15 Mayıs 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 35

15 Mayıs 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 35
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

değildir. AKİS ciler bunun için Anka ra Ruh Sağlığı Dispanserinde genç- lik problemleri oOüzerinde (araştırma yapan psikiyatr Dr. Cahit (Ardalıya başvurdular. Psikiyatr Dr. Cahit Ar- dalı, yıllarca Adli Tıbda çalıştıktan sonra Amerikada gençlik problemleri üzerinde ihtisas yapmış, memleketimiz de birçok okullarda bu konuda araş- tırmalarda ve rehberlikte o bulunmuş- tur. Halen Kız Teknik Yüksek öğ- retmen Okulunda aile münasebetleri ve ana, baba, çocuk eğitim dersleri ve Gazi Terbiye Enstitüsünde Ruh Sağ- lığı dersleri vermektedir. Ortaokul ve liselerle yüksek okullarda, Anadolu da hil, her çevreden gelmiş olan 17 ile 24 yaş arasındaki gençler ve Dispan- varda kendisini âdeta otomobilinin ö- nüne atarak, beraber gezmeyi ettiğini bildirdi. Dostum üzülüyordu. Çünkü evliydi. Kızın rahatça babası olabilecek yaştaydı ve kendisine nor- mal bir şefkatten başka hiçbir (o şey göstermediğinden emin bulunuyordu. Kızı derhal gördüm. Küçük yaştan babasını kaybetmişti. Aile dostlarında, kaybettiği bu sevgiyi bulmuş, bu şe- kilde meydana çıkarmıştı. Gençkız, du- rumu öğrenince (o kolaylıkla (tedavi oldu. Meselâ, kendilerinden büyük ya lardaki erkeklere âşık olanlar, genel olarak, bu baba sevgisine aç kalmış gençkızlardır. Demek ki gençlerin aşk ve seksüel meselelerdeki davranışları Hukuk Fakültesi kantininde bir çift Ayni dünyanın insanları serde 12-18 yaş arasında çocuklar ü- zerinde üç yıldır araştırma yapmak- tadır. Dr. Ardalı şöyle demektedir : "— Gençlerin, aşk ve seksüel me- selelerdeki Bayramlarını diğer dav- ranışlarından ayrı ve yaşadıkları be- den ve ruh gelişmesi olayı dışında in- celemek mümkün değildir. Çocuğu ve büyüme halindeki genel daha iyi an- lıyabilmek, onun meselelerine (o inmek ve ona yardımcı olabilmek için her- şeyden önce bu çocuğun ruh gelişme- si ile ilgilemek gerekir. Bunu size hemen bir misalle çok daha açık şekil de anlatmak isterim: Birgün bir dos- tum bana başvurdu. Aile dostu olan bir gençkızın kendisine âşık olduğunu ve herşeyi göze alarak, birgün bul- ruh sağlığı gelişimleriyle yakından il- gilidir ve eğitim yolunda olsun, teş- his yolunda olsun hep bu yönden ha- reket edilmelidir. Helene, Deutch, "Gençlerin davra- nışları âdeta bir erken (o bunamadır, demektedir. New-York Psikiyatri Ens- titüsü ve Columbia Üniversitesi (o öğ- retim üyelerinden Doç. Dr. Marynia F. Farnham ise erginlik çağını söy- le anlatmaktadır: Birden bütün or- ganlar değişikliğe uğrar, beden o ge- lişir, olgunlaşır. Ama psikolojik yön- den, çocukluğu bırakıp yetişkinliğe geçmek kolay olmaz. Anadan babadan kopup ayrı bir kişiliğe varmak için çabalarken, kendi başına bir takım yeni sorumluluklar (yüklenirken, iti- şen, çekişen, huzursuz insanlarla dolu SOSYAL HAYAT bir topluma uymaya çalışırken, cinsel itilerin uyanması ile karşı cinse yak laşmayı denerken korkular, tepkiler, bunalımlar belirir. | Evden kaçanlar okulu o bırakanlar olur. Umutsuzluğa kapılanlar, intihara kalkışanlar (o gö- rülür. Kimisi bu dönemden sonra ol- gunluğa erişir, kimisi ruh hastalık larına tutulur. Bunlar uydurma sözler değildir." Gümrükten muaf geks meselelerini gençlerin hayatla- rında, diğer ruh ve beden gelişme- si belirtilerinin dışında, münferit bir olay olarak ele almak nasıl mümkün değilse, bu meseleleri bir ülkede, dün yadan tamamiyle ayrı ve yalnızca gençlere ve bir ülkeye has bir dava olarak ele almak ta gerçekten müm- kün değildir. İnsanoğlunun aya gitmek için sı- raya girdiği bir devirde, mesafe an- layışı öylesine değişmiştir ki, bir mem- leketin bir diğerinin gerçek ihtiyaç- ları ve sosyal gelişmesine uymayan birçok akımı bile diğerini etkili- yebilmekte ve hiç olmazsa, bir sınıf halkın üzerinde beklenmedik bir âni fırtına gibi esmekte, yerleşmiş kural larla bir çatışma halinde kendisini duyurmaktadır. Hele bu yeni oakım- ların ilginç seks filmleri gibi, turucu popüler müzik gibi, küçük kız- ları 12 yaşlarından itibaren bikinile- re, lastikli sutiyen ve çok fazla dar pantalon misâli "seksi" kıyafetlere erkekleri baskısız hayatın sembolü kra vatsız, rahat, renkli ve değişik elbise- lere alıştıran milletlerarası Oo gençlik modası ve ölçüsüz derecede gerçekci, fakat hiç de bayağı olmıyan, büyük- ler tarafından da alkışlanan, entelek tüel seks romanları, çeşitli sanat eser- leri gibi gümrükleri kolayca aşabilen elçileri (o olursa... Hele bütün bu yeni akımlar yeni fikirler tıbbın kanatları sığınır, Freud'un ( psikiyatri konusu- na seks yönünden getirdiği (o yenilik, kendisinden daha sonra gelen ilim adamları tarafından bir hayli tartı- şıldığı halde, dünyanın her yerinde, böylesine istismar edilir, halka bir ta- kım şarlatanlar tarafından en kaba kalıbı içinde sunulur ve bir libido hi- kâyesi mutluluğun mesajı olarak bü tün kapıları çalarsa, elbette ki "Teddy boy" lar dünyayı dehşete verecek, "Kız- gın gençlik" "öfkeli Gençlik" , "Yan mış Gençlik" deyimleri hergün bir yeni ilâve ile türeyecek ve "Siyah bluz lular", o "Meşin ceketliler" dünyamı- zı değilse bile hayallerimizi kararta- caktır. AKİS/31

Bu sayıdan diğer sayfalar: