladı. Güney Amerikanın asiliğe — hevesli temsil- cilerini bir araya topladı, tatlı vâad- lerle onları ikna etmeye çalıştı, ve bunda muvaffak oldu. Geçen hafta- nın ortasında, Camdan Sarayın ko- rıdorlarında yapılan hesaplara göre fi gelecekti. Yalnız 10-12 devletin çekimser kalıp kalmıyacağı belli de- ğildi. Teşebbüs rizikoluydu. Birleş- miş Milletlerde açıkça bir maglubı- yet Amerika için feci bir şeydi. Mr. Dulles bu tehlikeyi göze almak iste- miyordu. Bundan başka Dünya Evin- e, Orta Doğuya Birleşmiş Millet- ler kuvvetleri gönderilmesi karar al- tına alınsa bile, asıl ilgililer, yani A- raplar bu karara hayır derlerse neti- ce ne olacaktı? Müsbet bir iş yap mak istenilirse, mutlaka Arapların rızasını elde etmek lâzımdı İşte geçen haftanın ılk günleri Dünya Evinin koridorlarında durum buydu. Mr. Dulles ümitsiz bir şekil- de, hiç değilse Amerikanın prestiji- ni kurtaracak bir formül bulmaya çalışıyordu. Arap bombası Turk Dışişleri Bakam Zorlu, B. nin olağanüstü toplantısında bulunmak üzere o sıralarda Türkiye- ye döndü. En büyük meziyetini nef- sine plan emniyeti teşkil eden Dışiş- leri Bakanı, dış siyaset hakkında verdiği uzun izahat sırasında Birleş- miş Milietlerdeki müzakerelerin sey- rinden bahsetmeyi de tabii unutma- dı. Zorlu, mutadı üzere iyimserdi ve Dunya Evindeki müzakerelerin neticeleri Üüzerinde ihtiyatsız tah- minlerde bulunmaktan kaçınmadı. Dışişleri Bakanına göre, küçük mil- letlerin imdadına gıdılmesının bır va- zife oklugunu ileri süren "Sulh cep- nin tezi "Sovyet bloku ve onun- la teşriki mesai eden bazı devlet- ler müstesna tamamiyle kabul olun- muş bir keyfiyetti." Yakında Birleş- miş Milletler kararını görecek ve bundan "inşirah" duyacaktık. Ne çare ki hâdiseler hiç de Zor- lunun tahmin ettiği gibi cereyan etmedi. Son dakikada patlatılan bir Arap bombası bütün tahminleri alt- üst etti. Hâdise Arap ligine mensup on Birleşmiş Milletler üyesinin, Or- ta Doğu meselelerini bir çıkmazdan çıkarmaları için bir araya gelmeye karar vermesiyle - başladı. On Arap devleti, Çarşamba günü akşamı Dunya Evinin zemin katında toplan- dılar. Müzakere tamamiyle şark işi karşılıklı muhabbet gösterileri için- de geçti. Sık sık "biz hepimiz karde- AKİS, 30 AĞUSTOS 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: