12 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

12 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KİTAPLAR İbret (Abdülhamide verilen jurnaller ve jurnalciler) (Yazan Asaf Tugay. Okat Yayın- evi, Türkiye Ticaret Postan Matba- ası, İstanbul 1961, 836 sayfa, 10 li- ra reiltereden gelen kibrit kutuları- ları kan rengini andır- dığı ve markası da kılınç şeklinde ol- duğu gibi, ittifak manasına gelen fransızca (Union) .kelimesi de mu- harrer bulunduğu cihetle bunun bir fikr-i. mahsusa müstenit obulundu- ğu ülkeni satırların yazan ne Pe- yami Safadır, ne de onun ayarında bir başkası. Bu satırlar, olsa olsa Peyami Sefanın hocası olabilecek bi- risinin, Müstecabi zade İsmet Beyin, bundan yarım asır önce, Abdülhami- de verdiği bir jurnalden alınmıştır. Emekli Süvari Binbaşısı Asaf Tu- geçtiği gene belirtilmiştir-, 1906 yılında Meşrutiyetin ilânından sonra ortaya çıkarılan jurnaller ve jJurnalcilerin onanelerini "İbret" adlı bir kitapta toplamış. Kitaba gerçek- ten "İbreften başka verilecek bir ad bulmak son derece zor. Zor ama bu ibret kelimesinin bile ne kadar fay- dasız olduğunu bizzat kitabın yazarı bakın ne güzel anlatıyor "Ben bu yazılanları, k bazı genç ve cidden kıymetli ve bazı olgun, görgü- lü, vatanperver arkadaşlarınım ısrar ve teşvikleri ile yazmaya başladım. Bir kaç defa yazmaktan vaz geçecek oldum, sebebi; bu yazılanlardan bir fayda olmayacağı omülahazası idi. Şimdiye kadar neler söylenmiş, ne- ler yazılmışdı da faydası olmuştu ki? Alem yine ol âlem değil mi ? Kosko- ca tarih ortada dururken, bundan ib- ret almıyor mu ?" Asaf Tugay, bu eli an rağmen Abdülhamide verilmiş olan jurnalleri bir kitapta emi Kita ba da "İbret" adını vermiş. Pek de < etmiş. İnsan daha kitabın kapağı- açar açmaz, bir iğrenç kokuyla karşılaşıyor ki dayanılır gibi değil. mlekette kimler gelmiş, kimler miş ve ne rezaletler işlemişler!.. Günkü, bugünkü 'e yarınki Türkiye- yi tanımak, öğrenmek için bu kitabı mutlaka okumak lâzım. Düşünmek lâzım ki, bundan yarım asır önce de, adamın biri çıkıyor ve memlekete it- hal edilen -memlekette yapılamadığı adlandırılacak' bir karşı tertipler arıyor. Hem nasıl bir adam! Müstecabi zade İsmet Bey... AKİS, 12 HAZİRAN 1961 Gününe göre okumuş yazmış, ilim ir- fan sahibi, eli kalem tutar, ağzı lâf yapar bir insan. Müstecabi zade İsmet Beyin jur- nali, İbretteki yüzlerce jurnalden, binlerce jurnalden sâdece biri. Daha unun gibi neler var, .. Nüzul inmiş babasını jurnal edenler mi, kendisini elinden tutup yükseltenleri arkadan hançerleyenler mi, arkadaş- larını satanlar mı, adam kiralayan- lar ve kiralananlar mı... Ne isterse- niz, hepsini Abdülhamit devri jurnal- lerinde bulmak mümkün. İnsan, Asaf Tugayın kitabını ve orada yer alan vesikaları okurken ister istemez, 27 ünlerde Adnan tupları hatırlıyor. Bir otomobil almak için gününün Kızıl Sultanına yüzsu- yu döküp mektup yazan devr-i de- mokrasi fikir adamı ile, yaptırdığı kün cam kâğıtlarının parasını el- de edebilmek için "Cam kâğıtlarının itmamı için komisyoncu, çâkerlerini tazyik etmekte olmasından, fart-ı hi- cap ile arz-ı hale cesaret eylerim e- fendim. Evvelki fiyat 187 buçuk İn- giliz lirası, Muahharen ferman-ı hü- mayun hazret-i veli nimetleri üzeri- ne yüzde oniki komisyon tenzil 'edil- dikten sonra meblâğ-ı mütebaki 152 İngiliz lirası ve bir çeyrek lira" diye yazan ve "Abd-i Sâdıkları" diye im- za atan Mutlakıyet ve Meşrutiyet devri fikir adamı o Ebüzziya Tevfik arasında ne fark var? İkisi de ayni soyun ve ayni suyun çocukları.. 1908 de Meşrutiyetin ilânım ta- kip eden günlerde, Yıldız Sarayında, daha önceki yıllarda (oAbdülhamide verilen jurnaller ele geçmiş. O gün- lerde bu jurnaller bir komisyona ha- vale edilip tek tek elenmiş. Bir kısmı basına intikal etmiş. Namık Kemal gibi hürriyet kahramanları da dahil, pek çok kimsenin ipliği bu arada pa- zara çıkmış. Ama sonradan Ittihad - Terakkinin ileri gelenleri bakmışlar ki memlekette Abdülhamide jurnal vermeyen adam kalmamış gibi bir- sey. Bütün bir Türk tefekkür haya- tının yaratıcıları jurnalci. Hattâ o kadar ki, kendi takımlarından öz ar- kadaşları bile bir zamanlar Kızıl Sul- tana jurnaller overmişler.. Jurnalleri tetkik eden komisyona emir verilmiş, basma verilen jurnal örnekleri dışın- da kalanlar yaktırılmış. Böylece de, nasıl olsa bir ibret dersi olmayacak olan bu müzahrefat yok edilmek is- tenmiş. Bu sayede de bir takım a- damlar Meşrutiyet devrinde de, eski devirdeki melanetleri opiyasaya çık- madan ortada sere serpe dolaşmışlar ve tıpkı 27 Mayıstan soma ortaya çı- kan bazı adamlar gibi en ön saflarda yer tutmuşlar. Asaf Tugay, o zamanlar genç bir subay. İstanbul Merkez Komutan Muavini ve jurnalleri tetkik komis- yonunun da başkan yardımcısı. İtti- had - Terakki erkânına hiç hissettir- meden, o zamanlar elden getirdikleri jurnallerin ve jurnalcilerin listelerini çıkarmış. Jurnallerin yakılma emri geldiği zaman da, bunların bir kısmı- nı saklamağa muvaffak olmuş. Şim- di aradan elli küsur yıl (geçtikten sonra bunları yayınlamış. itabının önsözünde "Kimseye i de medih ve sena niyetinde değilim. Sağ olsaydılar, karşı karşıya gelirdik. oMaksadını kimseyi teşhir etmek de değildir; za- ten bunun ne faydası olur ki?" diyen Asaf Tugay, gene bu önsözünde, ge- çip giden gençliği için de balon nasıl üzgün, dünün olmadığı gibi, bugünün de, yarının da ders almayacak ola» politikacılarına nasıl ders "Gençliği düşünüyorum, deleci, yorgunluk bilmez bir varlık. Fakat bu kudret ve kabiliyetin, bir takım politika bezirganlarının hud'a lerinin elinde oyuncak olur.. de hırpalanır.." Beyhu- Yalan çağ tarihini, kendi tarihini pek az bilen, hatta bilmeyen gençle- rimiz için bir Ahmet İhsan, bir Em- rullah efendi, bir Tunalı Hilmi bir Kiraz Hamdi -Ahmet Hamdi Paşa-, Müstecabi zade İsmet Bey, Ebüzziya Ali Muhsin Pasa. Müşir Abdullah Pa- Şehzade Yusuf İzzettin Efendi, Abdülhak Hamit, Süleyman Nazif, Emanuel Karasu, Zülüflü İsmail Pa- şa, Asır Gazetesi sahibi Necip Fazlı, Sabah gazetesi sahibi Mihran, İstik- lâl Savaşı başlarında dahi adı orta- larda dolaşan Muhiddin Paşa, Keçeci zade İzzet Fuat Paşa, Şükrü Paşa, İsmail Kemal Bey, Doktor Abdullah Cevdet, muharrir Ahmet Samim, ga- zeteci Ali Kemal, ismi belki bugün şöylece dahi hatırlanması, bilinmesi güç isimler arasındadır. Ama bunlar bir devrin, hattâ ne bir devrin, yir- minci asrın başından tâ günümüze kadar adlan uzanmış insanlardır ve bunların bir kısmının adı bu memle- kette kahraman olarak, vatansever rer jurnalci- oldukları, ölümlerinden sonra bile söylenememiştir. İşte Asaf Tugayın İbret adlı kitabında bunların ve daha bunlar le yüzlerce kişinin nasıl âdi menfaat uğruna jurnal- cilik yaptıklarının “esikalarını, bul- mak mümkündür. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: