18 Aralık 1961 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 21

18 Aralık 1961 tarihli Akis Dergisi Sayfa 21
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ise, pek yakın zamana kadar ayak neş şehri"nin tiz idarecisi Jake Jacobson, Fönikse gelebilmek için arabasına dolduraca- ğı benzin parası olan on doları birin- den borç aldı Deve sırtı dağlarının hemen geri- sinde, "Dağ gölgesi" denilen bir kap- lıca vardır ki burası, bölge için çok canlı ve hareketli bir eğlence yeri hâline gelmiştir. Buna önayak olan Jim Paul, para desteğini harp sıra- sında eski otobüsleri gecekondu gi- bi sabit ikametgâh hâline getirmek suretiyle oyaptığı büyük kazançla yük bir endüstri kurmuş olmasıdır. Bu adam isin basında bir sermaye- dardan 40 bin dolar borç almıştı, bu- gün yılda 3 milyon dolarlık mal sat- maktadır. Yine genç bir Mormon o- lan Jay Wright ayda sâdece altmış beş dolar ücretle seyyar cihaz satı- cılığı ile işe başlamıştır. Şimdi, yıl- da 15 milyon dolarlık klima cihazı yapıp satan bir fabrikanın sahibi Fönikste, inşaatçılar ve imalâtçı- Eu eşit şekilde gelişen öteki is a- arazi alıp satanlarla tefe- eni Henüz 39 unda olan Lee Ac- kerman harp içinde nakliye pilotuy- du. Sonradan, bir ara gazete muha- birliği, de yaptı ve milyonlarım, çöl toprağını alıp satmakla edindi. İncecik vücuduyla Bob Robbs, Donanmadan ayrıldıktan sonra ba- basıyla birlikte ufak çapta sigorta- cılık yapmağa başlamıştı. Bu iş ona haftada kırk dolar sağlıyordu. Kısa zaman sonra rehinciliğe başladı. Bu- gün, kasa defterinde 300 milyon do- larlık mal kayıtlıdır. Yıllık kazancı- nın 3 milyonun üzerinde olduğu tah- min edilmektedir. nker Jim Patrick kıla- vuz olarak hayata atılmıştır. Bugü- ne kadar, işini bilir bütün genç mil- yonerlere o mali destek sağlamıştır. Arizona Halk Hizmetleri Şirketinin müdürü olan 47 yaşındaki Walter Lucking ise, geçen beş yılda 140 mil- yon dolar kredi dağıtmıştır. 1966 dan önce daha 320 milyon dağıtma- yı planlamıştır. Lucking böylece, Şirketinin vadinin gelişmesiyle bera- ber büyüyeceğini (o hesaplamaktadır. Kaliforniyalı göçmen Sam Mardian ise, belediyecilik hastalığı kanına gi- AKİS, 18 ARALIK 1961 Arizonada bir kovboy kız Tatlı hayat rinceye kadar bir inşaat kredi mües- sesesini işletmiştir. (Şimdi kendisi Föniksi "Amerikanın en temiz şeh- ri" yapmağa çalışan bir reform ida- resinin başında, şehrin valiliğini yap- maktadır. İçlerinden biri Föniksin genç milyonerlerinin hayat hikâyeleri, - birbirlerine şaşılacak derecede benzerlik arzetmektedir. Ekserisi Fönikse dışarıdan gelmiş- lerdi. Hiçbirisinin, geldiklerinde, a- zimlerinden gayri herhangi bir ser- mayeleri yoktu. Aralarından sâdece ikisi kolej tahsili yapmıştı. En başa- rılılarından bazısı, liseyi bitirmeği çok can sıkıcı bularak okuldan kaç- mışlardı. Yarısından fazlası ilk te- şebbüslerinde (yenildiler veya iflâsa çok yaklaştılar. Sonradan, mali ba- kımlardan daha kararlı Föniks hem- şehrileri tarafından tutuldular, sil- kelenerek yeniden ayakta durabile- cek hâle getirildiler. Bunlardan en dikkati çekeni Da- vid Murdock'tur. Bu adam, Amerika- üyük inşaatçısı olmak için beslediği ihtirasları saklamağa asla lüzum görmemektedir. Bu zayıf, genç adam erkek bir geyiğin bağır- masını andıran sesiyle konuşur. İler- lemek hususunda o derece sabırsızdır ki, otomatik asansörlerdeki kapıla- nn geç açılmasından şikâyetçidir ve onları daha çabuk açılacak o şekle sokmak için çalışmaktadır! “Enerjimi kontrol (edemiyorum" diyen Mr. Murdock, Garanti Banka- sının en üst katındaki güzel döşen- miş odasında "Rabat oturamıyorum İŞ ALEMİ içimde her diye şikâyet ve rahat duramıyorum; an birşeyler kaynıyor" etmektedir. Ama herşeye rağmen askere çağ- kaynayan sabırsızlık çok genç yas- larda başladı. Kansas şehrinde 1923 de doğan Murdock gezginci bir satı- cının oğluydu. Detroit, Fostoria ve Wayne şehirlerine seyahatler yaptı. Bu sonuncuda omektepten kaçarak bir benzin istasyonunda çalışmağa koyuldu. Arabaların ön camlarım si- lerek, lâstiklerin havasını muayene ederek başladığı iş ona süfli görün- düğünden Detroit'deki bir uçak fab- rikasına girdi. Böylelikle bir taşla iki kus vurmuş oluyor, askerlik şu- besinin gözünden de kaçmış bulunu- yordu. Ama herşeye rağmen askere çağ- rılmakta gecikmedi. Terhis edilir e- dilmez Kaliforniyaya gitti. O sıralarda emeli, bir otomobil satıcısı olmaktı. Fakat o günlerde acentelerin satıcıya İhtiyacı yoktu. Satıcıdan çok, satılacak arabaya ih- tiyaç vardı. Bu yüzden tekrar doğu- ya döndü, kendisini Arizonanın kar- larla çevrili Presscott şehrinde bul- du. Oradan güneye doğru kaçarak soğuklardan kurtuldu, doksan mil ilerdeki karlı tepeleri aşınca Fönik- sin sıcak, kuru çöl iklimine kavuştu. Ufukta bir cennet Burası, göz e bir cennet gibi gö- ründü: “Şu “Şaşırtıcı güneş, mas- mavi gök, ya şu palmiye ağaçları, portakallar. Her taraf zümrüt gibi yemyeşil" diye kendi kendine lendi. Fakat ne gariptir ki, oral kalmadı. Kayıtsızlık içinde Teksasa doğru sürdü. Orada harp artığı leva- zım eşyası satışıyla uğraşmaya baş- ladı. Bin dolar para biriktirir birik- şehre vardığında cebinde altı sent para kalmıştı. Artık dünyanın en şerefli sanatı olarak saydığı işi yapmanın zamanı gelmişti: İnsanları, kendilerine hiz- met ettiği hususunda ikna etmek! önce bir kredi müessesesini, bir lo- kantayı alarak isleteceği hususunda ikna etti. Müesseseden 1800 dolar al- dı. Lokantasını satacak adam ise, daha iyi bir yerde açacağı büfe için 3800 dolar istiyordu. Onu da, 2000 doları bonoya bağlayarak ikna etti. Gündüzleri yemek pişirdi. Bu işte hiç bir tecrübeye sahip değildi. Ge- celeri ise boyacılık veya yer siliciliği yaptı. Lokanta biraz para getirmeğe başlamıştı. Bundan cesaretlenen genç adam, nihayet kendisini biyolojide ihtisas yapmış bir kolej mezunu olan Miss Lillile Ann Lamarca'ya sattı. 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: