1 Mayıs 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

1 Mayıs 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER, © 35 fark meselesi Ham petrolün Türkiyeye Almanya, İtalya ye İsviçreden 96 35'e ula- şan daha yüksek bir fiyatla satıldığı- nı amerikan müşavirin raporu ile de tesbit eden Oral, yabancı şirketlerden. Petrol Kanununun ruhuna yugun ola- rak serbest rekabet fiyatına (o uygula- malarını talep etmiştir. Önce İPRAŞ. sonra A rum karşısında ham petrol ithal fiyatlarında 95 10 in- dirim yapmak zorunda kalmışlardır. Bu arada özellikle Muammer Akso yun becerikli propagandası ile yaban- cı şirketler aleyhinde, Basın ve Genç- lik arasında kuvvetli bir kampanya a- çılmıştır. Basında her gün aleyhlerin- de çıkan makaleler, açık oturumlar- da düştükleri durumlar ve kendilerine karşı beliren öfke yabancı Şirketleri, değiştirmek mıştır. yabancı şirketleri, eğer istihsallerini arttırırlârsa halk oyu önünde düştük- leri kötü durumdan kurtulabilecekleri yönünde uyarması da etkili olmuş ve 1964 yılı yabancı şirketlerin yıllardır bir türlü bulamadıkları ham petrolü, "bulu-buluvermeleri" yılı (o olmuştur... Mobil, Şelmo ve Bulgurdağdan başka yeni kuyular bulmuş, Shell de arka ar- kaya Kurkan, Beykan ve Batıkayaköy petrollerini (o keşfedivermiştir. |. Bunu şirketlerin, eskisinin tersine (o iyimser açıklamalara girişmeleri takip etmiş- tir. Shell sözcüsü Faruk Kardam 1965 senesinde şu fikre varmış görünmek- tedir: "— Bizim kanaatimiz, memlekette bulunan rezervlerle, kısa bir zaman i- çinde dışarıya artık muhtaç kalma- dan tamamen yerli ham petrolü işle- yecek duruma gelmek üzere bulunu- yoruz. Bunun, pipe-line'in yapılması- nı takip eden bir veya iki sene içinde erişilecek bir hedef” olduğunu rahatlık- la söyleyebilirim 1965 yılındaki yerli ham petrol ihti- yacının dörtbuçuk milyon, üretimin ise birbuçuk milyon ton olduğu göz- önlünde tutulursa, Kardamın 1968'de erişilecek hedef olarak gösterdiği ge- lişmenin önemi anlaşılabilir. Kardamın iddiası, aşağı yukarı üç yıl içinde üç misline yakın bir gelişmedir. MOBIL ve Shell yetkilileri bu gelişmenin da- ha da erken olabileceğini, fakat pet- rol bölgesi ile İskenderun arasındaki kötü ulaşım şartlarının bunu engelle- diğini ifade etmektedirler. İktidar değişince Türkiyede, bundan birkaç ay önce, İktidar değiştiği zaman Petrol Sa- 10 Şelmo kuyusu El çabukluğu marifet vaşı bu noktada bulunmaktaydı. Hü- kümet, memleketin menfaatinin ne olduğunu petrol şirketlerine ( anlatı- yordu. Petrol şirketleri bunu arılıyor- lardı. Mesele umumi efkârın malı ha- line gelmişti- Tabii, aşırı sol hare- ketsiz değildi. Birkaç gazeteye yerleş- miş kriptoların işi nereye itmek iste- dikleri hiç kimsenin gözünden kaç- mıyordu. Bunlar, zamansız olduğun- da hemen bütün mütehassısların itti- fak ettikleri, iki taraf anlayış göste- rirse üstelik lüzumsuz sıfatını da hak edecek ve aslında bir "başka türlü olmazsa" formülü teşkil eden "milli- leştirme" Oo istikametine (o Türkiyenin petrol siyasetini itmeye çalışıyorlar- dı. Fakat bir yandan Hükümetin, di- ger taraftan petrol şirketlerinin dav- ranışı aşırılık heveslerine bir set çek- mekteydi. Ama, hareket halinde bulunan sa- dece aşırı sol değildi. Başka bir he- ves başka çevrelerin (okursağindaydı: Acaba Hükümetin bu tutumu değişti- rilemez miydi? Acaba başka temayül- de başka bir iktidar Türkiyede kuru- lamaz mıydı? Acaba, iş adamlarının partisi hüviyetini taşıyan siyasi te- şekküllerin çekirdeğini teşkil edeceği bir yeni iktidar eski güzel günleri pet- rol şirketlerine ve onların menfaat zümrelerine geri getiremez miydi? Bunun sondajı Ankarada yapılma- mış değildir. Son Hükümetin düşürülmesinden önce Ankaraya gelen bir yabancı şir- ket ileri geleninin Ankarada mülâki olduğu yabancı şirket mensubu arka- daşı ile önce Hüdai Oralı ziyaret et- mesi, Oraldan indirim talebiyle ve boru hattını TPAO'ya vermek kara- i istemesi, menfi ması dikkatlerden kaçmamıştır. o Bu yabancı petrol şirketi yetkilileri da- ha sonra AP Genel Merkezine gide- rek Süleyman Demirelle görüşmüşler- dir. Gerçi büyük petrol şirketleri, oya her işlerini sahiden, İranda Dr. Mu- saddıkı devirdikleri gibi efsane ölçü- leri içinde başarabilmektedirler, ya da onların çok günahı alınmakta ve her türlü tertip ithamı onların kuvvetli sırtlarına yüklenmektedir! Thomas O. Buchanan'm Oomeşhur kitabında bile Kennedy'yi "kendileri ile mücadele- sine son vermek için" petrolcülerin öldürdükleri ileri sürülmüştür. Fan- tastik suçlamalar bununla kalmamak- ta, Brezilyadaki son sağcı ihtilâlin sorumuna ve italya Milli Petro Tröstü ENİ'nin kurucusu Mattei'nin uçağının düşmesine kadar çok hadise, yine pet- rolcülerin Oo sorumlu Oo tutmalarına yol açmaktadır. Türkiyedeki yabancı petrol şirket- leri de. ya tesadüf ya da başka bir etki ile. "yağma Hasanın böreği" hi- kâyesi tam sona ereceği ve üzerlerin- de ciddi bir kontrol başlıyacağı sıra- da, yine kurtulmuşlardır. Ayhan Çi- lingiroğlunun Petrol Dairesi Başkan- lığına tayini ile son kalelerini kay- betmek üzereyken Hükümet değişmiş- tir. (Petrol Kanununun aksaklıkları Hükümet değişikliği ile derhal ken- dini göstermiş bulunmaktadır. Yeni Hükümet, son derecede büyük bir zaaf içinde bulduğu Petrol Dairesinin kad- rolarını tamamlamak için talepte' bu- lunan Ayhan Çilingiroğlunu reddede- rek onu istifa ettirmeyi başarılı bir taktik saymıştır. Perişan bir müessese Türkiyenin çok önemli bir servetinin kullanılışını kontrolla görevli, fa- kat teşkilât ve imkân bakımından "Ci- bali Karakolu"ndan o farkı olmıyan Petrol Dairesi eski haline terkedilmiş olmaktadır. Tabii bundan memnun o- lan yabancı şirketlerdir. Petrol Dai- AKİS, 1 MAYIS 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: