2 Temmuz 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

2 Temmuz 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER meti olarak vasıflandırılımaktan hoş- lanılan son seçimler öyle bir Meclis doğurmuştur ki, eski parti olmaksı- zın değil hükümet kurmak, adeta ne- fes almak imkânı yoktur. Zira C. H. P. hem Mecliste, hem Senatoda sahip bulunduğu kendi birliklerine katılan tabii müttefikleriyle bütün hareket kabiliyetini elinde tutmaktadır. Ama bitirdiğimiz hafta gözlerin, alâkayla C. H. P. ye çevrilmesine bu durum yol açmadı. Birinci Koalisyo- nun bozulmasından İkinci Koalisyo- nun kurulmasına kadar geçen devre- de C. H. P. Grubunda cereyan eden hâdiseler ve beliren temayüller "Eski çeşitli vaziyetlerin alınması kimi yü- reklerde ümit, kimi yüreklerde tees- sür, kimi yüreklerde sevinç, kimi yü- reklerde de şaşkınlığın yer almasına sebebiyet verdi. Ancak kargı kuvvet- lerin organları, en soldakinden en sağ- dakine, o şaşılacak "psikoloji patavat- sızlığı"yla karışıklığın üzerine yürü- yünce ayılan C. H. P. kuvvetleri der- lenip toparlanmaktan geri kalmadı- lar Fakat bu, C. H. P. içinde bir şey- ler geçmekte olduğu gerçeğini kumun altına sokmadı. Nitekim bu yüzdendir ki bütün hafta boyunca, bilhassa Ka- binenin kurulması arefesinde ve he- men sonrasında Parlamentonun daha Rüştü Özal Akıl yaşta mı, başta mı? ziyade C. H. P. liler tarafından dol- durulan koridorlarında eğlenceli sah- neler cereyan etti. Kır saçlı, kalın kaşlı adam etrafı- nı çepçevre alı bulunan milletvekil- lerine hitaben : " — Vazife herşeyden mukaddes- t?. Ama biliyor musunuz, ben bir müddet mesul yerlerde bulunmak İs- temiyorum" dedi. Sonra yorgun ba- kışlarla gene kendisini dinleyen mil- letvekillerini süzerek: ” ne dersiniz? Ben partinin yönetmeli — Siz Meclis içinde çalışmasını iniyim?" diye ilâve etti. Genç milletvekilleri pek ses o çı- karmadılar. Kalın kaşlı, ak saçlı Av- ni Doğan kulisine devam etmek için koridorlarda yeni çemberler aramak lüzumunu duydu. Avni Doğan, en gösterişlilerinden bin olsa dahi, böyle çalışanların tek örneği olmadı. Bekleyen blok "Eski partinin Grubu içinde bir genç b'okun, seçimlerin sonunda tem- silci olarak yer alması C. H. P. nin kuvvetler dengesinde bir ağırlık ya- rattı. C. P. li milletvekili ve sena- törlerden yüzde 60'ı Meclise ilk defa 25 Ekim günü bütün gençlikleri, di- namizmleri, ama tecrübesizlikleri ve bekledikleri gibi partilerinin kati ek- seriyet sağlayamamış olmasının yü- reklerindeki hüsranıyla girdiler. İlk günlerin karışıklıkları, bunları daha fazla şaşırttı. Ne yapacaklarını, han- gi dala tutunacaklarını, kimlerin ve nelerin peşinde gideceklerini bileme- diler. O tarihlerde akl-ı evvel C. H. P. kodamanlarından biri şöyle dedi: — Bu ürkek tavukları hangi ho- Emisyon Meselesi! Yeni dip gitmeyeceği hakkak. Bundan hayatın nabzı suretiyle, o gerekirse gidilmesini beklenmek mecmua her enflâsyon umacısının karşısına oheyula gibi gerektiğini, hakim olacak miştir. kasından sonra şimdi, daha cesur yor. Piyasadan meblağlar, yol üzerinde yürünebildiği takdirde, kacaktı ama, modem iktisadın ve mali- görüşünü savu- yenin bu pek basit Hükümetin bir emisyona gi- bilinmiyordu. Fakat kredi politikasının değişece- gi, kredilerin ilk elde ucuzlatılmasa bile mutlaka kolaylaştırılacağı mu- sonra ve iktisadi dikkatle yoklanmak maliyecilerin çıkmaması Hükümetin hakim ola- cağı enflâsyonun saadet, Hükümete enflasyonun felâket getireceğini çok yazmış, çok söyle- Fazla katı bir para politi- Hükümetin davranacağı anlaşılı- çekilmiş bir takım başarıyla isteristemez ve m -geçten çok, er- ortaya çı- nan sâdece bu mecmua olmamıştır. Akıllı bir solculuktan şimdi hanı bir diktatorial idare hevesine ta- lihsizcesine oyuvarlanmış görünen pek çok kimse aynı tezi benimse- miştir. Bunlar, ekspansiyonist poli- tikanın o enflasyonist (o politikadan başka şey olduğunu defalarca be- lirtmişlerdir. . Bunlardan, pek çoğu "Para basmalı, para.." diye haykır- mıştır ve akıl hocası oldukları kim- selere, memleketin idaresine el koy- duklarında o yolu tavsiye etmiş- lerdir. Şimdi ne görüyoruz? Aaa! De- mokratik Hükümet bu ilim, mantık ve basiret yolunu tutunca onun ge- ne karşısına geçmişlerdir. Emisyo- nun da, kredi kolaylıklarının da, pi- yasada daha fazla paranın bulun- masının da hemen aleyhinde vaziyet almışlardır. Ekspansiyonist politika yi kötüleyen, çürütmeye çalışan, iti- barsız yapma gayretinde olanlar ar- tık tâ kendileridir. Efendim, böyle şey olur muydu? Hükümet gene ta- viz vermiş. Hani, para imkânları genişletilmeyecek miymiş? İnsa- nın, bu kadar kısa zamanda böyle- sine bir dönüş karşısında gözlerini uğuşturup "Yahu, bugün bunu söy- leyenlerle dün bunu söyleyenler ay- nı kimseler mi?" diye soracağı ge- liyor. Bu, gerçek fikrin ne şu, ne bu, sâdece demokratik sistemi her ne pahasına olursa olsun yıkmak fikri olduğunun yeni ve şaşmaz bir deli- lidir. Aynı politikanın karşısına ö- teki ucun da "Bak, Menderesi ten- kit ederlerdi.. Şimdi, kendileri bank not matbaasını o çalıştıracaklar!" demagojisiyle ve armutlarla elma- ları toplama gayreti içinde çıktığı göz önünde tutulursa bugün en bü- yük talihsizlik olan "Meşum İtti- fak" bir defa daha gözler önüne se- rilmektedir. Her şey, Tiirkiyenin bütün iyi niyetli insanlarım bugün tekrar ve "Meşum tttifak"a karşı birleşmeye itiyor. AKİS, 2 TEMMUZ 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: