26 Ekim 1963 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

26 Ekim 1963 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BA S Gazeteler © İnne İstanbulun vapurların- da yolculuk edenler âşinâ başlıklı bir gazetenin tekrar ellerde daha fazla miktarda görülmeye başlandığını far- -etmektedirler. Bu. ayağı bir sektik- ten sonra yeniden doğrulmuş ve kayıp- larını yavaş yavaş almaya (başlamış olan Cumhuriyettir. Bundan altı ay kadar önce başaşağı istikamet almış bulunan, bunun neticesi iç kadroların- la bazı acılı değişikliklere başvurulan. virajındaki düşüş endişe uyandıran yıl- ların -Ciddi Gazetesi" bugün düzlüğe çıkmış vaziyettedir. Bu, bir yandan po- litikasındaki en zararlı sivrilikleri tör- pülemesi, ama aynı zamanda sadece isimle gazete satılmayacağının oCum- huriyeti yönetenler tarafından anla- şıması neticesi olmuştur. Gazetenin Ankara Mümessili (Ecevit Güresin kriz günlerinde İstanbula alı- nıp ta Yunus Nadi ailesini temsilen idarenin başında bulunan Doğan Nadi tarafından Umum! Neşriyat Müdürlü- güne getirildiğinde iki noktaya mim soydu. Bunların birincisi, türk toplu- munun temel direklerinden biri hali- ne gelmiş olan Cumhuriyetin bu fonk- siyonunun icabı tutumu takınması lü- zumudur. Cumhuriyet, herkesin fikir söylediği ve bir takım kimselerin fikir söylemek etiketi altında değişik tema- yüllerin sesini duyurduğu arena de- ğildir. Cumhuriyet, istikamet gösteren. olup bitenleri tarafsız, küçük his ve hesapların dışında kalarak tahlile, tet- I N kike tabi tutan bir seviyeli organ ola- rak kıymetlidir. Bu seviye ise bir fikir dağınıklığının değil, derli toplu bir hâl almanın neticesi olacaktır. Bu ilk düşüncenin -neticesi olarak Ecvet Güresin, Doğan Nadinin tam mutabakatıyla bir takım kalemlere sız- mış oldukları muteber Cumhuriyetin sütunlarını kapadı. Bu, o sütunlarda, bir takım karanlık kuzey rüzgârlarının a- nafor yapması tehlikesini süratle ön- ledi. O tarihlerden bu yana ciddi Cumhuriyette "Komünist diye Komü- nist Parti mensubuna derler. Türkiye de Komünist Parti yoktur. O halde, komünistlerle mücadeleye niçin lüzum olsun?" tarzındaki fikir incilerine rast- lanmaz oldu. Güresin, bir çeşit "Düşük kalitede Çetin Altancılık" yapan İl- han Selçuğun da kulağını hafifçe çek- ti. Eğer Cumhuriyette yazmakta de- vam etmek istiyorsa, inandığı görüşü gene söyleyecekti ama gazetenin umu- mi hattının dışına çıkmayacaktı o ve ana prensiplerle, ihtilâf haline gelme- yecekti. Her halde bu umumi hat ve ana prensip. Küba buhranı esnasında Rusya Türkiyedeki füze üslerinin "bir karşılık"— evet. "bir karşılık" ve ö- nemli nokta budur — olarak sökülme- sini ister, Kennedy ise bunu gözünü kırpmadan reddederken Cumhuriyetin bir sütununda; ortaya çıkıp "Bu füze üsleri sahiden dünya barışını tehdit etmektedir, Amerika niçin çılgınlık e- dip rusların teklifini kabul etmiyor!" tarzında çanak tutmak değildir. Ecvet Güresinin kesin ihtarı tesiri- ni gösterdi. Şimdi Pencere sütununda Ecvet Güresin çalışıyor Yeni AKİS/20 "Cumhuriyet" e doğru monuya yüklenilerek hınç çıkarılmak- ta, ama kuzey rüzgârları estirileme- mektedir. Gazetenin buna diyecek pir şeyi yoktur. Teknikte yenilikler Esi Güresin, Doğan Nadinin des- teğiyle gazetenin politikasını, krizden önce olduğu gibi bir ilerici, ama anarşist ve yıkıcı, tahrip edici de- $il. yapıcı bir ilerici politika haline ge- tirdikten sonra gazetenin donmuş ha- le gelen tekniğine el âttı. Bir defa, Bü- yük Gazete olmanın iki vasfı ortağa çıkmıştı: Mutlaka sekiz sayfa olmak ye mutlaka bir. baskıyı Ankarada, yap- mak"! Bu noktalarda gazetenin yeni idarecileri daha fazla (mukavemette karşılaştılar. Zira bu, bir masraf, bir yeni yük demekti. Halbuki gazete baş- aşağı- gidiyordu. Ama idareciler an tat- maya muvaffak oldular ki başaşağı git- meyi durdurmanın çaresi (o budur ve Cumhuriyet donmuş tertibiyle altı say- fa olarak çıkmakta devam ettiği tak- dirde belini doğrultamayacaktır. Niha- yet her iki tedbirin uygulanması için muvafakat çıktı. Bu sırada Hürriyet, Ankaradaki U- lus tesislerinden ayrılmış ve tirajında korkunç bir sukut kaydetmiş Yeni Sa- bahın satmak zorunda kaldığı bir rota- tif parçasını alarak Ankarada kurmuş, oraya geçmişti. Ondan boşalan yeri Cumhuriyet aldı ve Ankarada basılan Cumhuriyet, Hürriyetin tevziatıyla bir- likte Başkentin doğusunda kalan böl- gelere erken gitmeye başladı. Başkent halkı da bu ciddi gazetesini sabahın ilk saatlerinde bulmak fırsatını oelde etti. Bugün, gazete satışlarının oObüyük kriteri olan İstanbul vapurlarında- git- tikçe daha fazla elde görülen Cumhu- riyet her gün sekiz sayfadır. Bu, ga- zeteye her, ay büyükçe bir yük tahmil etmektedir ama tirajla birlikte ilânın da artması hesaba katılmaktadır. Se- kiz sayfa gazeteye daha fazla şey koy- mak imkânını vermiştir ve magazin kısmını seviyeli bir tarzda yükseltmiş- tir. Kaybedilen mesafenin yavaş ya- gazeteden anladığını o göstermektedir. Cumhuriyet eski tirajının da üstüne çıkıp dört sıfırlı rakkamlardan beş sıfırlı rakkamlara geçerse, yani yüz- bini bulursa hiç şaşmamak lâzımdır. Yeni Cumhuriyetin bir eksiği kal- mıştır: Ona mutlaka renk katacak o- lan Nadir Nadinin kalemi. Ama. bu şimdi, gazeteciliğin dışında bir aile ve bir his meselesi halindedir ki o, başkalarının mn gerekme- yen bir hususi konu Her halde, e kurtulmuş- tur.

Bu sayıdan diğer sayfalar: