12 Şubat 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

12 Şubat 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E Ğ İ Şüra Eski hastalık Orta büyüklükteki salonda boş tek lu, saçları dökülmüş, sıhhatli görü- nüşlü, gözlüklü bir adam elindeki ya- zılı metni okuyordu. Olay, geride bıraktığımız hafta- nın başlarında, salı günü, Gazi Eği- tim Enstitüsünün konferans salonun- da geçiyordu. Konuşan Milli Eğitim Bakanı Hilmi İncesuluydu. Dinleyen- ler de, başta Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel olmak üzere Başbakan İsmet İnönü, eski Milli Eğitim Bakanları, Üniversite rektör ve bakanlıklar temsilcileri, tim Bakanlığı müsteşar ve genel mü- dürleriyle daire ve şube başkanları ve diğer üyelerle basın temsilcileriy- di. Toplantı VII. Milli Eğitim Şürası dolayisiyle düzenlenmişti ve Mili E- gitim Bakanı açış konuşmasını yapı- yordu. Doğrusu istenirse, ön sıralar- dakiler hariç, arkadakilerin konuş- mayı dikkatle dinlediği söylenemezdi. Görülen genel manzara, açış konuş- masının delegelerden büyük bir kıs- mını pek de memnun etmediğiydi. İncesulunun ilgi çeken açıklama- larından en DM şu cümlelerdey- di Bakan diyordu "— 1960 mi hasım 2185 şe- hir ve kasaba ilkokulu ve 19862 köy o kulu vardı. 15477 köyümüz de okul ve öğretmenden mahrumdu. 2388 şe- hir ve kasabada ve 17702 köyde okul binası yapmaya muhtaçtık. Öğrenim çağında bulunan 46 milyon 137 bin 144 çocuktan 965 bin 174'ü şehir ve kasabalarda, | milyon 583 bin Le de köylerde olmak üzere 2 milyo 548 bin 927 öğrenci okutuyorduk, Birbuçuk milyondan fazla çocuk, öğ- retimden mahrumdu." Türkiyenin geniş, büyük, çetrefil bir eğitim problemi vardır. Bu ilk, or- 3a, yüksek ve teknik öğretimiyle çok yanlı bir dâvadır. Bu dâvaya yıllar- dan beri gereken önem verilmemiş, o ilgiye dayalı sağduyunun sesi dinle- nilmemiş, kulak ardına atılmış, poli- tik kaygılar ön plâna alınmış, Tür- kiyenin ilerki yıllardaki gelişimi de dikkate alınmadan sâdece günü gün etmek heves ve düşüncesiyle ha- reket edilmiş, oy toplamak için her isteğe evet denilip ortaokullar, lise ler açılmış, öğretmen bulunamamış, Türkiyenin en kısa süre içinde çözmek zorunda olduğu ilköğretim seferberli- gi dâvası bir kıyıya itilmiştir. Tür- kiyenin nüfusu görülmemiş bir hızla çoğalmaktadır. Yılda 90 3 gibi büyük 16 © bir nüfus artışı vardır. Bu artışın beraberinde (o getirdiği (o problemleri şimdiden düşünmek, tedbir alma gerekmektedir. Bu tedbirler iktisadi zirai, ticari ve mali alanlarda olduğu gibi, eğitim alanında da alınması ge- reken tedbirlerdir. Daha doğrusu or- tada tek dâva vardır. Bu, Türkiyenin çağdaş medeniyet seviyesine müreffeh yaşaması davasıdır. Dâva- yı bütün olarak ele almak, her dalı- nı bilginin, plânın, sağduyunun ışı- ğında inceleyerek çözüm yollarını bulmak, en pratik çârelere yönelmek ve bunları hızla uygulamak gerek- mektedir. Geçen on yıl içinde hiç bir alanda, hiç bir şekilde böyle bir ça- lışma yapılmamıştır. İşte şimdi yal- nız milli eğitim alanında dağlar gibi büyümüş bir dâvalar silsilesiyle karşı- karşıya kalınmıştır ve içinden nasıl çıkılacağını -doğrusunu söylemek ge- rekirse- çok kimse bilmemektedir. Milli Eğitim Şürasının o hazırlık- ları aşağı yukarı bir yıldan fazla bir süredir devam etmekteydi. İşe ön- ce Milli Birlik İdaresi zamanında el atılmış, çeşitli okomisyonlar o kurul- muş, ilk hazırlık çalışmaları yapıl- mıştı. Yıllardan sonra yeniden top lantıya çağrılan VII. Milli OEğitim Şürası işte bu bir yıldan fazla bir süredir devam eden çalışmaların ü- rünlerini, plânlarını, tekliflerini ince- leyecek, milli eğitim (meselelerimizi bir bütün halinde ele alacak ve çıkar bir e bulmaya çalışacaktı. sı ve amacı bu olan ça- lışmaların yerindeliğini “kabul ve tes- lim etmemek mümkün değildi. Ne var ki, yapılan çalışmalarla Şüranın çalışmaları seğiekien derde deva o- lacak mıydı? Umut, şu dağın ardında Milli Eğitim Şürası daha ilk günden birçok ümitleri söndürdü. Şüraya katılanlar, İlk nazarda göreceklerini zannettikleri pek çok kimseye rastla- yamayınca doğrusu hayli şaşırdılar. Şürayı hazırlayan Milli Eğitim Ba- kanlığı ve Talim Terbiye Dairesi, de- lege seçimini kendi ölçülerine ogöre yapmıştı. Şüra Kanununda belirtildi- $i gibi, her ilden seçilen delegeler da- ha önceden Bakanlığa bildirilir, Ba- kanlık bu adayları Şüra toplantısı- na davet ederdi. Fakat bu defa, il- lerden Bakanlığa bildirilen delegeler den pek çoğu Bakanlık tarafından da- vet edilmemiş, buna mukabil Bakan İlk Teşkilâtında, Şüraya katılması ge- reksiz görülen pek çok kişi delege olarak davet edilmişti. Bunlar arasın- da Evrak Müdürleri, Muhasebe Mü- dürleri, Özel Kalem Müdürleri o ve Hilmi İncesulu "Yardım Tanrıdandır?" Levazım Müdürleri de bulunmaktay- dı. Halbuki, meselâ Antalyadan seçi- len iki delege Şüraya davet edilme- miş, delegelerinin davet edilmemesini protesto için Antalyadan beş kişilik bir öğretmen heyeti Ankaraya gele- rek Bakanla görüşmek istemiş, fakat buna bir türlü muvaffak olamamış- ti; Bakanlık Teşkilâtından Eğitim Şürasına katılan 55 kişilik grup ara- sında, çoğunluğu, Şüradaki ogençler grubuna muarız olanların teşkil et- mesi daha toplantının ilk gününde suratların asılmasına sebep oldu. Bu grup içinde Talim Terbiye Dairesi Reisi Kadri Yörükoğlu, o üyelerden Ali Rıza Özgüç, Selahattin Tansel Yüksek Öğretim Genel Müdürü Ziya Karamuk, İlk öğretim Genel Müdür Yardımcısı Necip Aşkın ve Mustafa Curanın bulunması Köy Enstitüsü ta- raftarlarının ilk günden bellerinin bu za dönmesine sebep oldu. Şüra Toplantısını e bir başka tutumları, Şura delegele- rinin pek çoğunun dişlerinin sıkılma- sına yol açtı. Meselâ bir Menderes devri Yüksek Öğretim Genel Müdü- rü Faik Binal, İlk Öğretim Genel Müdürü Halit Berk, Müzeler Genel Müdürü M. Kâmil Su, Öğretmen O- kulları Genel Müdürü Osman Dener bilhassa davet edilmişlerdi de. o 27 Mayıs Devrim Hükümetinde görev alan ve Milli Eğitim Bakanlığı Müs- teşarlığı yapan Nuri Kodamanoğlu, Dış Münasebetler Genel Müdürlüğü yapan Seha Meray, Öğretmen Okul- ları Genel Müdürlüğü yapan Nuret- tin Baç, Özel Okullar Genel Müdür- lüyü yapan İsmet Konuk (Bakanlık AKİS, 16 ŞUBAT 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: