3 Temmuz 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

BASIN Haberler Hikâyelerin en eğlencelisi Birdigimiz haftanın (ortalarında bir gün, Akşam gazetesinin An- karada oturan ve eski bir sosyete ya- -arı Olan, fakat sonradan "'ihtilalin Madam Recamier"si rolüne hevesle- nip cup diye siyasilerin çevresine bir ucundan dalıveren dın fıkracı- sı bütün başkentin heyecan içinde ol- duğunu okuyucularına bildirdi. Mü- şerref Hekimoglu, kendisi de haya candan ürpererek söyle diyordu” "Telefon çaldı: — Sana önemli bir haberim var Bil bakalım ? Kafamı zorluyorum. Meseleler gözümde sıralanıyor. e Hangisi daha önemli diyo düşünüyorum. Hangisi- ne öncelik vermeli? Telefondaki ses: — Bu çok heyecan verici bir ha- ber, diyor. Kabine mi düşüyor, Milli Birlik te mi birsey var, Madanoğlu uşmak- Tan vaz mı geçti ? Yok, hiçbiri değil. gün Meclise gittim. Kurucu Mecliste bina ve arazi vergileri konu- şuluyor. Kürsüde genç bir Milli Bir- likçi... Ama koridorlarda büsbütün başka bir konu... CHP liler birbirleri- ne yaklaşıyor, CKMP liler CHP lile- bir haberin sevinci ya da şaşkınlığı içinde koridorlar. Yalnız koridorlarda mı, evlerde, an berberlerde “kep aynı sele. — Duydunuz mu ? arti merkezlerinde bu mesele, parti teşkilatında bu mesele. Şehir- lerarası telefonlarda bu mesele, ga- zetelerde bu mesele. Bakanlar Kuru- lunda, hattâ Milli Birlik Komitesinde de bu mesele konuşuluyor sanırız." Kadın fıkracı, tesbit ettikten sonra önemli meselesi"nin mahiyetini, bah- settiği hususun bir gerçek olduğun- n amin edayla ve artık pak sevdi- “yüksek fikri seviye" içinde bahis konusu ediyordu: hadiseyi böylece irkiyenin "Bu meselenin bu adar önemli oluşu neden acaba ? Suçüstü yaka- lanmalar, her »aman, her yerde rast- lanan olaylar. Suçüstü yakalananla- rın değişik milletlerden olması mı ö- nemli ? Bence, o da değil. Milletlera- rası dostluk oluyor da, milletlerarası aşk neden olmuyor ? Suçüstü yakala- nanın itibarlı bir insan oluşu da ö- nemli değil bence." AKİS, 3 TEMMUZ 1961 Eski dedikodu yazarı Müşerref Hekimoğlu bundan sonra, dedikodu- nun ne kadar fena şey olduğunu ve cemiyetimizi zehirlediğini "sosyal a- çı"dan ve bir sosyoloji alimi ciddiyeti içinde açıklıyordu! Eveleme, develeme.. Son günlerin gerçekten en eğlenceli hikayesi olduğunda zerrece şüphe bulunmayan i Güleğin "sosyal gazete"sinin dedikodu sütü. ş- p Muteber Basıldı" başlığı altında bildiriyordu: "Son günlerde, tüm Ankara 505- yetesi ballandıra ballandıra bir bar sılmayı konuşuyor. Kadın Amerikalı imiş, yn üstelik sarışınmış ve evliymiş. Ada orta boylu' imiş. saçları dökülmüş, üstelik yakışıklı da değilmiş. Fakat, iyi kötü şöhreti varmış, muhiti mış. Sonra da bi insanlara tarizlerde bulunan (Eline, diline ve beline sağlam olmalı) diyen yazılan varmış. Varmış amma işte kendisi Amerikalı sarışın, evli bir dilber ile uygunsuz durumda basıl- mış! Basıldıkları anda Amerikalı dil- ber (Darling) (o (Sevgili) diyormuş. g What is ihe matter ?) (Ne oluyor ?) . Müstehzi, gülen adamları eli ile kare ediyormuş. Şerefli insanların Ata ve taslarma kadar kalemi ile o- zanan dökük saçlı adam R harflerini yutarak (Nothing (o importani) (ö- nemli birşey vok) diyormuş. İşte böyle dostlarım, Önce, bir insan, âleme talkın verip, salkımı ye- memeyi öğrenmeli. (Nerede efen- im ? Bakın az daha unutuyordum. Ba- sılanların adını öğrenir öğrenmen sizlere bildireceğim... Haberi okuyanlar içinde en ziya- de, Ankaranın nev-i şahsına münha- sır tipi Sinasi Nahit Berker güldü. Zira Berker, bundan "acaba hangi alığı ortaya bir laf atmıştı: basıldı!" Ama, o sıralar kış ayları olduğundan ve Metin Toker de eşiy- le birlikte Uludağa kayak sporu yap- mağa gittiğinden Berker hikâyesini pek güzel allamış, pullamıştı. Metin Toker Uludağda, nefis bir alman kı- zıyla basılmıştı! Berker, Metin Toke- re diş Dileyenlerin, ellerinden hiç bir şey gelmemesi karşısında AKİS baş- yazarının bir falsosunu yakalayabil-- mek için nasıl bütün imkanlarını se- ferber ettiklerini (o bildiğinden ağını atmış ve beklemeğe koyulmuştu. Si- nasi Nahitin, Bayan İnönü ile uzak- Gülek Müş.Hek K. oğlu Yalçın Balıklar! 19