16 Haziran 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 9

16 Haziran 1959 tarihli Akis Dergisi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

tük, bugün matbuattan hiç bahset- mıyecegız" dedi ve sonra fasıla yer- medir arkası arkasına hikayeler an- latmaya başladı. Malta Koşkunde yenen bol iç hıkayelerle bu meselenin de konuşulması önle- nemedi. Kağıt ithalinin SEKA'dan alınıp patronlar sendıkasına veril- mesi fikri ileri sürüldü. Bu suretle gazetelere kilosu 215 kuruştan gelen akşam yemeği bu neşeli kâğıdı 135 kuruşa maletmek müm- süslendi. Gecenin geç saatlarına ka- kün olacaktı. SEKA'nın bu yüzden dar süren toplantıda en çok konu- uğrıyacağı yılda 12 milyon lira ka- şan ve nükteler savuran takii ki ar tutan kaybı kapatmanın şu veya portparol Falih Rıfkı Atay oldu. bu şekılde bır yolu — bulunabilirdi. "Matt l ğız" M mevzuda itirazı yok- teminatına rağmen söz dönüp dola- — tu. Af mevzuunda da iki taraf pren- Yani ba- basın odaları, ba- sın kan nun tâdili, muhayyel şid- det tedbırlerının frenlenmesi gibi me- seleler ister istemez ele alındı. Men- deresin "Bunlar kâğıtlarını kurtar- maya uğraşıyorlar, keselerini nüyorlar" şeklinde an pılmasını önlemek için, mali ata dokunmamaya şıp basının akıbetine geldi. sın suçlarının affı mevzu- çalışıldıysa — da, sip itibarile mutabıktı. Basın odaları mevzuunda ise ihtilâf — mevcuttu. Menderes Basın Birliğinin Hükümet kontrolü altında olmasını ısterken şekline de muhalifti. takdirde Cumhuriyet, edilmezse- basın odalarının dışında kalacaktı. Demokrasinin Kaleleri önergelerinin Başkanlık tarafından gündeme alınmayışını termege çalışan bazı D. P, sözcüleri. D. P. "çoğunluğunun" ileri gitmişlerdir. ayı çokluğunun esiri değil, Turhan FEYZİOĞLU mazur gös- Meclis Başkanlık Divanının bile takdırlerıyle bağlı olduğunu iddia edecek kadar Anayasa ve içtüzük hükümlerinin ta- rafsız tatbikçisi olması gereken Başkanlık Divanı hakkında böyle sa- bir anlayışın açıkça izhar edilmesi, herkesten önce Meclis Baş- kanlıgını infiale sevketmeliydi. mokrasi çoğunluğun dilediğini yapmasıdır" riflerin ortaya atılması karşıs natlar rejimidir" tezini bir an için olsun, hatırlamalıydılar. S adece "çoğunluğun hâkimiyeti" rasi, batı âleminin anladığı devletı istisnasız bütün devlet ında, D. li yıllarca dıllerınden düşürmemiş şeklinde anlaşıldığı mânada İnsan haklarına ve hukuk fikrine dayanan bir rejim olmaktan çıkar bir devlet içinde siyasi iktidarın hangi o nın nasıl seçileceği meselesi ile ilgili değildir. organlarının hukuk kaideleriyle tarzında garip ta- "demokrasi derlemik temi olduklarını takdirde, de- malarını ve devlet kudretinin bir takım ana haklarla sınırlandırılma- tirir. sını gere eşhur hürriyet mücahidi Thomas Paine, İnsan haklan" adlı klâsik eserinde, let organlarının Keçimle iş başın Dıktatorluk bir şahıstan gelebileceği gıbı luğundan, bir siyasi da gelebilir. ğunluğa dayanamadıkları ları için. bağlı ol datları Çoğunluğu rın yetkileri ğini izah eden Amerikalı göğe kadar hakkı var. partinin masını gerçekt “yeni hükümdar" T ürkiyede muvaffak olamıyacaklardır. merkEzinden, Rusya ve peyklerindeki için değil, "çoğunluk tahakkümü" kurma heveslileri Çünkü, gitgide eriyen bir azıldık halindedirler. "The Kights of Man - hu fikri şoyle ifade etmiştir: Dev- gelmesi, udutsuz bir yetkiye sahip olacaklarsa eğer seçilen kimseler son- ıstıbdadı ortadan kal- bir parlâmento çoğun- bir içtimai sınıftan sözde "halk demokrasileri", ço- fakat muhalefete hak tanımadık- siyasi kudretin insan haklarıyla sınırlı ve hukuk kaideleriyle en kabul etmedikleri ib- gölgede bırakan birer müstebit için, tarihteki nice isti idare örneğidir. diye vasıflandıran ve bu hükümda- sınırlandırılmazsa en müstebit hukuk bilgini kralları bile aratabilece- didin W. Burgess'in yerden hu emellerinde her şeyden önce, millet içinde "Demokrasi kaleleri"ni tama- miyle tahribe ve ele geçirmeye ile asla imkan bulamıyacaklardır. Bu milletin hak duygusuna, asaletine, mücadele gücüne gerçekten -ina- nanlar sonunda daima haklı çıkmışlardır. AKİS, 16 HAZİRAN 1959 OLUP BİTENLER Toplantıda -hiç değilse görünüş- te;- üÜzerinde en fazla hassasiyetle YURTTA Ağırcezaca vardı. Ah- edilmişlerdi. Hav" yazısından Falih Rıfk dit Faik ile mahkemedeydiler. bâzı dâvalar vardı. Fakat bunlar a- rasında en mühimi Ahmet Emin Yal- man ve Faikin sanık olarak bulunduğu "Pulliam dâvası" idi. A- merikalı gazeteci Pulliam'ın maka- lesini iktibas eden Ulus, Ankarada mahküm olmuş, karan Temyiz tas- dik etmişti. Temyizi kararından sonra, İstanbulda dâvaların ne şe- Ahmet Emin Yalman Akıncı ruh!, kestirebilmek lüzum yok- kilde sona ereceğini için müneccim olmaya tu. Başbakanın Ulus mahküm olduk- tan sonra diğer gazetelerin muva- fakatini g?ri alarak kurtarması dü- şünülemezdi. Şu halde ancak basın suçlarının afflı Dünya ve Va hı lerını mahkümiyetten kurtarabı— Gizli toplantılar — işte cede de bazı vaadler muk b Beyfendiye muhalefetı nden öteye gitmeleri çok zo Damoklesın kılıcı S tatükoyu kurtarmak -demokrasi- yi değil- pahasına yapılan alış- 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: