13 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

13 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA Sansür İstanbulda bir Kayserili Biirdiğimiz haftanın ortalarında birgün, İstanbulda, um Mr ile Baltalimanı arasında, Boğa Ağustos yıldızları altında muhteşem bir güzellik kazandığı bir gece, ka- pısında neon ışıkları ile "Klüp Karti- ye" yazılı bir kapıdan orta yaşlı, se- vimli yüzlü ve iyi giyimli bir adamla genç bir çocuk girdi. Loş ışıkların al- tındaki masalarda oturanların dikka- tini çekmiyen bu iki müşteri, tenhaca bir masa bulup oturdular ve içkilerini söylediler. Klüp Kartiyenin kapısından i- çeriye süzülen iki yorgun o "geceya- rısı müşterisi"nden yaşlıcasının adı Elia Kazan'dı. Nitekim daha sonra Klüp Kartiyeye gelen gazeteciler Ka- zan'ı keşfetmekte güçlük çekmediler ve kendi masalarına davet ettiler. Ma- saya Klüp Kartiyenin sahibi Ali Ba- ba da katılınca gecenin zevki büsbü- tün arttı. inanılmaz derecede sevim- li ve misafirperver Ali Baba, patlı- can tavası ile susuz rakı içen Kayse- rili müşterisini ağırlamak için elinden geleni yaptı. Elia Kazan İstanbula, İstanbuldan Amerikaya giden bir Kayserilinin hi- kâyesini anlatan bir film çevirmek ü- zere gelmiştir. "America America" adını taşıyacak olan bu film, Ka- zan'ın, film rejisörlüğüne başladığı, günden itibaren büyük hayali olmuş- tur. Film, Kazan ailesinin Türkiyeden Amerikaya göç edişinin duygulu ve gerçek hikâyesini anlatacaktır. Konuya plâtonik bir tekilde bağlı olan Kazan, son 7 yıl içinde birkaç defa Türkiyeye geldi ve filmin senar- yosu için gerekli dokümanı Bütün bu müşahede ve dokümanların toplamı, "America America" adını taşıyan çekim senaryosunu omeyda- na getirdi. Kazan bu film için Yuna- nistanda bir okulda "keşfettiği" Sta- tis Gilladisi ve Jean Marley'i alarak yola çıktı ve paçaları sıvayarak fil- min dış sahnelerini çekmeye hazırlan- dı. Sansürcüler faaliyette ncak, evdeki hesabın çarşıya uyma A dığı görüldü. İlk hazırladığı senar- yo, azametli Sansür heyeti tarafından yatlı davranmağa çalıştı. Fakat, san sürcüler tarafından istenen değişik likleri yaptıktan sonra işlerin tıkırın- da gideceğini zanneden iyiniyetli Ka- zan, feci surette yanıldığını gördü ve duvarları yumruklamamak için kendi- ni güç tuttu. "America America"nın AKİS, 13 AĞUSTOS 1962 dış sahnelerini çekmek üzere kolları sıvayıp şevkle ise koyulan Kazan'ın peşine bu defa, Basın- Yayın ve Tu- rizm Bakanlığının azametli heyetinden bir sat takılmıştı. Bir göl" ge gibi Kazan'ı takip eden sansürcü- başı, elindeki sansür yönetmeliğine dayanarak, herşeye karışmaya başla- yınca, Sabırlı Kazanan tepesi attı. "Türkiye aleyhinde propaganda yapıl- maması" hakkındaki yönetmelik mad- desinin sâdece senaryo metninde de- gil, aynı zamanda filmin bizzat çeki- mi sırasında da yürürlükte olmasını sağlamak gayretinde olan sansürcü- lerin bu işle görevlendirdikleri Öğüt Yazman, yanında İstanbul Emniyet Müdürlüğü İkinci Şubesine mensu bir komiserle birlikle, filmin çekildiği her yerde arz-ı endam edince, işler değişti. Kazan'ın kameraya her hareket emri verişinde, telâşlanarak, "Bu sahneyi şöyle tanzim edin" diye dik- lenmeleri, rejisörün kafasını müthiş kızdırmaktadır. Aslında Kazan bun- da hiç de haksız değildir. Zira, San- sürcü Öğüt Yazmanın her müdahale- sinde sahneyi yeniden ve sansürcüle- rin isteğine uygun bir şekilde tanzim etmek tahammül edilir olmaktan çık- mıştır. Nitekim Kazan, İstanbuldaki AKİS muhabirine acı acı dert yanmış ve: — Ankarada bana filmin aksesu- arına kadar karışılacağım (söylemiş olsalardı, bu işe hiç girmezdim" de- miştir Hamallar ve kâtip efendiler slında Sansür Heyetinin temsilcisi öğüt Yazmanın iyiniyetli olduğun- dan, başta Kazan olmak üzere, hiç kimsenin şüphesi yoktur. Öğüt Yaz- man, elindeki yönetmeliğin son de- rece kaypak ve geniş tefsire müsait bu maddesini, kendi ölçülerine göre tatbik etmektedir. Etmektedir ama, bu konudaki davranışı bazan aşırı ve lüzumsuz bir gayretkeşlik halini alın- ca, Kazan haklı olarak çileden çık- maktadır. Nitekim, sadece filmin çe- kiminin Basın - Yayın tarafından tas- dik edilmiş olan senaryoya uygun o- lup olmadığını tesbitle görevli o bulu- nan Öğüt Yazman, bitirdiğimiz hafta içinde Balatta ve Hasır İskelesinde dış sahnelerin çekilişi sırasında, iske- le üzerinde bulunan hamallar filme alınırken kamerayı durdurdu. Ka- zan'ın konusu hamallarla ilgili olma- sına rağmen, Öğüt Yazman, "1886 yı- lında Hasır İskelesinde sadece hamal- ların görülmesi, kötü propagandadır. Onun için hamalların yanına bir - iki tane iyi giyimli katip ve kalem e- fendisi tipi koyun" diye diretti. Ka- zan yarım yamalak Kayserili türkçe- sinin sevimliliğiyle ve dilinin döndü- gü kadar, konunun hamallarla ilgili olduğunu, Hasır İskelesindeki hamal- ların arasına iyi giyimli adamlar koy - manın acayip hatta gülünç olacağını anlatmaya çalıştı. Fakat Nuh deyip peygamber demiyen sansürcü (oOÖğüt Yazman, "İlle de katipler isterim" diye dayatınca, çarnaçar, iki tane de iyi giyimli figüran bulunup sahneye konu Nitekim, sansürcülerin mütemadi müdahaleleri yüzünden dış sahneleri bir an önce bitirmek için can atan Kazan'a, camide çekilen bir başka sahne için tekrar karışılınca Kazan, hırsından filmi yarıda bırakmayı bi- le düşündü ama, sonra mecburen de- vama karar verdi. Zira "America A- merica" filmi için sarfedilen para şim- diye kadar 3 milyon lirayı bulmuştur. Ayrıca Kazan'ın yanında bu film i- çin 10 Amerikalı, 7 İtalyan, 4 İngi- liz, 3 Yunanlı ve 250 kadar Türk ça- lışmaktadır. Kaş yapayım derken merica America" filmine yapılan bu müdahaleler öteden beri müz- min hale gelmiş bir gerçeği tekrar suyun yüzüne çıkarmış bulunmakta- dır. Oda, Sansür Yönetmeliğinin ta- dili meselesidir. Sadece konusu Tür- kiyede geçen yabancı filmler için de- gil, bizzat yerli sinemacılığımızın ge- lişmesi bakımından bu yönetmelik bü- yük bir engel teşkil etmektedir. "Yı- lanların Öcü" filmi dolayısiyle Ode herkesin bildiği bir mesele haline gel- miş olan sansür işinin bir an Önce halledilmesi temenni edilmektedir. Aksi halde, Türkiye hakkında en kö- tü propaganda, bizzat Sansür Heyeti tarafından yapılmakta devam o ede- cektir. 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: