13 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 17

13 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 17
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bir davada Kuytakın onları terk et- mesi eski M.B.K. üyelerine cidden dokunuyordu. Yurdakulerin konuşmasından sonra 27 Mayısın bekçileri (gençlik teşekkülleri konuşmaya Oo başladılar. İlk konuşmayı T.M.T.F. adına Erdo- gan Tuncer yaptı. Son derece hisli bir konuşma yapan Tuncer, Fikret Kuytakın Naşı vesilesiyle bir takım basına ve bazı şahısların çirkin ha- raketlerine dokunarak «— Bir kısım basın ve bazı şa- hısların, demokrasi paravanası arka- sına sığınarak giriştikleri (o faaliyet- leri biliyoruz» dedi ve o tip hareket- leri şiddetle tel'in etti. Günün en esaslı konuşmasını Ankara Üniversitesi Talebe (Birliği adına Sertaç Tüzün yaptı. Tüzün : i bildiğiniz ölümlerden diyerek söze başladı vi «— aylak ölümü bir giriştir» diyerek devam etti. Kuytaka hitap ederek imdi cansız kalan bileğin- den kaptığımız ülkü bayrağı sonsuza kadar dalgalandırılacaktır» diye ilâ- ve etti. Tüzün bundan sonra Kuyta- kın ölümü dolayısıyla çirkin oyayın- larda bulunan iki nl oracıkta parça ii yırttı. S yi etmiyorlar bunlar iyi değildir» tarihe Sonra «— Şan B' insanla, kuvvetli zamanında uğ- raşmak bir şereftir. Bir insanla, zayıflamış halinde de mücadele et- mek gerekebilir. Hatta öyle ölüler vardır ki bunlar sembol kılığına - so- kulunca onlar hakkındaki gıerçekle- rin hatırlatılması lüzumu belirir, bu bazı kimselerde "ölülerle meşgul ol- mak" veya "ölünün arkasından söy- lemek" gibi tefsir olunsa da tama- miyle mubahtır. Ölmüş olmak, alela- de şahıslar için bir kalkandır. O kalkan başkaları tarafından istis- mar edildi mi kalkanı deliverirler. Ama bir insanın ölümüne sevin- mek! Ama bir insanın ölümünde bayram etmek! Ama daha başka in- sanlara dair hastalık, felaket haber- lerini müjde gibi vermek! Eğer "al- çaklık"ın tarifini yapmak istiyorsa- nız, bu davranışı söyleyiniz. Yete- cektir de artacaktır bile, 27 Ma- yısçı Fikret Kuytakın hastalığı ve ölümü sırasında, maddeten değil manen de ne derece düşük olduğu- nu belli eden bir Basının davranışı bu olmuştur. Fakat bu Basın, hitap ettiği zümrenin hislerini temsil et- işler mn dedi. Tüz en sonra da Türkiye Öğ- retmen © Dernekleri adına Mehmet Emiralioğlu ve 27 Mayıs Fikir Kulü- bü adına Çağlar Kırçak birer konuş- ma yaptılar. Törenin son konuşması ise dini bir konuşmaydı ve Ankara Müftüsü Dr. Lütfi Doğan tarafından yapıldı. Nihayet son an geldi. Kuytakın tabutu ağır ağır mezarına indirildi. Orada bulunanların hepsi üzgündüler. Herkes birer kürek toprakla Fikret Kuytaka son vazifesini eda etti. Halk ağır ağır mezarın önünden geçerken Kuytakın mezarı çelenklerle süslen- miş bir çiçek bahçesine (odönmüştü. 27 Mayısı yaratanlardan ve demok- ratik rejimi kurtaranlardan birisi şanına lâyık bir merasimle toprağa veriliyordu. Saat tam 13'ü | geçiyor- du. Sağlık Göze görünmiyen konular (Kapaktaki bakan) (Gizer haftanın başında başkentten bir grup adam sessiz sedasız u- zunca bir geziye çıktı. Adamların gö- güslerinde kırmızı zemin üzerine be- yaz, birbirine sarılmış iki yılanın mey- dana getirdiği bir kompozisyonun süslediği rozetler vardı. Grubun için- Şer memekte midir? O halde, zümreyle basınının fikri seviyesi de, ruhi se- viyesi de budur, la ve Bir 27 Mayısçının felçe duçar o- larak hastahaneye kaldırılması, sal- yalı ağızları sulandırmıştır. O 27 Mayınçının annesinin aynı hastaha- nede ölmesi ellerin oğuşturulmasına yol açmıştır. 27 Mayısçının kendisi- nin ölümü ise, görülüyor, bayram sevinci yaratmış bulunuyor. Onun- la yetinmeyenler, şimdi onun şu veya bu arkadaşına kalp krizleri, komalar yapıştırmakla omeşguldür- ler. İğrenç! İğrenç, çünkü bu davranış da- hi samimi değildir ve en adisinden bir politika taktiğidir. Bu yoldan i- fade edilmek istenilen, "kendi şehit- leri"nin intikamını gizli kuvvetlerin almakta olduğudur, İşte, 27 Mayın- cıların yaptıkları yanlarına kar kal- mamıştır. Kalmamıştır, zira kötü şey yapmışlardır. Ehramdaki Fira- vun mezarlarını yoklayanlar (gibi her birinin başına felaket gelecek ve ilâhi adalet tecelli edecektir! YURTTA OLUP BİTENLER de çoğunluğun böylece ilk bakışta doktor olduğu anlaşılıyordu. Göğüs- lerinde tıp rozeti bulunan adamların içinde uzun boylu, kır saçlı halinden Güney - doğu illerimizden birinde doğ- duğu anlaşılan, sakin görünüşlüsü de- vamlı itibar ve saygı görüyor, diğer- lerine zaman zaman bazı emirler ve- riyordu. Bu adamın ismi Yusuf Azi- zoğludur. 2. Koalisyon Hükümetinin Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı bu- lunmaktadır. Azizoğlu ve beraberindekiler böy- lece gürültüsüz patırdısız o çıktıkları gezide bazı meselelerin üzerine eğil- mek üzere tetkiklerde bulunacaklar. Bakan sıcak yaz günlerinde (o Sağlık Bakanlığının arşivlerinde oküflenmek üzere bulunan bazı dosyaları çıkarıp tetkik etmeyi ve bu konuları izleme- yi İstanbulda denize girmeğe tercih etmiş ve yanına aldığı görevlilerle u- zunca bir yurt gezisine başlamıştır. Gezinin hakiki amacı denilebilir oki doktorluğun sosyalizasyonuyla ilgili bir pilot projenin tatbik edileceği sa- hanın tetkiki ve buralarda inceleme- ler yapmaktır. Bakan ve beraberin- dekiler daha birçok yerlere ouğraya- caklar çeşitli sağlık hizmetleriyle il- gili meselelerle ilgileneceklerdir. İlgi- leneceklerdir ama gezinin büyük yü- künü "Doktorluğun Sosyalizasyonu" için gerekli tecrübenin ilk adımını efle Emr-i hak, bir gün herkese vaki olacaktır. Mesele, şerefli (o yaşayıp şerefini muhafaza ederek ölmek ve temiz, asil bir isim, iyi hatıralar bırakmaktır. Fikret Kuytaka bunla- rın hepsi nasip olmuştur. Memleket, vatansever evladını asla unutmaya- cak ve onun, arkadaşlarıyla birlik- te Türkiyenin bir buhranlı anında harekete geçip daha büyük felaket- leri önleyişini şükranla, minnetle, anacaktır. Fikret Kuytak, ideal ar- kadaşlarının içinde, demokratik dü- zene bir an önce varılmasını en çok isteyenler arasında yer almış, bunun mücadelesini yapmış, en sonda Ko- mitenin asıl zaferi kazanmasını sağ- layarak görevini başarıyla tamam- lamıştır. Milletin, bir gün bu asil çocuklarının heykelini dikeceğinden herkes emin olmak lâzımdır. Bu yüzdendir ki ölümle, hasta- m felaketle sevinmek Tarih o ö- e hiç, ama hiç bir şey değiştir- ei. Ama iğrenç davranış, karşı tarafın sâdece ne kadar kü- çük değil, aynı zamanda ne derece- de aciz olduğunun da delilini teşkil ediyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: