5 Haziran 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 20

5 Haziran 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadının Sayın Faik Suadın Ulus gazetesinde çıkan "Kadınlar Uyanmadıkça" başlıklı yazısı, ö e kadın dernek- lerinde çalışan birçok kadınlarımızda tepki yarattı. Ba- na başvurdular. “Bizi kadın olarak koruyun. Biz hiç mi bir şey yapmıyoruz?' diye soruyorlar. Gerçekten Ankarada çok faal ve yararlı kadın der- neklerimiz vardır. Hatta bunlardan bir tanesi, Türkiye Yardım Sevenler Derneği, yurt çapında örgütlenmiştir. İl ve İlçelerde 80 şubesi, 6 milyonu aşan bir bütçesi vardır. yardımı, esas olarak, emek karşılığında yapmakla, ka- ---a çalışma niteliği kazandırdıktan başka, ona çalışma sahası da açmaktadır. Dernek, Ankaradaki Genel Merkez binasının üzerinde, üniversiteye devam eden kız öğrenci - ler için büyük bir yurt açmıştır ve çalışan kadınların ço- cukları için kreş açma teşebbüsüne geçmiştir. Bundan başka, başta Hacettepe Tıp Fakültesi Gönül- lüleri olmak üzere, birçok gönüllü kadın teşekkülleri, bir- çok hastahanelerimizin maddi ve mânevi yönden yüzünü üldürmekte, hastahane koğuşlarına yeni anlamda bir ev havası detiere ek "tedavi ortamı"nın yaratılmasına yar- dımcı, hastahane personeline destek olmaktadırlar. Ço- cuk Sevenler Derneği, devletin yetiştirme yurtlarına her yönden büyük çapta yardımcıdır ve bu sahada gerçekten örnek bir çalışma yapmaktadır. Türkiyede aylık bültenlerle, çok sistemli şekilde, bü tün üyelerden faydalanarak çalışan derneklerden bir ta- nesi de, kültürel faaliyetleri ile göze çarpan Türk - Ame- rikan Kadınları Kültür Derneğidir. Bu demek, gecekon- du bölgelerinde açtığı okuma odaları, kız öğrenci burs- ları ve köy çalışmalarıya sosyal faaliyetlerden kazandığ parayı en iyi şekilde kullandığını ispat etmiştir. Merkezi İstanbulda Ea Köy ire lile Haberleşme Dern in de a 350 üyesi vardır. bütün Türkiyede 5000! köyle ii eli Burada teker teker sayamıyacagım daha pek çok ka- dın dernekleri vardır. Ancak ben, sayın Faik Suada hak veriyorum. Bizler- den, kadın olarak beklenen çalışma yalnızca bu çalışma değildir. Bu çalışmaların pek çoğu, çok eski zamandan- beri, kadının dört duvar arasında oturmaya (mahküm edildiği devirlerde bile, kadınlar tarafından ele alınmış, sosyal yardım faaliyetleri şeklinde, az çok başarıya ulaş- mıştır. Yazar, k kadınının fikri sahada uyanışını ve türk toplumunda © en ilkel şartlar içinde yaşıyan büyük kadın çoğunluğunun, toplum kalkınmasının esası olarak, zincir- lerinden kurtarılmasını istiyor. O kadın ki çocuğu sırtın- da, karnında veya elinde, tarlada, damda veya evde ça- lışır: türk ekonomisinin tarım sahasındaki en ağır yü- cudun mümkün mertebe fazla güneş almasını öngördüğü içindir ki erkek ve kadın mayoları artık birer mendil kadar küçülmüştür ve kolaylıkla cep- te taşınmaktadır. Bu küçük mayolar çiçekli çizgili veya düz olarak yeni, tan yapılmıştır. yumuşak lâsteklerden veya kumaş- Sutiyenler de çoğu zaman askısız ve âdeta yârımdır. . Bu cep mayoları yânında, yılın yıl- dızı, ajurlu klâsik biçim mayolardır ve bunlar cep mayolardan çok daha Uyanışı künü omuzlarında taşır. O kadın ki toplumun yasama, direnme, mücadele etme gücüne daima canından can ko- parıp katmış, türk toplumunun en kuvvetli dayanağı ol- muştur. Ama elde kesin rakamlar mevcut olmamakla be- raber, yüzde 80 oranında okur-yazar değildir ve gelenek ve göreneklerin mahkümu olmakta devam etmektedir. Çünkü, 27 Mayıs 1965 tarihli Akşam gazetesinde çıkan yazısında Avukat Beria öngörün çok iyi belirtiği gibi, “kadın, öncelikle kendi kaderine terkedilmiş (bulunan kadını, bu ilkel durumdan kurtaracak, eğitim ve öğretim yoluyla fikri ve moral gelişimini ve muhtelif ekonomik plânlarla da maddi güç kazanmasını sağlıyacak olan sos- yal hukuk devleti henüz bu sahada gerekli plânlı çalış- mayı yapamamış, kadının topluma etki ve katkı getirecek niteliğe ulaşması görevini ele almamıştır." İşte, sayın Faik Suadın ini şey, kadınların bu yolda birleşmeleri, ağırlıklarını duyurarak, MA a etkileyecek bir güç olmaları, şuurlu e ella kur: maları, örgütlenmeleridir. Yıllardan u yolda çalışan kadınlarımız yok değildir. Birçok eserler veren ve son olarak "Kadının Eğitimi" konulu bir açık oturum dü- zenleyerek bu konuda yeni fikirler ortaya atan Dç. Dr. Nermin Abadan, gine ku konuda araştırmalar yapan ve değerli eserler veren Prof. Dr. Afetinan, Üniversiteli Ka- dınlar Derneği üyeleri, Kadının Sosyal Hayatını Araş- tırma Derneği üyeleri, Dr. Mediha Eldem, sosyal der- neklerde yılmadan çalışan, köy kadınını uyandırmaya ça- lışan diğer dernek üyeleri, politikacı kadınlar, son bir yıl içinde Parlamentodaki faaliyetleriyle göze çarpan, kadın- ların lehinde bir kanun teklifi getirip, bunu Maliye ve Plân komisyonlarından geçiren Mebrure Aksoley, yazar- lar, meslek kadınları ve ferd olarak çalışan, kadının uyanması kaygusunu duyan daha birçokları... Ama birleşemiyoruz. Güçlü, etkili, başarılı bir bütün olamıyoruz. Geçen yıl İngilteredeki kadın faaliyetleri hak- kında yerinde bir araştırma yapan Prof. Dr. Afetinan. bana,5000 kadın bir araya getiren bir toplantıyı anlat- mıştı. Kadınlar birçok kadın dâvaları ortaya atmışlar, sonra bunların birkaç tanesini seçip, politikacıların etki sahasına girerek, bunları sonuçlandırmak üzere plânlı bir çalışma programı hazırlayıp. görev bölümü yaparak ay- rılmışlardır. Birleşmek, dâvaları ele almak, plânlamak ve sonuç- landırıncaya kadar üzerinde çalışmak ve en başta, kadının eğitim ve öğretim dâvasını hallederek bir milli kadın kongresine gitmek... İşte, bizden istenen budur! Bunu yal parak işe başlamalıyız. Jale CANDAN tahrik edici bulunmaktadır. £ Meselâ klâsik biçimli, arka ve ön dekolteleri çok normal bir siyah mayonun bir kenarı boydanboya dantel gibi işlen- miştir. Brötelli mayoları da gine orta- ya çıkmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: