24 Ocak 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

24 Ocak 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ Kalkınma Fazla yatırım, ama... ejim davalarıyla — yetinmiyen ve Rpartının diğer temel meselelerde- ki görüşünü de tesbite çalışan Ana Dâvalar Komisyonunun iktisadi sa- hada getirdiği fikirler, geçen hafta- nın ortasında Kurultay tarafından müzakeresiz kabul olundu. Söz al- mayı hiç kimse düşünmedi. Hattâ raporun ciddiyetle dinlendiği bile söylenemez. Zira zihinler Ana Döâ- valar Komisyonu raporundan hemen sonra konuşulacak olan tüzük tadi- lâtı meselesiyle ve yaklaşan Parti Meclisi seçimleriyle meşguldü. Bu meşguliyet, 'son derece iyi hazırlan- mış, sadece bugünün değil, yarının iktisadi meselelerini ele alan rapor için bir talihsizlik oldu. Mamafih ra- por, teksir edilerek teşkilâta yolla- nacak, partililere rapor üzerinde dü- şunmek imkânı verilecektir. Kurultayın kabul ettiği rapor, iktisadi meseleleri kısa ve uzun va- deli olmak üzere ikiye ayırmakta- dır. Kısa vadeli meseleler başlıgı al- tında D. P. İktidarının uçurumun tâ kenarına geldikten sonra" ve "ö- dünç veren yabancı devletlerin ısra- rı ile" almak zorunda kaldığı istik- rar tedbirleri incelenmekte ve flâsyonun şampiyonu şimdiki 1kt1— darın sekiz yıldır takip ettiği poli- tikaya taban tabana zıt bir politi- kayı samimiyetle yürütebileceği hu- susunda şüpheler izhar edilmektedir. Raporda buraya kadar yeni olan bir şey yoktur. Bu fikirler, bilhassa İsmail Rüştü Aksal tarafından Mec- lis içinde ve dışında müteaddit defa belirtilmiştir. Raporun getirdiği ye- nilik, uzun vadeli meselelere bakış tarzında gorulmektedır lar Komisyonu, "Görülmemiş — Kal- ınma" edebiyatına rağmen Türki- yenin az yatırım yaptığını, çok da- ha fazla yatırım yapması gerektiği- ni soylemektedır Bu, iktidarın yıl- lardan beri sürüp gıden "biz yatı- rımcıyız, siz kalkınmanın düşmanı- sınız" gibi haksız iddialara verile- bilecek en iyi cevâptır. Hakıkaten omşu mem mleketlere nazaran, Tür- yatırımcı D. P ıktıdarı zamanında, az yatırım yapıl- Yapılan yatırımlar, — her yıl çalışma çağına gelen kimselere dışında iş teminine — bile kâ f"ı gelmemektedır Neticede, zira- at sektöründe işte görünüp, hıçbır iş yapmıyan ve senenin 200 gününü kahvede geçiren kımselerın sayı rek, bunu, yani daha hızlı kalkınma- yı istemiştir. : . P. nin en yuük- 22 sek karar organı, bu suretle Türki- yenin yarınını — ilgilendiren — teme meseleye el atmıştır. Yalnız daha fazla yatırım yapmak, daha — fazla fedakârlığı göze almayı, daha fazla çalışmayı ve daha zla mahrumi- yete katlanmayı gerektirmektedir. O hâlde yarın için vaatlerde bulunur- ken, halk efkârı buna göre hazır- lanmalıdır. Eğer H, P. bir taraf- tan hemen refaha kavuşmaktan ve çok yatırım yapmaktan dem vurur- sa, halkı da, kendini de aldatmış o- lacaktır. e var ki, hâlen C. H. etike- tini taşıyan — kimselerde, ekserıya "opportunisme" hâkim olmakta, ho- şa giden şeylere evet, hoşa gitmiyen şeylere hay denmektedir. — Plân program lafı edılmekte ama plân Ve programın en büyük düşmanı olan "regionalisme"in en parlak örnek- leri 'verilmektedir. İstikrar denmek- te, istikrarı tehlikeye atacak masraf teklifleri fütursuzca B. M. ne ge- tirilmektedir. İhtimal Kurultay ka- rarına uyularak hem fazla yatırım yapalım, hem çok daha fazla istih- lâk edelim demekten — çekinilmiye- cektir. Bu takdirde millet huzurun- da iktisadi sahada alınan taahhudun yerine getirilmesi mümkü miıya- caktır. O halde C. H. P. etıketını taşıyan kimselerin, gayeler — kadar gayelere götüren yollar üzerinde de 'düşünmeleri ve bunları halka anlat- maları lâzımdır. İktidara hazırlan- mak, yarın karşılaşılacak meselelere halkı da hazırlamayı gerektirmek- edir. İsmail Rüştü Aksal Derdin devasını biliyor SAHADA Hâlen yapılan yatırımlar hiç şüp- he yok çok azdır. Türkiyenin artan nüfusuna iş bulması, hayat seviye- sini yükseltmesi Ve ileri memleket- lerle arasındakı gıttıkçe genişliyen m in çok daha halka "talep etme" fedakârlık ruhunun mecburiyetti zihniyeti yerine, aşılanması bir İktidara namzet parti adına ko- nisbetinde bu deceklerini ümit etmek İlâzımdır. Doğu kalkınması eçen haftanın sonuna doğru ik- tidar basını ve sözcüleri, sankı en hassas yerlerine dokunum bi kıyametı kopardılar: "Vay efen- dim. Doğu Batı ne demekti? Türki- yenin Doğusu ve Batısı — arasında bir tefrik yapılamazdı. Hele oğu 1llerı ihmal edildi iddiası düpedüz İktidar basını ve rad- rin listesini verdiler. şu kadarı den sonra şu dar dediler. Hâdis Kurultayında H. ıllerının acıklı hâlinin" bahis bu yılki bütçe muzakerelerı sırasın- da yeniden aynı manzaraya — şahit olunacaktır. a iktidar sözcüleri ne derse desin ortada bir mesele vardır: Do- ğu ve Batı illeri arasındaki mesafe gittikçe açılmaktadır. İktisadi kal- kınma Batı illerinde vuku bulmak- İktisadi bakımdan iki Türkiye — te- şekkül etmektedir. Bunu — anlamak için İstatisttik Umura — Müdürlüğü- nün itibariyle hazırladığı Sa- nayi Anketine bir göz atmak kâfi- dir. Bu ankete göre meselâ Ağrıda 1950 ve 1951 yıllarında hususi sek- tör tarafından — kurulmuş, 10 dan fazla işçi veya 10 beygir gücünden fazla enerji kullanan hiçbir, tesise rastlanmamakta, de bir tek tesis kurulmuş, 1956 sonunda Ağrı- da hâlâ bir tek tesis mevcuttur.' Bu görülmemiş kalkınmanın — neticesi Ağrı ilinde 1950 - 1966 devresınde hususi sektörde 8 kişiye iş tem edilmiştir. 1950 de bir tek tesise sa- hip olan Bitlis, 1955 da da bir tek Bu tesiste 1950 de tesise gahiptir. 3 kişi ücretle çalışırken, ücretlilerin sayısı 1956 da ikiye düşmüştür! Si- AKİS, 24 OCAK 1959

Bu sayıdan diğer sayfalar: