30 Mart 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

30 Mart 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmirli gazeteciler, Belediyeye gel- diklerinde karşılarında Faruk Tun- cayı bulacaklarını, toplantının Be- lediye Başkanı tarafından tertiplen- diğini zannediyorlardı. Ama gazeteci- ler pembe renkli telgraf kagıdıyla karşılaşdılar ve Basın Toplantısını pembe Telgraf yaptı. Doğrusu iste- nirse bu telgraf Tuncanın askerliğini yaptığını pekâlâ anlatıyordu! Bu yüzden sert Belediye Başkanı izahat vermeği bile lüzumsuz addetmiş ve toplantıya gelmemişti. Telgraf aynen şöyleydi: "Ask. Şube Başkanlığına 913 telinizde adı geçen Faruk askerlik iş- . Şubenizde ya- pılacak herhangi bir tahkikata mahal olmadığına bilgi edinilmesi. Beylerbeyi Ask. Şube Başkanı Üçok" Yani bu demekti ki Tuncanın as- kerliğiyle ilgili bütün muameleleri tamamdır. yleyse İzmir Belediye Başkanı askerliğini — yapmıştır. An- cak, gazetecilerin zihnini kurcalayan bir nokta vardı. Hatırlarında kaldı- ğına göre, Tunca Alemdar askerlik şubesıne bağlıydı. Gelen telgrafta ise ne hikmetse Beylerbeyı Askerlik Şubesı Başkanının imzası bulunuyor- du. Yani Tunca Alemdara bağlıydı da aynı şehir içinde yabancı şube ta- rafından mı askere sevkedilmişti? İş- te Tuncanın askerlik meselesini hal- leden — vesikanın tek eksik tarafı buydu. Yoksa Demokrat İzmir gaze- tesinin — iddialarının aksine vesika herşeyı ortaya koyu u bakımdan Tunca salı akşamı Amerıkan Askeri kulübünde tertiple- nen oyun partisine pek neşeli ve te- mize çıkmış bir insan rahatlığıyla gitti. Bu yüzden oyunda bir hayli ka- zandı da.. Askerliğini — yaptığını — vesikayla ispat eden Faruk Tunca, ertesi gün oldukça neşeliydi. — Neşesinin sebebi belki pek fazla sevdiği ve özlediği Istanbula kavuşmaktı. Evet, İzmi- rin Demokrat Belediye başkanı şehri terke hazırlanıyordu. Tuncanın ya- kınlarından olan şoförü, hazırlığa başlamıştı Tuncanın İstanbulda iyi bir işi vardı. Bunu 17 günlük izni sırasında hazırlamıştı. İstanbulda geçirdiği 17 günlük izin müddetince temaslarını tamamlamıştı. Belediye başkanının Enver Yelkenci firmasında büyüce bir hissesi vardı. Ne zamandır bu fir- ma kendisine iyi bir ücretle müdür- lük teklif etmekteydi. Iş iyi işti. Üc- ret iyi ücretti. Üstelik İstanbulda ola- caktı. Butun bunların ustunde De- Tuncanın rahatsız başkanlık koltugu— nu bırakması için kâfi sebepti. Tuncanın, askerlik meselesi dola- yısıyla bu kadar canını sıkan hadi- selere İzmirde için için sevinen bir grup vardı. Şikâyet Kervanı tertipçi- leri, kendilerini D.P. den ihraç edi- veren bu sert başkanın gidişine bir hayli memnun olmaktaydılar. Politikacılar Ölümsüzün ölümü B jundan onbeş gün kadar evvel, is- mi bir takım hükümet tebliğleri Emirdağa dolayısıyla meşhur olan İzmirden bir görünüş Kaynayan kazan AKİS, 29 MART 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Said-i Nursi Kalan : Boş seda. Ankaradan bir otomobil geldi. Oto- mobilden bol beyaz saçlı, gözlüklü, şişman, yuvarlak — yüzlü, konuşma- dığı zaman babacan görünen bir zat indi. Etrafındakilerin kendisine gös- terdikleri itibar Üüstadın, İktidarı- mızda yüksek bir mevki işgal etti- ğini ispat ediyordu. Hakikaten bahis mevzuu zat D. P. nin en gözde söz- cülerinden olan ve bir yandan her sözüyle gazetelere yazı mevzuu sağ- layan, bir yandan da Emirdağın meşhur sakini Bediüzzamanı seçim arifelerinde ziyareti vazife bilmesiy- le tanınan Tevfik İleriydi D. P. Ge- nel İdare Kurulunun mümtaz azası- na gözden düşmüş Manisa Milletve- kili -ve eski Ulaştırma Bakanı- Mu- zaffer Kurbanoğlu ile Burdur millet- vekili idalist Behçet Kayaalp refa- kat ediyordu. Bakanlı araba Emirdağda pek u- zun kalmadı. Ancak arabanın kaldığı zaman, seçim arifelerinde Bediüzza- manın elini öperek hayır duasını a- ne, haberler 1letmesıne gene de yete- cek kadar uzun oldu. Sonra D. P. nin gözde politikacısı ve arkadaşları oto- mobillerine binerek Bolvadin istika- metinde uzaklaştılar. Hâdiseden bir kaç gün sonra, ay- nı Emirdağdan bir başka otomobil Konya yolunu tutuyordu. Isparta plâ - kalı otomobilin içinde ibrik, maşra - pa, su testisi, post ve doksanlık bir ihtiyar vardı. Ihtiyar Bediüzzaman diye tanınan Said-i Nursiydi Said-i ursi hükümetin "arzu"suyla Emir- dağda ikamete memur edilmiş ve gü- rültülü —seyahatlerinin uyandırdığı akisler neticesi böyle bir kararın a- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: