26 Haziran 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

26 Haziran 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F E N Feza Bir benzerlik Bir asırdan az önce, 1865 yılında Fransada, e olduğu kadar geleceğe ışık tutan bir kitap satışa ii Lİ Bu ece, yazarının eseri Adamın eserlerinin hepsi bunun gibi henüz o tarihlerde insanlığın bilmediği, görmediği ley- alem inanılmaz gibi görünen olay- ardan bahsediyordu. Tabii Ü bali o samanlar "Çoçuk Edebiya- tı" nın şaheserleri sayılıyor, adam- daki bu hayal zenginliğinin sadece çocukları eğlendirmeğe yaradığı sa- nılıyordu. Adamın adı Jules an yeni seri de "De la Terre â la Lune" idi, Hiç'şüphe yoktur ki. adamın kendisi bile 95 yıl sonra tasavvurlarının ger- günlere erişseydi, mesela "Deniz al- da fersah" adlı eserindeki Nautilus'un, "Arzdan Aya Seyahat" daki feza yolculuğunun artık günde- lik olaylar haline geldiğini görseydi, kimbilir bir romancı olarak ne kadar üzülürdü!.. Jules Verne'in o yıl yayınlanan eseri "Arzdan Aya Seyahat" bilhas- sa astronot Shepard'ın feza uçuşu ile çok dikkate değer bir yakınlık göstermektedir. Verne'in romanında anlatılan Florida yarımadasının üze- rindeki atış mahalli, verilen tarife göre, Amerikanın İlk feza adamının atıldığı Çape Canaveral'a ancak 160 kilometre uzaktadır. Aslında oAme- rikalılar feza denemelerini yapmak üzere bir yer seçerken herhalde Ju- anından (o İlham "Teknik gerek çeler bu yerin seçilmesine sebep ol- muştur. Modern yarışçılar pe Canaveral adi, son yılların ajans bültenlerinde en çok geçen adlardan biridir. Son haftaların ola- yını teşkil eden Amerikalıların feza uçuşuna sahne olduğu için, bilhassa tanınmıştır. Florida sahillerinin güz alabildiğine uzanan dümdüz kumluk- larında bir zamanlar otomobil ya- rışçıları sürat rekorları kırmışlardı. Şimdi de Amerikalıların feza tekne- leri aynı yerde Sovyetlerinkilerle boy ölçüşmektedir. Ruslar deneylerini ti- rajların ötesindeki yeri bile gizli tu- tulan roket rampalarında tam bir esrar perdesinin arkasında” yürütür- lerken, Amerikalılar en basit ve ba- şarısız denemeyi bile basın radyo, hattâ televizyonla halkın önüne ser- mekten çekinmemektedirler. Bu yüz- den Sovyetler sâdece başarıya ulaş- AKİS, HAZİRAN 1961 mış neticelerden dünyaya şişirilmiş haberler verirlerken; Amerikalılar eh küçük bir başarısızlık için halk o- yundan kötü puvanlar almağa kat- lanmak zorundadırlar. Son iki feza yolculuğu birbiriyle karşılaştırılacak olursa, ilk bakışta Sovyetlerin denemesi üstün gö- ünme| Bir kere, feza kapsül- lerini atan roketler bakımından Ga- arini yörüngesine yerleştiren roket- ler sistemi daha gelişmiş ve daha kuvvetlidir. Roketler sistemi en a- zından üç, hattâ dört roket kademe- sinden meydana gelmektedir. Gerçek- len yer yuvarlağı etrafında bir kapsü lü peyk haline getirebilmek için önce peyk haline getirebilmek için önce yerden belirli bir hızla belirli bir yük- sekliğe kadar gönderilmesi, sonra da o yükseklikte yar yuvarlağına pa- ralel bir itme kuvveti tatbik edilerek kritik bir hızla -kurtulma hızıyla- yer etrafında dönmesinin sağlanma- sı şarttır. Bu işlemler ancak üç ayrı roket yardımıyla yapılabilmektedir: Roketler birbiri arkasından hareke- te geçecek şekilde ucuca tesbit edil- mekte, İşi biten roketin beyhude a- gırlık teşkil eden gövdesi sistemden ayrılarak düşmektedir. Gagarinin yeryüzü etrafındaki u- çuşu sırasında 89 dakika sureyle bir peyk durumuna gelmesi, onun vücu- duna tesir eden merkez kaç kuvve- tin o yükseklikteki yerçekimiyle den- gede olması sayesindedir. Şu halde bu sürede adam kendisini yerçekimi: nin Ne kurtulmuş gibi his- setmiştir. Amerikalıların yaptığı de- nemede ise, ağırlıksızlık olayı sâde- ce beş dakika sürmüştür. Zaten dene- menin şekil bir balistik atıştan İba- rettir Her iki denemede gönderilen kap- süllerin ağırlıkları arasındaki fark da Amerikalıların aleyhinedir. She- pard'n 185 kilometre yükselmiş Shepard'n 185 kilometre yükselmiş olmasına karşılık Gagarin 308 kilo- metreye çıkmıştır. Yer üzerinde 250 kilometreden sonra hava yoğunluğu hemen hemen sıfıra eriştiğine göre, denemenin büyük kısmı fasa içerisin- de geçmiştir. Sovyetlerin bu başarı- sını herşeyden önce roketler alanın- daki stratejilerine bağlamak gerek- tir. rikalılar ise başlangıçta bü- yük roketler yapmaktan çok, araş- tırma gayesine elverişli küçük roket- lerle çalışmağı tercih etmişlerdir. Bu yüzden onların 680 tonluk İtme kuv- vetini haiz olacak SATURN roke- tinin inşasına girişmeleri ancak fe- za yarışını Sovyetlere 5 sl anladıktan sonra olmuştur. ikinci bir nokta, fezaya insan önderme işinin prestij yönünden sağ- layacağı faydanın Amerikalılarca u- zun saman anlaşılamamış oluşudur. Amerikalılar, fezaya elbiseleri ve yardımcı techizatıyla beraber ağırlığı birkaç yüz kilogram tutan bir insan göndermektense çok daha hafif ola- rak İmâl edilebilen ölçü âletleri ve- ya fotoğraf makineleri göndermeği ' tercih etmişlerdir. Gerçekten her- hangi bir komşu gezegene veya Aya inilmediği müddetçe insanın hasse- lerinden faydalanılmasın: da yoktur. Çünkü aletler ismili bilgi- leri İnsandan çok daha doğru ve ça- buk olarak verebilmektedir. Ancak gezegenlerin üzerine inmek suretiyle yapılacak bir feza yolculuğunda in- sanın'edindiği intibaların önemi var- dır. AKİS - Reklâm — 34 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: