30 Mart 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

30 Mart 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR Eski Türk Sanatları (Halük Y, Şehsuvaroğlunun tarihi sohbetleri, Varlık yayınları 747, Bü- yük cep kıtapları Sserisi 158 İstanbul Ekin Basımevi 1960, 96 sayfa 200 kuruş.) Haluk Şehsüvaroğlu yaşayan ta- rihçilerimiz arasında bilhassa üs- lübundaki zerafet ile temayüz etmiş- tir. Son derece tatlı ve sürükleyici bir anlatış tarzı "Tarihçi Gözüyle A- tatürk" adlı eseri bu hususu isbat et- mişti. Eski Türk Sanatları adlı kitap bir seri sohbet yazısından meydana gel- miştir. Ancak bu sohbetler öyle soh- betlerdir ki, her yazıyı okuduğunuz- da tarihimize ait bilinmeyen veya pek az bilinen bazı hadiselere ışık tu- tulduğunu görürsünüz. Şehsüvaroğ- lunun sohbetleri, mahalle kahvesınde oturmuş bir ihtiyarın anılarından meydana gelmiş lâf kalabalıkları de- ğildir. Şehsüvaroğlu her ne kadar kitabındaki yazılara tarihi sohbetler demişse de, bu kitabın daha doğrusu makalelerin hazırlanmasında ciddi bir tarihçi olarak hareket etmiştir. Şehsüvaroğlunun daha önce gaze- telerde de yayınlanmış olan makale- lerini bir araya getiren Varlık Ya- yınevi temenni edilir ki bundan son- güzel sanatların muhtelif dalları, için yaptığı yayın serilerinin arasına bir de tarih yayınları serisi koysun. Osmanlı devri tarihi, bilhassa sa- nat tarihi hakkında son derece ente- resan ve araştırma mahsulü bilgileri bir araya getiren "Eski Türk Sanat- ları" adlı kitapta yer alan 18 maka- lenin adları şunlardır: Eski saatle- re dair, Tarihi Şahsiyetlerimizin de- ğerli portreleri, Londra Müzelerinde Fatihin ve Kanuninin portreleri, De- niz Müzesindeki muhteşem kadırga, 19. Asırda Boğaziçinde sahilsaraylar, 19. Asırda tasvir sanatının İstanbul- da yayılması, Topkapı Sarayı resim galerisi, Eski çekmecelere dair, Mu- sikimize dair, mehterhane ve serhad türküleri, Boğaziçi yalıları, Mühür- cülük sanatımıza dair, kaşıklara da- ir, Eski yüzükler, Kaleme dair, Şair Leyla Hanım... Makalelerin adlarından da anlaşı- lacağı gibi Şehsüvaroğlu, Güzel Sa- natlar alanında — atalarımızın mey- dana getirdikleri eserleri tarihimizin tozlu vesikaları arasından bulup gün ışığına çıkarmakta, — resim, heykel. AKİS, 29 MART 1960 müzik, mimari gibi sanat kollarında- ki eski Türk çalışmalarını okuyucu- lara sunmaktadır. Meselâ İstanbul deniz müzesindeki 40 metre boyunda 5.70 metre genişli- ğinde ve 240 metre derinliğindeki gerçekten muhteşem — kadırgayı te- sadüfen görüp duyan bir insan elbet- teki bu 140 tonluk teknenin tarihini merak edecektir. 144 kişilik kayıkçı- lar takımı ile gunumuzun tenezzüh motorlarının sürati ve akik taşları ile süslenmiş kadırga neyin nesidir? Bu bir zamanlar sıt- maya iyi geldiği inancı ile tahtaları küçük küçük parçalar halinde halk arasında ilâç diye kullanılan gemi ne zaman yapılmıştır? Nerelerde ne di- ye kullanılmıştır? Müzeye nereden gelmiştir? Kaç defa tamir görmüş- tür vs.. Bütün bu suallerin cevabı Şehsüvaroğlunun Eski Türk Sanat- ları adlı kitabının 25. sayfasındaki Bir sohbet havası içindeki bu yazı bır tarih anahtarıdır. Kitapta yer alan diğer yazılar da teker teker başlıklarından anlaşıla- bileceği gibi. hep böyle enteresan mevzulara dokunmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse Haluk Şehsüvar- oğlunun Eski Türk Sanatları adlı ki- tabı "mutlaka" okunması gereken "umumi bilgi" kitaplarından biridir. Seçilmiş 1001 Bilmece (Hazırlayan: Ferhat Sılacı, Altın Eserler Yayınevi, Apa Ofset Basım- evi, İstanbul 1960. 144 sayfa 300 ku- Yruş.) erhat Sılacı folklor araştırmaları yapanlar — arasında adı duyulan bir kişidir. Ancak Seçilmiş 1001 Bil- mece adlı kitabını baştan aşağı cid- di olarak tarayıp, okuduğunuzda, Sı- lacı için ciddi bir araştırıcı demek çok zor. Üstelik Ferhat Sılacı çok da iddialı. Kitabının başına yazdığı ön- sözde, "Şiirleriyle, resmiyle, heyke- liyle.... Modern sanat anlamak mı is- tiyorsunuz, kitabımı her halde oku- malısınız" diyor. Kitabı okuyorsunuz, bırakın modern sanatı anlamayı, mo- dern sanatla alâkalı en ufak bir nok- ta bile bulamıyorsunuz. O zaman da ister istemez yazarın — araştırıcılığı hususunda şüpheye — düşüyorsunuz. Hele kitapta yer alan bazı bilmeceler var ki, bunları ömrünüz boyunca duymamışsınız. Bu işle uğraşanlara soruyorsunuz, onlarda duymamışlar. O zaman gayrı ihtiyari acaba bu bil- meceleri kitabın yazarı kendisi mi imal etti diye düşünüyorsunuz Ferhat Sılacı bilmecelerini alfabe- tık sıraya göre düzenlemiş. Yani ce- "a" harfi ile başlayan bılmece— lerle başlayan kitap "z" harfi ile ve- rilen cevaplara kadar uzayıp gidiyor. Bu bilmecelerin içlerinde çok güzel- leri de olduğunu itiraf etmek lâzım. Seçilmiş 1001 Bilmeceden verilecek bi daha yakından verecektir. tü helal - Boğazladım kanı yok" Sıra sıra durmuşlar - Hak yoluna girmişler - Vakti gelmış ermişler - Sararmışlar solmuşlar"" "Karadır katran degıl - Sarıdır safran değil - Kanathdir kuş değil - Boynuzludur koç değ "Taştandır demırdendır - Yediği d hamurdandır - Bütün dünya ayı doyu- rur - Kendi doymaz nedendir "Sakalı var sözü geçmez - Pek u Zağı gözü se - Kara nohut eker gider - Taştan taşa seker gider - deyip Akça suyun içerler -Şeytan geçerler "Sıra sıra söğütler - Birbirini öğüt- ler - Dil bilmez kelâm söyler - Bunu bilsin arifler" "Dışı katık - İçi kütük" Adı "Seçilmiş 1001 Bilmece" olma- sına rağmen içinde 821 bilmece bulu- nan kitaptan yukarıya alınmış olan bilmecelerin — karşılıkları — sırasıyla şunlardır: Arı, Buğday, Çekirge, De- ğirmen, Keçi, Telgraf, Zeytin. Modern sanatlara değil ama, bil- meceye meraklı olanlar bu kitapta daha bu tip bir hayli gerçekten güzel bilmece bulabilirler. HERKES OKUYOR 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: