6 Nisan 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

6 Nisan 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kilitler Okuyuculanmız hatırlayacaklardır, 9 Mart tarihli AKİS mecmuasında gümrükteki kilitlerin çekilmesini durduran 2 Ekim 1962 tarihli ve 0/943 sayılı kararnamenin sakat taraflarını belirten bir yazı çıkmıştı. Yazının sonunda, önümüzdeki günlerde 6/942 sayılı kararın yürürlükten kaldırılacağını belirtmiştik. Bu satırlar dolayısıyla ve okuyuculara yan- lış ve eksik haber verdiğimiz için özür dilememiz gerekiyor. Çünkü biz, önümüzdeki günlerde kilit kararnamesi yürürlükten kaldırılacaktır de- diğimizden on gün önce kararnameyi değiştiren bir karar yürürlüğe gir- miş bile İtiraf etmeliyiz ki bu kararın varlığından tesadüfen haberdar olduk. Gümrük ve Tekel Bakanlığı müsteşarı Cavit Gürecak, İstanbul gümrük- lerine yazdığı 20 Mart tarihli bir yazıda, halen gümrüklerin denetinde bulunan kilitlerden bazılarının 6/942 sayılı kararname hükmünden istis- naen yurda ithaline müsaade olunmasına dair 28 Şubat 1963 tarih ve 6/1472 sayılı Bakanlar Kurulu kararının yürürlüğe girdiğini ve tatbikat- ta göz önünde bulundurulması lüzumunu belirtmektedir. 28 Şubattan bu yana bütün Resmi Gazeteleri gözden geçiriniz, kilit hakkında herhangi bir Bakanlar Kurulu kararına tesadüf etmeniz kabil değildir. Şimdi düşününüz, 2 Ekim tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile kilit ithali durduruluyor. Bu men etme ka- ran ancak ve tekrar Resmi Gazetede yayınlanan bir kararla kaldırıla- bilir veya değiştirilebilir, gil Hayır... Bakanlar Kurulunun aldığı tâdil kararının Resmi Gazetede yayınlanmasına lüzum görülmüyor ve kararnameden idari yolla ilgili ma- kamlar haberdar ediliyor. Peki ama, makam olmayan ilgililer, yâni kilitleri gümrüklerde beş aydan beri kilitlenmiş olan ithalâtçılar kararnamenin kalktığını nasıl öğ- reneceklerdir ve bunlardan birisi kararnamenin Resmi Gazetede yayın- lanmaması dolayısıyla haberdar olmadığını ileri sürerek zarar ziyan dâ- vası açsa, husule gelen zararı kim ödeyecektir? Kararnamenin Resmi Gazetede yayınlanmaması sebebini bilmiyoruz. Ama bir yanlışlık eleği yayınlanmasının unutulmadığına da kat'- iyetle eminiz. Çünkü kararın çıkmasından çok önce, piyasadaki ilgililer böyle bir kararın Bakanlar Kurulunda alınacağını fakat Resmi Gazete- de yayınlanmayacağını söyledilerdi de, biz, ' olmaz öyle şey" diye uka- lalık etmiştik. Gümrük ve Tekel Bakanlığı müsteşarının yazısını önü- müze getirdiler ve "Bak bakalım, olur muymuş, olmaz mıymış" deyiverdi- ler. Kabahat bizimmiş gibi, bayağı kızardığımızı farkettik. Her neyse... Fakat bundan da, kararnamenin Resmi Gazetede yayınlanmaması ka- rarına önceden varıldığı anlaşılmaktadır. Yalnız, bizi teselli eden bir nok- ta var. 28 Şubatta yürürlüğe giren bir karardan koca bir müsteşar 20 Martta, yâni 20 gün sonra haberdar olursa, bizim, "yakında kararname yayınlanacaktır" dememiz hadi hadi mazur AKİS /22 görülebilir. halatçı, gerekse sanayici bakımından zorluklara da yol açmaktadır. Çün- kü D.K.P. saçları tahsisli ithal mal- lan listesinde bulunsaydı, sanayici hiç teminat yatırmıyacak, ithalâtçı ise sadece yüzde 10 teminat verecek- i. Şimdi sanayicinin yüzde 10, itha- Bican yüzde 20 teminat yatırması mecburiyeti de konulmuş olmakta- dır. Öte yandan, D.K.P. saçlara ve- rilen tahsis miktarı da piyasa ihti- yaçlarıyla kıyas edilemiyecek okadar düşüktür. Verilmiş olan 2 milyon dolarlık kotanın 1.5 milyon doları sanayicilere ayrılmaktadır ve bu bir yıllık ihtiyaç içindir. Halbuki sa- dece İstanbul sanayicilerinin altı ay- lık ihtiyacı 1.2 - 1.4 milyon dolar ara- sındadır. Ortalaması alınacak olur- sa, yıllık ihtiyacın 2.6 milyon dolar olduğu görülmektedir ki, tahsis edi- len miktarın aşağı yukarı bir misli talep olacağı aşikârdır. Zira 1.5 mil- yon dolar sadece İstanbulun değil, Türkiyenin ihtiyacını karşılayacak- tır. Bu suretle, D. K. P. saç konu- sunda bayağı bir sıkıntının meydana geleceği muhakkaktır. Aslmda piyasada D. K. P. saç bakımından bugün için bir darlık hissedilmemektedir. Fakat piyasada bu tahdit öğrenildiği zaman malla- rn hemen karaborsaya intikal ede- ceği muhakkaktır. Bu suretle lüzum- suz bir darlık yaratılmasına elbir- liğiyle çalışıldığı görülmektedir. anayi Bakanlığının bu konuyu acele olarak ele alması ve kota ay- rılmış olan D. K. P. saçları liberas- yon listesi şartlarına uygun olarak serbest bırakması lâzımdır. Bu su- retle, liberasyon listesinin tahditleri- ni arttıran yeni bir yola gidilmeye- cek, prensip büsbütün zedelenmiye- cektir. Halihazır durumda, yukarıda da belirtildiği gibi, liberasyon, yani ser- bestlik mânasına gelen listeye bir çok makamların müdahale etmeleri bir yana, sanayiciler de ancak ihti- yaçları, an kapasiteleriyle orantılı olarak mi edebilmektedirler. Şimdi bunlara bir de miktar tahdidi eklenmiş olmaktadır. Eh, sanayici ithalâtçı ayırımı varken, miktar tah- didi varken çeşitli dairelerin kota- lar üzerinde tasarrufu varken, libe- rasyon listesini tahsisli ithal malla- rı listesinden ayrı mütalâa etmenin hikmetini anlamaya imkân yoktur. Bari D. K. P. saçı tahsisli ithal malları listesine almalı ki, gerek it- halâtçı, gerekse sanayici teminat ya- tırmakta biraz ferahlığa kavuşsun, diye düşünmemek için sebep yoktur. D. K. P. saçlara yapılan tatbikat, liberasyonun akıbeti bakımından hiç de ümit verici bir manzara arzetme- mektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: