6 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

6 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA ve Eroğan olacaktı. Bayarın tahliye- siyle ilgili egim e ei ay müsebbipleri diye belirtilen bu kişi lerden A. P. EM ali umumi efkâr ve bu bazı çevreler tatmin ola- caklardı. Raporun müzakeresi uzun. sür dü. İlk gün iş halledilemedi. İkinci gün kulis biraz hazırlanmış ve Ku- rula sağlam gelinmişti. Üstad Bilgiç gerekli formülü bulmuş, gerekli ha- zırlığı yapmıştı. Temsilciler Meclisi- nin toplantısı mümkün mertebe uza- tılmalıydı. Pazar gününe kadar bu iş uzarsa Cuma günü başlıyacak "Ge- nel Görüşme"nin havası alınır ve ro- ta ona göre tanzim edilebilirdi. Fikir Temsilciler Meclisi üyeleri tarafından fazla garipsenmedi. Üs- telik bu. Genel İdare Kurulu tara- fmdan getiriliyordu. Mecliste kuyruk dik tutulacak ve Hükümet, zaaf i- çinde olmakla suçlandırılacaktı. A- ma Temsilciler Meclisi kapıyı da tam kapamayacaktı. Bir ricat önüne ge- çilmez hal alırsa, ilâhlara kurbanlar verilecekti. Yok, buna lüzum kalmaz ve Koalisyon partileri bölünüp de A. P. Meclisin havasına hakim olursa o takdirde "Teşkilâtın arzusu" gere ğince mutediller tasfiye edilecek ve edecekti.. Haftanın ortasında bir e iddialı A. P.li partisinin görüşü meşhur İngiliz sloganıyla anlattı 'Wait and see — Bekle ve gör" A. P. nin bilmediği, beklediğin. de göreceğiydi. Hükümet Millete sunuş Bu hafta perşembe günü, Kabine bir toplantı yaptı. Toplantı, bir gün sonra Mecliste verilecek meydan muharebesinin taktiğini hazırlama gayesini taşıyordu. Strateji zaten hazırlanmıştı. İnönü bir görüşmede övle dedi! — Demokratik rejim, içinde ka- lacağız. A. P. bugünkü tutumuyla bu rejimi tehdit etmektedir. Kördüğümü kılıç darbesiyle çözmek zor değildir. a bunun bir faydası yoktur, ihti- lallerden so sonra Demokrasiye geçişin zorluğu, sorumsuz politikacıların ya- --ttıkları düğümleri ihtilâlin sorum- luluğunu taşıyan kuvvetlerin kılıç dar besiyle çözmeye kendilerini mecbur hissetmeleridir . Ondan sonra ne Za- na Demokrasiye geçilmek istense, bu düğümün daha karışıkları milletin karşısına çıkmaktadır. Bunun misal- rini her yerde görüyoruz. Halbuki kendi J AKİS/12 OLUP BİTENLER, Hıfzı Oğuz Bekata "Dosya koltukta" düşmanlarını bertaraf edecek kuvve- ti taşır. Mesele, bu kuvveti harekete geçirmektir. Bunu yaptığımız an, bir buçuk yıldır aldığımız geniş mesafe- nin son dönemecini dönmüş oluruz Görürsünüz bunu yapacağız, bunu ba şaracağız, bunun tedbirlerini mutla ka bulup tatbik edeceğiz. Millete ina nıyorum. Meclise inanıyorum. Ada- let mekanizmasına inanıyorum. Ben telâşlı değilim. Memleketin kaderiy- le oynayanlardan, kördüğümü kılıç darbesiyle çözmeden kurtulmak im- kânı vardır. Bu memleket benim e- limde kazaya uğramamıştır . Uğ- maz." -. w Nitekim Kabinenin daha önceki toplantısında Meclisteki meydan mu- harebesinde önce İçişleri Bakanının dosyasını Meclis ve dolayısıyla mil- let huzurunda açması, bütün vakala- rı anlatıp bunların teşrihini yapması kararlaştırıldı. Sonra, tartışmalar başlayacak, partiler görüşlerini söy- leyecek, A. P, kendisini savunacak- tı. Bu tartışmalarda, Hükümet gene İçişleri Bakanı tarafından temsil edi- lecekti. En sonda, açıklanan gerçek- lerin ışığında Başbakan meseleleri' toparlayacaktı. Ama Hükümet, bir bütün olarak vaziyet alacaktı. Koa- lisyon partilerinin liderleri, haftanın başındaki Grup toplantılarında mil- letvekillerine sükünet ve itidal tav- siye ettiler, bilhassa birbirlerine gir- memeyi, birbirlerini kırmamaya, ara" larından bazılarım hissi taraftan A. P. nin yanına itmemeye itina göster- meye davet ettiler. İnönü bunu C. H.' P. lilere söyledi, Alican Y. T. P. li- lere söyledi, Dinçer C. K. M. P. lile- re söyledi. Zira bahis mevzuu olan rejimin, dolayısıyla memleketin kaderiydi ve bunun herkes farkındaydı. Çalışan adam Başkentin sakin bir köşesi olan Kavaklıderede Tahran Caddesiy- le Büklüm Sokağın kesiştikleri yer- de eğik çatısı, kırmızı kiremitleriy- le alman mimarisinin tipik bir ör- neğini teşkil eden sarı badanalı za- rif bir villâ vardır, ikinci Koalisyon Hükümetinin İçişleri Bakanı Hıfzı Oğuz Bekataya ait olan bu villada şaşmaz bir intizamla her sabah ay- nı olaylar tekrar edilmektedir. Her sabah saat 9,25 te 0012 resmi plâ- kalı bir siyah Mercedes Tahran Cad- desini baştan başa katederek badanalı villanın önünde durmak- ta ve beş dakika kadar bekledikten sonra Bekatayla birlikte aynı yol- dan geri dönmektedir. Ancak haftanın ortalarında Çar- şamba günü bu programdaki ufak bir değişiklik Tahran Caddesi kinlerinin dikkatini çekti, O sabah siyah Mercedes gene tam vaktinde gelmişti. Ancak dakikaların ilerle- mesine rağmen Bekata bir türlü e- vinden çıkmıyordu. Şoför Necdet e- fendi bir sigara yakarak beklemeğe koyulmuşken içeriden gelen bir ha- ber üzerine tekrar otomobile bine- rek motörü çalıştırdı. Birkaç dakika içinde siyah Mercedes Büklüm so- kağın aşağılarında kayboldu. İçişleri Bakanı o sabah evden çıkmamağa karar vermişti. Nitekim erkenden kalkarak aşağıya inmiş ve arka bahçeye bakan geniş çalış- ma odasına kapanırken de ailesine, kendisini arayanlara "Evde olmadı- ğını" söylemelerini sıkı sıkı tembih etmişti. Bakanlıkta makam odası ziyarete gelenlerle doluyor ve bu a- rada gazetecilerin telefonları (o yü- zünden Bekata bir türlü kendini i- şine veremiyordu. Bu sebeple evinin sakin çalışma odasını tercih etmiş- ti. Bekata çarşamba gününü tama- men çalışma odasında 50-60 sayfa- lık bir dosyayı incelemekle geçirdi. Önemli bulduğu satırların altını çiz- di, notlar aldı, dosyadaki bütün re- simleri tek tek gözden geçirdi. Ni- hayet yazı makinesinin başına otu- rarak elde ettiği bilgiyi yazmağa koyuldu. Bekatanm saatlerce süren çalışmasından sonra hazırladığı me-

Bu sayıdan diğer sayfalar: