24 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

24 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Muammer Aksoy Perhiz ve lahana turşusu zun sürdü. Nöbet, hem Milli Birlik Komitesi Basın Bürosu, nem de An- kara Palasın önünde devam etti. Ba- sın mensupları, Meclis binasının alt kat salonundaki koltuklara gömüle- rek beklemek şansına da nail oldu- lar. Beklenen bir adam değil, bir ta- sarıydı. Günler ve aylarca esrarını muhafaza etmiş bir tasarı... Tekiner. tefsirler... bekleyiş, o gazetecilerin Bi ez Ri bir hayli işlek hale getirmiş olmalı ki Anayasa hakkında türlü tefsirlerde bulunma- ğa başladılar. Meçhul tasarıyı gün ışığına çıkaracak kuryeyi beklerken kendi tasavvurlarını ler. Bu tasavvu versitelerarası kurul toplantısına ka- tılmak için gelen İstanbul Üniver- sitesi profesörleriydi. Her gazeteci bir profesörle konışmuş ve Anaya- sanın ne şekilde olduğu hakkında bil- gi almıştı. Tam bu sıralarda kulak- ları delik birkaç gazeteci, Anayasa Komisyonu üyelerinden birinin An- karada bulunduğunu ( öğrendiler. İ- sim, Hıfzı Veldet Velldedeoğluna a- itti. İşte ondan sonradır ki gazete- ciler için yorucu bir mesai başladı. Kİ bütün otellerinde Anaya- a Komisyonunun bu beyaz saçlı ü- ves arandı. Ne var ki netice hiç te umut verici değildi. Üye kayıplara Gazeteciler o teve le p Milli B ik Komitesinin merdivenaltında bek lemeğe koyuldular. Sızan bâzı haberler, tasarının a- na hatlarını verecek bir mahiyet ar- AKİS. 24 EKİM 1960 zediyordu. Fakat emin olmak lâ- zımdı. Anayasa Komisyonunda mev- cut anlaşmazlığın neden ileri geldi- ginin malüm olmaması, tasarının metni üzerinde çeşitli tefsirlerin ya- pılmasına sebep oluyordu. Hele bir müddet evvel gene bir anlaşmazlık sebebiyle Komisyonun iki üyesinin Milli Birlik Komitesi yoluyla affedil- miş olması, hepsinin üstüne tuz bi- ber ekiyordu. narın sözleri ile işi bi- e uymuyordu. Onar, Komisyon ın gerekil otoriteyi kurabilmek kalkat için affedilme nının arkasına sığınmağı U bulmuştu. Bu, ne dereceye kadar doğruydu? Orası meçhuldü, işte haftanın başında Ak- soyun İstanbuldan yükselen tiz sesi İster istemez bütün nazarların Ana- yasa Komisyonuna ve onun fikir ih- tilâfına düşen üyelerine yönelmesine sebep oldu. Tasarının esasları hafta- nın ortasında Öğrenildi. Fakat bu projeye imza koyan üyelerin, Onar ve Şensoy hariç, hemen hepsinin mu- halefet şerhleri yazması dikkati çek- ti. Hakikat bütün çıplaklığı ile orta- daydı, Anayasa Komisyonunda su götürmez bir anlaşmazlık vardı ve maktan çel rdu. çersoy bile ihtirazi okayıt koymuş- ardı. İlk söz, C.HP. nin sabık parti meclisi üyesi Aksoydan gelince, o nar bir açıklama yapmak lüzumun Fakat lüzumu hissedilen açıklama sadre şifa olacak mahiyet- te bir açıklama değildi. e Açıklama, Anayasa projesi ile alâkalıydı. Onar bu açıklamayı yaparken, bir başka Anayasa Komisyonu üyesi de Devlet YURTTA OLUP BİTENLER radyosunda proje üzerinde mukni bir konuşma yapmak üzere hazırlıkların tamamlanmasını bekliyordu. Bu ü- yenin Muammer Aksoy oluşu, Anka- ralı gazetecileri ziyadesiyle keyiflen- dirmişti. Ece, işin asıl eğlenceli tara- fi bundan sonra bağlıyacaktı. Hava alanında gazetecilere vaad ettiği sö- zü tutarsa, Aksoyun bu konuşması hayli enteresan olacaktı. Üstelik pek çok sualin cevabı da kendiliğinden verilmiş sayılacaktı. Radyoda olanlar... Mvammer Aksoyun, Devlet Radyo- sunda konusu Anayasa projesinin özeti olan bir konuşma yapacağını haber alan gazeteciler doğruca Rad- yo Müdürünün odasına koştular. Radyo Müdürü gelenleri nazik bir şekilde karşıladı ve kendilerine her hususta yardımcı olacağını bildirdi. Fakat ortalarda saçlarına ak düş- müş Aksoyu görmek kabil olmu- yordu. Bir gazeteci bu merakını Rad- yo Müdürüne açıkça ifade edince, mesele anlaşıldı. Aksoy, merdivenin solundaki küçük odada konuşmasını hazırlamakla eg Gazeteciler bu verimli çalışmasını ya- kından görmek istediler. Ne var ki Aksoy çok meşguldü, içeriye girmek mümkün olmadı. Saatlerin 19.45'i gösterdiği sıralarda Aksoy henüz mesaisini bitirmiş değildi. Radyo Müdürü, gazetecilerin canlarının s1ı- kıldığım farketmiş olmalı ki onlara, konuşmanın ne şekilde yayınlanaca- &ını izah ediyordu. Bu izahata göre Aksoy, bu tenvir edici konuşmasını önce banda okuyacak, sonra band kontrol edilecek -tabii bu kontrol 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: