24 Temmuz 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

24 Temmuz 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yayınlar KUVAY-I MİLLİYE RUHU incelemesi, üçüncü Yayınevi Kültür Kitapları dizisi, İstanbul Ba- har Marbaası 1964, 246 sayfa ciltli 10 lir İlk baskısı ve iki y içinde satılıp tüken- diği için ikinci kere basılan Samet Ağaoğlunun «Kuvay-ı Milliye Ruhu» adlı kitabı, birinci Türkiye OBüyük Millet Meclisini anlatmaktadır. tap, ilk ve ikinci baskılarından son- ra, aradan yirmi yıl geçince bir çüncü defa daha basılmıştır. Bu ü- çüncü baskıda eser, yazarı tarafın- dan dil bakımından bir kere daha gözden geçirilmiş, bazı bölümlerde de, şunca yıldır geçen olayların et- kisi altında ilk (o baskılardakilerden değişik hükümlere varılmıştır. Kurtuluş Savaşının kazanılma- sim sağlayan ilk Türkiye Büykü Millet Meclisi, o devre 'yetişmemiş 1944 yılında yapılan kiyede 'gençlere kendi yakın tarih- leri öğretilmez, oöğretilirse (o resmi edebiyat içinde, çok kere yanlış a- çılardan ve beylik ölçülerle, öğreti- lin. Böyle olunca da tarih tarih ol- maktan çıkar, işe yaramaz bir lâf kalabalığı olur. Dolayısıyla da bu lâf kalabalığını bir takım sınavları vermek için ezberlemek zorunda ka- lanlar tarih öğrenmek o zevkinden mahrum olurlar, tarihi oir lâf kala- balığı diye kabullendikerinden o bir daha üstüne eğilmezler. Oysa, gü- ttün meselelerini, iç politika oçekiş- melerini anlayabilmek, olayların de- rinine inebilmek için dünü bilmek- ten, hem iyice bilmekten başka da çare yoktur. Şayet bugün politikacılarımız bir kördöğüşü içinde iseler, ün, önceki gün bir kördöğüşü içinde i- diyseler, rahatça iddia edilebilir ki, bu kördöğüşünün bellibaşlı (o neden- lerinin obaşında tarih bilmemeleri gelmektedir. Türkiyede, bırakın or- taokul, lise ve hattâ fakülte mezu- nu meslek sahibi orta aydınları, bunların çok ötesinde olması gere- ken, kendilerine meslek olarak po- litikayı seçmiş olanlar dahi oyakın tarihi bilmezler, bilemezler. Bilmez- ler, çünkü tarih okumak zevkine er- memişlerdir. Bilemezler, çünkü bu konuda aydınlatıcı oObüyük eserler yoktur, ya da yok denecek kadar azdır, ha deyince bulunmaz Hal böyle olunca, dünü bilme- yen ve dünden ders almayanlar bir AKİS/24 , araya gelince de «tarih bir teker- rürdür» hükmü durmadan gerçek- leşmekte, kördöğüşleri devam et- mektedir İşte Samet Ağaoğlu, bu bilin- meyen, hattâ bazı çevrelerce pek de bilinmesi istenmeyen yakın tari- himize ait bir perdeyi birinci oBü- yük Millet Meclisinin üstünden im- kânları ölçüsünde usulca kaldırmış- tır. Kurtuluş Savaşı Ankarasına ba- basının arkasından gelmiş, İlk Tür- kiye' Büyük Millet Meclisini obaba- sının eteği dibinden çocuk gözleriy- le seyretmiş bir insan olarak oSa- mdı Ağaoğlu, aradan yıllar geçtik- ten sonra bu Meclisin tutanakları üzerine eğilmiş, yaptığı (o inceleme- lerle de bu Meclisi kendince bir tahlile tâbi tutmuştur. Türkiyede bu tip eser son derece az yazıldığı içindir ki Samet Ağaoğlunun kitabı önemlidir. Öyle ki 1944'den bu yana da Ağaoğlunun bu tip çalışmasına eş, ya da benzer bir çalışma yapıl- madığından, Ağaoğlunun kitabı da piyasada bulunmaz olduğundan, ki- tabın üçüncü bir baskısına gidilmiş- tir. «Kuvay-ı Milliye Ruhu»nda ilk Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşu, çalışışı, belirli (omeselelere bu Meclis içinden nasıl bakıldığı, çeşitli konularda nasıl davranıldığı, tutanaklardan pasajlar alınarak an- latılmakta, araya yazarın izlenimle- ri, incelemeleri ve hükümleri eklen- mektedir. «Kuvay-ı Milliye Ruhu» dikkat- le incelendiğinde görülen bellibaşlı hususlardan biri şudur : Bugün İ- çinde bocaladığımız ne kadar iç po- litika meselesi varsa, bunların hep- sinin çekirdeği Birinci TBMM. de vardır, (Bugünkü parti ayrılıkları mı İlk Mecliste birinci ve ikinci gruplar bugünün GHP ve AP sinden başka birşey değildir. Hattâ bu ki- taptan biraz daha eskiye, i yet devri tarihine inerseniz, kü mücadelenin asıl (çekirdeklerini orada da bulabilirsiniz, ittihat ve Terakki ile Hürriyet ve itilaf, e günden bu yana sadece ad değiştir- mişler, kadrolarını (o yenilemişlerdir Yoksa zihniyetin zerre kadar ode- giştiğini gösteren hiç bir emare yok- tur. Samet Ağaoğlu kitabında (o yet yer pek enteresan portreler çiziyor. gün- dolaşan, dükkânların önünden geç- tikçe kahve içmeye davet edilen, saygıdan da öteye bir sevgi ile se- lâmlanan TBMM Reisi Mustafa ke- mal. Mustafa Kemal'in yakasına ya- pışıp sarstığı bir omilletvekili (o Ali Şükrü, İstiklâl Mahkemelerinin ku- ruluş mücadelesi. Mağlübiyetler kar- şısında azmi biraz daha bilenen Millet Meclisi. Çarpışan birliklere er olarak katılan bir milletvekili, Yoz- gatlı Süleyman Sırrı... Mustafa Ke- mal'in Hacıbayram camiinde verdiği vaaz. Celâl Bayatın sosyalizmi sa- vunan bir insan olarak dikkati çeki- i. Komünistlerin genişçe bir teşkil edişleri, hattâ ve hattâ münist olduklarını açıkça belirten Adalet ve içişleri Bakanları. Ni- hayet, bu milletin kurtuluşu için canlarını dişlerine takmış bir mille- tin şahlanmış temsilcileri, TBMM üyeleri hacıları, hocaları, askerleri, memurları, ları, kâtipliğinden ii eşkıyaları, efeleri ile bir yı- gın. Ama yumruklaşmış, düşmanın beynine inmek için kenetlenmiş bir Millet Meclisi. Milletin Meclisi... çetecileri, Ağaoğlunun kitabının bizce en önemli yanı, kitabın son bölümünü kaplayan, «Bazı Yüzler» başlıklı kıs- mıdır, iki Türkiye Büyük . Millet Meclisinin, bu milletin gerçek ihti- lâlinin Meclisinin ilk üyeleri ne ol- muşlardır?. Akıbetleri nedir? Ağa- oğlu, kitabında bu konuda sadece onbeş yirmi sivrice tipi, ele almış, her birinin portresini üç-beş cümle içinde çizivermiş. Oysa, bu tip bü- yük ihtilâllerin oMeclislerinin ove hatta böyle ihtilâllerin içinde isim yapmış bütün kahramanlarının ve hanilerin portrelerini en ince ayrım- larına kadar vermekte var. labilir. Bizce Türkiyede yapılacak en iyi inceleme ilk Meclisten bu yana türk kamu hayatında önemli oyer- lere gelmiş olanların hayat ve fikir istihalelerini ouzun uzun tesbit edecek bir inceleme tır. Her türk genci bilmelidir. rinci TBMM de görev alan falan ve- ya filan tasan nereden gelmiş nere- ye gitmiştir? Asılmışsa niçin asıl- mıştır, siyasetten silinmişse silinmiştir, yükselmişse niçin selmiştir, zengin olmuşsa nasıl zen- gin olmuştur? Dün falan 'fikri osa- vunurken bugün niçin filan fikri sa- vunma durumuna gelmiştir? Yakın tarihimizi anlatan kitaplar yanına böylesine bir incelemenin de kon- masında büyük fayda vardır. İlhami SOYSAL

Bu sayıdan diğer sayfalar: