20 Ağustos 1962 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

20 Ağustos 1962 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER araya getirmeğe ve çalışma emarele- rini tespit etmeğe imkân yoktur. Satırlı, Melenli, Oztraklı ve Gü- leyli dörtlü o gün bir araya gelmeğe muvaffak olunca teşkilât meselelerine parmak bastılar. Büyük (Kurultaya az bir zaman kalması, alt kademe kongrelerinin neticelerinin peyder pey alınmağa başlanması en geç 16 Eylül- den itibaren ise il, Kadın ve Genç- lik kollarının kongrelerinin tamam- lanması mecburiyeti, C.H.P. nin key- fine pek düşkün idarecilerini ataletten harekete sevketti. Fakat harekete ge- çenler gene Başkentte kalmış bir kaç Bakan ile iyiniyetli, fakat pek yorgun bir kaç Parti Meclisi üzerinden iba- ret kaldı. Perşembe günü yapılan minyatür Merkez İdare Kurulu toplantısında toplantı manzarası 1 arzeden görüşme- de, üzerinde durulan en önemli konu, Genel Merkez ile teşkilât o arasında bir köprü vazifesini gören müfettiş- likler ihdası meselesidir. Gerçi ihdası mutasavver parti müfettişlikleri oev- velden de vardı ama, nispi temsil sis- temiyle birilin B.M.M. de enaz bir tem Dert C.H.P. Na bugün ıstırap için- de olmalı. P. liler kongre kongre ezip içlerini döküyorlar» C.H es, ne bir nefes. Ama, C. H. P. ileri gelenlerinin ke- yifleri gıcır. Ada senin, Moda be- Ece, ne de olsa iktidarın keyfi ve çalımı başka oluyor. Anadolu kulü- bünün plajında fink atmak, elbette ki Hakkari kongresinde nutuk at- maktan evladır. Kurultay zamanı geldi mi, bu bronz tenli kahraman- lar kürsüyle çıkıp vatan - millet ede- biyatı yapacaklardır. Yuf olsun -bu- gojinin temasını hazırlıyorlar. Ga- liba bir İnönüyle Kabinesine aldı- ğı talirsizlerdir ki, mesleklerinin po- litika olduğunu biliyorlar. Derler ki: "Her millet, lâyık oldu- gu idareyi bulur". Anlaşılıyor ki her partili kütle de, lâyık olduğu i- dereciyi buluyor. Kendine bir batak- lı zengin ortak al, zamanı gençlik teşekküllerine para ver, on- ların desteğiyle aday seçil. Yazın Bü- yükadada yan gel yat, kışın nutuk 14 silcisi olduğu nazarı dikkate alına- rak yeni sistem içinde müfettişlikler- den pek fayda beklenmez olmuştu. FakatC. H. P. li seçmenden yükselen sese temsilciler pek kulak vermez olunca ve üstelik Genel Merkez bü- tün bunlardan ötürü "dinamizm" yok- luğu ile itham edilince çare olarak bu eski usulün yeni seçim sistemi ile telif edilerek ihyası cazip (görüldü. Perşembe günü yapılan toplantıda iş- te bu konuda bir karar verildi. C.H. P. Türkiyeyi 10 -12 bölgede mütalâa edecek ve her bölgeye bir müfettiş tâyin edecektir. Böylece teşkilât ile Genel Merkez aralında irtibat temin edilmiş olacak, C. H. P. daha müsta- kar bir hüviyet kazanacaktır. Kurultay arefesinde bu irtibat pek faydalı bulundu. Dörtlü ikinci olarak, Kurultay ha- zırlıklarını görüştü. Ama görüşme pek kısa sürdü. Zira Genel Merkezin Ku- rultay hazırlıkları ile ilgili henüz a- lınmış bir kararı ve ne de tasavvuru vardır. Evvelâ alt kademe kongrele- rinin tamamlanmasının beklenmesi bi- lâhare Kurultay hazırlıklarına giri- şilmesi uygun bulunmaktadır. ve çek! Vay efendim, vay.. Partinin en yüksek kademelerine gel, tam kong- re zamanı Sıvış, herkesi kendi der- diyle başbaşa bırak. Bütün foyala- rın ortaya çıktıktan ve hiçliğin anla- şıldıktan sonra tahtından sent in- dirsinler, sen de İstanbulda bedava yemek peşinde sosyal adaletçilik oy- na. Yada, 22 Şubatçılarla yaptığın işbirliği suya düşünce pis pis düşün. ahut en turistik bölgelerde deniz aslanı gibi, kongre hatipliği yap. Peki, turistik olmayan bölgelerde? Eh, orayı da rüfailer düşünsün... E- ger C. ni” P. bir canlılık taşıyorsa, e- ğer Ç P. lilerin içindeki ateş İ amenikse bu tiplerin her birinin altında bir isim bulacaklardır ve o isimlerin sahiplerinden o partilerini kurtaracaklardır. Tıpkı, onlara ben- zer adamların elinden olduğu gibi. Şimdi, bir nokta üzerinde dur- mak lâzımdır: A. P. kongrelerinde söylenen lâflar, millete istikamet alâkalandığı bir konuyu temcit pila- vına çeviriyorlar. Ama, her politi- kacı bilir ki bir ilde parti kongresi demek, o ilin alakasını partinin üze- rine çekmek demektir. Sen de git- Bir başka dert pop Emitin devam müddetince bir başka nokta daha dikkati çekti. Teşkilât ile temas edip dönen Merkez İdare Kurulu üyeleri intibalarıni nak- lettiler. İntibalar pek müsbet değil- di. Merkez İdare Kurulu üyelerinin he men hepsi bir tek noktada ittifak ha- lindeydiler. Teşkilât son derece bedbin di. Memnuniyetsizliğin ve Genel Mer- keze karşı takınılan tavrın sebebi, 10 yıllık muhalefet devrinde pek ezilmiş bulunan C. H. P. lilerin sahipsizlikten doğan şikâyetleriydi. Koalisyon anla. yışının köye kadar indirilememiş ol- ması, koalisyonun bir kanadının ve muhalefetin eski bayat usullerle po- litik yatırımlara girişmeleri, C.H.P. li teşkilatın ise buna mukabelede bu- lunamayışı Teşkilât ile Genel Merke- zin arasında buzlar husule getirmiş- tir. Bunun için yapılacak şey, sürat- le koalisyon anlayışının alt kademeye intikal ettirilmesi ve ağzı lâf yapan milletvekillerinin C. H. P. nin de var olduğunu belirtecek şekilde kampan- yaya katılmalarıydı. İşin aslında dert şudur: Politikayı eski tarz politika olarak alan çok militanı, şimdi partileri iktidarda olduğu hal- Hemdert mek zorundasın. Ama sen iyi konuş. Sen, gerçek memleket meselelerini söyle. Sen, fikir ver. Sen, dâvaları anlat. O zaman, göreceksin o gelege nasıl sevinecek, teşkilât nasıl bay- ram edecek, , P. nasıl dalgala- nacaktır. Dalgacı, "kendi dalgalanır. Ancak akıllı ve gerçek politikacıdır ki görevinin başında yaz kış kalır. Bir iki isim mi? İşte, İlhami Sancar. Savunma Bakanı olarak partiye değil, memlekete yaptığı hiz- met asla unutulmayacak. İşte, o herkesin kıskandığı Turhan Feyzi- oğlu. Bütün ömrü çalışmak. Başka hayatı yok. Kendini, bütün benliğiy- le vermiş. Sahir Kurutluoğlu, Fe- rit Melen.. Diğerleri.. Belki Bakan- maranın tuzlu ve serin sularında mı avutacaklardır, yoksa görevlerinin başında mı bulunacaklardır. Kendilerini dinleseniz, ari dert yanacaklardır: Bir doğru dürüst ta- til yapamamaktadırlar! Ee be birader, ben mi talip ol- m senin parti içindeki, Parti Mec- lisindeki, Parti kademesindeki gö- revine? Ya bu deveyi gütmeli, ya bu diyardan gitmeli. AKİS, 20 AĞUSTOS 1962

Bu sayıdan diğer sayfalar: