6 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

6 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER nemli yerlerinden birinde bulunan Chenery, D.P. iktidarı sırasında Tür- kiyeye gelerek Türkiyenin iktisadi kalkınmasında "plânlama"nm lüzumu üzerinde duran geniş ve mufassal bir rapor hazırlamıştır. Fakat iktisadi a- landa "Plân" kelimesinden şeytan görmüş gibi ürken Menderes, tabia- tıyla Chenery'in iktisadi alanda plân- lamanın sağlıyacağı faydalar konu- sundaki tavsiyelerini ihtiva eden ra- Menderes Türkiyesinden çok farklı bir Türkiyede, "İktisadi plânlama ve dış yardımlar" ile ilgili okonferansı herhalde ziyadesiyle yapıcı olacaktır. Chenery'nin iktisadi plânlama ile dış yardımlar arasında kurduğu paralel, Devlet Plânlama Teşkilâtı ile kalkın- mamızın dış finansmanını temin €- decek olan Konsorsiyum arasındaki Kırmızı Şapkalı Kızın karşısına kurt, sevimli yavrunun ninesi kılığıyla "değil de olduğu gibi, azı dişleri meydanda bir canavar şeklin- de çıksaydı çocukluğumuzun obu güzel masalı hiç yazılmazdı. Masalı kim bilmez ki? Kurt, küçük kızın önce ninesini yer. Sonra, kızı da ye- mek için ninesi rolünü oynar. İste- diği, kızın kendisine emniyet etme- si, kaçmamasıdır. Onu bir defa kan- dırmaya muvaffak oldu mu, körpe etini midesine indiriverecektir. A- ma, Kırmızı Şapkalı Kız akıllıdır. Kurtun çirkin yüzü, tüylü kuyruğa ve sevimsiz çeneleri dikkatini çek- mekten geri kalmaz. Sinsi kurta öy- le oyunlar eder ki dünya pis cana- varın başına yıkılır. Çok masalda olduğu gibi, Kırmızı Şapkalı Kızın hikâyesinde de iyiler mükâfatlarını görürler, kötüler mukadder akibet- lerine uğrarlar. Bugün Türkiyede çalışan züm- reler ve bilhassa işçiler Kırmızı Şap- kalı Kızın durumunda bulunuyor- lar. Hayal ettikleri sistemi gerçek leştirmek için Ordu, Gençlik ve Ba- sın içindeki manevraları birbiri pe- şine boşa çıkmış, memleketin bu sağlam kuvvetlerini kaldıramamış tahrikçiler şimdi, son ümit olarak İşçinin peşindedirler, O kapıyı da boşuna çaldıklarını pek Oo yakında mutlaka anlayacaklar, bir sınıf kav- gası çıkartma yolundaki gayretle- rinin de hüsranla neticelendiğini gö- receklerdir. Musallat oldukları sen- dikacıların büyük çoğunluğu oyna- nan oyunu şimdiden görmüşler ve u- yanmışlardır. Geri kalanlar da 2 ilişkileri ortaya koyması (o bakımın- dan herhalde dikkatle üzerinde durul- ması gereken nitelikte olacaktır. Bun- da hiç kimsenin şüphesi mevcut de- ğildir. Seri konferanslardan üçüncüsü "İktisadi plânlama ve yatırımlar" a- dını taşımaktadır. Bu serinin ilk kon- feransçısı Oxford Üniversitesi Profe- sörlerinden Roy Horrod'dur. Majeste- lerinin "Sir" asalet unvanını taşıyan Horrod'un çağdaş iktisatçıların en ün- lülerinden biri olduğu bilinmektedir. Sir Horrod "İktisadi plânlama ve ya- tırımlar ile beynelmilel o tecrübeler"- den söz açacaktır. Sir oHorrod'dan sonra Devlet Plânlama Teşkilâtından Dr. Atilla Karaosmanoğlu, e- jat Erder birer konferans verecekler- dir. Karaosmanoğlu iktisadi plânlama ve yatırımları Türkiyedeki tecrübe- ler açısından değerlendirecektir. Er- Kırmızı Şap durumu farketmekte gecikmeyecek- lerdir. Biterinde viski gözlerinin önünde kendi "sosyalistcilik" oynayan ve dan beslenen nine kılıklı kurtlar şu anda, İşçiye verilmesi kararlaştırıl- mış hakların verilmemesini sağla manın faaliyeti içindedirler. Toplu Sözleşme ve Grev Hak- kı, sadece Hükümetin programında değildir. Bunlar, toplumun da mal; halindedir. Grev için bir endişe mev- cuttur. Bu endişe bir tek yoldan ber- taraf edilebilir: İşçilerin ve bilhassa sendikacıların olgun, güven verici davranışlarıyla! Karşılıklı itimat hissi içinde ve memlekete en faydalı şekliyle çıkacak yeni kanunlar çalı- şanlarla çalıştıranlar arasında tek realist kardeşliği, müşterek menfaat bağını gerçekleştirecektir. o Şimdi tahrikçiler, İşçiyi olmayacak yollara itmek, toplumun bütün şüphesini onlar üzerine çekmek, onları Hükü- mete en kaba tâbirlerle kaleme alın- mış ültimatom kılıklı yazılar gönder- meye teşvik etmek, bu suretle iyi havayı dağıtmak istemektedirler > Zira, özledikleri sistemde ne Grev lakta vardır, ne Toplu Sözleşme ve ne de Sendika. Bunlar, atın önüne sarkıtılmış havuç gibi bir kamçının ucuna bağlanıp gösterilecek, İşçiler de buna kanacaklar! İşçinin adı kullanılmak ve biner sosyal mües- sese olan sendikalar basamak yapıl mak suretiyle politika alanında gi- rişitmek istenilen yatırım faaliyeti Ordu, Gençlik ve Basından ağızla- rının payım almış, iplikleri pazara çıkmış olanların oyunudur der ise, bir sosyal plânlamacı olarak "İnsan gücü problemleri"ne temas e- decektir. İktisadi plânlama ve yatı- rımlar alanında şüphesiz en selâhiyet- le konuşacak olan ünlü sosyalist Prof. Arthur Lewis'tir. Az gelişmiş ülkele- rin iktisadi kalkınmaları konusunda koyduğu doktrin ile Yirminci yüzyıl kalkınmadaki etkisini anlatacaktır. Prof. Lewis'in konferansından herhal- de Devlet Plânlama Teşkilâtı Dâire Başkanları istifade edeceklerdir. Türkiye iktisadiyatı için (başka bir önemli konferans da Almanyanın CEPES iktisat teşkilâtına omensup Joachim Wülmann'ınki olacaktır. Zi- ra konferansın adı "Karma ekonomi" de iktisadi plânlama" adını taşımak- tadır. Willmann'ın konferansından is- tifadeli dersler alınacağını söylemek kalı Kızın Hikâyesi Koalisyon Hükümetlerinin hem kendi açılarından, hem çalışan züm- reler açısından bir büyük talihi ol- muştur: Çalışma Bakanlığının ba- şına sadece aydın ve idealist değil, aynı zamanda yüzdeyüz iyi niyetli bir genç adamın, Bülent Ecevitin gelmiş olması. Bülent Ecevit, Hükü- İ kendine geçilemeyeceğini takdir ederek ça- lışan bir "İyi Bakan"dır- İşçi dâ- vasının gerçek savunucuları, yani sendikacılar ve işçinin ta kendisi ilk hedefin kendilerini böyle bir destek- ten mahrum bırakmak olduğunu farkedemezlerse kurtun Oyununa gelirler. Toplumdaki dalgalanmaların durulmak üzere olduğu ve gerçek tterlemenin başlayacağı şu sırada işçiler bir karışıklık unsuru olabi- lecekleri şüphesini dahi uyandırma- mak durumdadırlar. Türk işçisinin bu gibi tahriklere Ordu, Gençlik ve dır. Bu inanç bir hayalden değil, geç- miş tecrübelerden gelmektedir. Bir bardak suyu bulandırıp sonra o bu- lanık suda balık avlayabileceklerini sanan "sosyetikler" bu son deneme- de de aradıklarını bulamayınca, Kır- mızı Şapkalı Kızın kurtu gibi sırt- üstü düşüp kentli kendilerini yiye- ceklerdir. Biraz daha dikkat! basiret! Biraz daha AKİS, 6 AĞUSTOS 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: