30 Mart 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

30 Mart 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER abidesi- ile geçen Dünya Harbinde Almanların katlettikleri Fransızların yattığı Mont - Valerien anıtını ziyaret ettıler C.B. Dostluk Birliğinin temsılcıle— riyle şahısları adına gelen bazı si- yast şahsiyetleri kabul etti. Öğleden sonra de Gaulle, Sarayında 200 kişi- lik bir ziyafet verdi. Ziyafeti muhte- şem bir kabul resmi takip etti. Bu arada Başyoldaş, göz alıcı tekliflerde bulunmağa vakit bile bu- lamamıştı. Fakat, ertesi günü Baş- bakan Debre'nin Hotel Matignon'da verdiği ziyafet esna- tekrarlamağa fıir- sat buldu. Gerçekten, Zirve Konfe- ransından önce ve Camp David ko- nuşmalarından sonra, Başyoldaşın, de Gaulle'le büyük dâvaları halletmesi beklenemezdi. Umumi 1laflar söyle- yeceki hoşa gitmeğe çalışacak ve, de Gaulle'ün gururunu okşayacaktı. Bu arada da, -yapabildiği kadar- Fran- sada hâlâ kuvvetli olan Alman düş- manlığını istismara çalışacaktı. Güney Afrika Beyaz Barbarlar 20 bin kapkara insan, kopmuş bir çığ gibi polis karakoluna — doğru akmağa başlamıştı. 20 bin kapkara insan kendilerini korkutup dağıtmak için üzerlerinden uçan jet uçakların- dan ürkmüştü. 20 bin kapkara insan, can havli ve intikam ateşiyle kıvra- narak polis karakolunu dört yandan sarıyordu. Karakolda, ne yapacakla- 50 kadar beyaz polis "Afrikâ, Afrika!" rının korkutucu yıldırıcı hiç bir tesi- ri olmamıştı. Hemen hücum vaziyeti almışlardı. Bunun üzerine, polis ilk ateşi açmıştı. Bir siyahinin vurulup ölmesi, hınçla dolu önderleri önüne geçılmez ölçüde şahlandırmış, onlar da mukabil hücuma geçmişlerdi. Si- yahiler kalabalık gruplar halinde ka- rakolun kapısından, pencerelerinden içeriye girmek — üzereydiler ki tam 50 tane Sten otomatik tüfeği ile ha- fif makineli yaylım ateş açmıştı. Si- yahilerden hücuma geçen ilk dalga bir anda kırılmıştı. Arkadan gelenler, karakolun Önünü ardını dolduran 24 GÜNEY AFRİKA BİRLİĞİ insan cesetlerini görünce birden du- ralamışlar, korkmuşlardı, o kapkara çığ, 50 Sten otomatik tüfeği ile hafif makinelinin ölüm saçan ateşi karşı- sında kaçmak zorunda kalmış, dağıl- mıştı. Bilanço, 56 zencinin ölümünü 162 zencinin de yaralanmasını göste- riyordu. Hâdise geçen "haftanın başında Güney Afrika birliğinin - Kuzey kıs- mında büyük beyaz şehri Johannes- burg'un 30 mil güneyinde 1ırk ayır- ması kanunlarına göre sadece Afrika- lılara tahsis edilmiş şehirlerden Shar- peville'de cereyan etmişti. Güney Af- rika Birliğinin bu topraklara ilk ge- len beyazların -boerler- idaresindeki ırkçı hükümetinin yıllardan beri çı- karttığı ırk ayırması kanunlarının, insan haysiyetini kırıcı baskısına ta- hammül edemeyen zenciler, kendile- rine insan haklarının tanınması için gitgide daha teşkilâtlı — bir şekilde mücadeleye başlamışlardı. Son defa dâva şuydu: Hükümet, boerlerin hâ- kim olduğu parlâmentodan bir kanun geçirerek, bütün siyahilerin, yanla- rında daima kimlik cüzdanı taşıma- larını mecburi kılmıştı. Beyazların böyle bir mecburiyeti yoktu. Hükü- met bu suretle, zencilerin kendilerine ayrılan bölgelerden ayrılıp ayrılma- dıklarını kontrol etmek istemişti: Kanuna göre polise, kimlik cüzdanı olmayan her zenciyi derhal ve hâkim kararına lüzum olmadan tevkif ve zencilerin bu mecburiyete uyup uy- madıklarını kontrol etmek için -polis tamamiyle beyazlardan — müteşekkil- dir- Her an muayene etmek yetkisi verilmişti. Zenciler en basit günlük hürriyetleri ayaklar altına alan bu acayip kanunu kaldırmak için kütle hareketlerine başvurmağa karar vermişlerdi. Ha- reketi, Pan-Afrika Kongre Partisi ve onun başkanı Sobukuwe idare edi- yordu. Taktik şuydu: Kanun yürür- lüğe gireceği 21 Mart günü, bütün Güney Afrika Birliği arazisinde otu- ran zenciler, kimlik cüzdanlarını ev- de bırakıp büyük kütleler halinde polis karakollarına gidecek ve po- listen kendilerini tevkif etmelerini istiyeceklerdi. Hareket, bütün Gü- ney Afrika Birliğinde birkaç istisna dışında, büyük başarıyla tatbik edil- mişti. Her tarafta polis karakolları- nın Önü, muazzam siyahi kalabalık- larıyla dolup taşıyor, polis bu insan haklarına aykırı kanunu tatbike im- kân bulamıyor ve zencilere tevkif e- dilmiyeceklerini bildirmek — zorunda kalıyordu. Her tarafta, polis kuv- vetleri zenci kalabalıkları — karşısın- da âciz kalmıştı. Boer ırkçılığının si- yahilerde — uyandırdığı — nefretin bu kalabalıkları her an vahim olaylara sürüklemesi ihtimali vardı. Bunun üzerine Ordu birliklerinden yardım istemek zorunda kalındı. Bunun üze- rine Ordu duruma müdahale etmiş, birçok karakolu tanklarla koruma- ğa başlamıştı. Bu sırada memleket içinde vahim — hâdiselerin başlamak üzere olduğuna dair haberler Cape- town'a -devlet merkezi- gelmekteydi. Johannesburg yolu üzerinde zenci grupları beyaz yolcuları taşıyan oto- mobil ve kamyonları — taşlamışlardı. Durumun gittikçe vahimleşmesi üze- rine, Capetown'daki emniyet makam- , Sharpeville, Langa -Capettown'- un çok yakınında bir zenci kasabası- ve Evaton Township'te -Johannes- burg civarında yine bir zenci kasa- bası- zenci halkı dağıtmak için jet filolarının korkutma ması emrini — vermişlerdi. emir, beklenenin tam aksi neticeyi doğurmuştu. Halk korkup dağılaca- ğına dehşete kapılmış ve saldırmıştı. AKİS,29MARTI960

Bu sayıdan diğer sayfalar: