5 Haziran 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

5 Haziran 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

geleceğin büyük sporcularından biri o- larak gösteriyorlardı ama, türk atletiz- siz bir atlet olarak geldi. Fakat İki bü- yük başarısı, Muharrem Dalkılıç adını atletizm alanında duyurmakla, kal- madı, bütün federasyon yetkililerini şaşırttı, İki günde iki şahane yarış çı- karan Muharrem, o 1500 ve 5000 met Gençlerarası Türkiye şampi- yonu oluverdi, bu arada bir de rekor yeniledi. Atletizm o sporuyla ilgilenen herkes, bu atletin nasıl yetiştiğini so- ruyordu. Atletizm antrenörleri, atle- tizm ilgilileri Muharremde büyük bir kabiliyet görmüşlerdi. Bu çocuğu An- karada bırakmak, Ankarada çalışma- sını sağlamak türk sporu için büyük bir kazanç olacak, büyük bir ihtimalle yeni bir yıldız doğacaktı. Türkiye Birinciliği sona erdikten sonra, bu yüzden Muharremin peşi bı- rakılmadı. Ailesiyle görüşülüp, onun An karaya yerleşmesi istenildi. Ankarada ona bir iş bulunacaktı, özel olarak ça- lıştırılacak, kendisine her imkân sağ- lanacaktı. Onsekiz yaşındaki bir spor cu için bundan daha cazip teklif ola- mazdı. Muharrem Gaziantebe gittik- ten sonra ailesini razı etti ve soluğu Ankarada aldı. Atletizm Federasyonu Başkanı Naili Moran, Muharremi ya- nına âldı. Muharrem, Moranın büro- sunda çalışıyor ve atletizme devam e- diyordu. Yetkililer, genç atleti Besim Aybarsa teslim ettiler. Aybars, bu ye- ni öğrencisinde büyük bir kabiliyet, ördü. Çok titiz ve atletizm alanında Tür- kiyedeki en iddialı kişilerden biri o- lan Aybars, Muharremden önce türk sporuna sayısız değer yetiştirmişti, Ama Aybars, daha ilk günde. Muhar- rem derecesinde (o kaabiliyetli bir öğ- renciye rastlamadığını anlamıştı. Atle- tizm sahalarının emektar hocası ile genç ümit Dalkılıç başbaşa verdiler. Aybars gösterdi, Dalkılıç çalıştı, İkisi de bu çalışmalardan yılmıyorlar, üste- lik, her geçen gün bu çalışmaların ve- riminin ortaya (çıkmasıyla işe daha çok bağlanıyorlardı. Onsekiz yaşında- ki delikanlı artık, türk atletizminde geçilmeyen bir isim olmuştu. Her gir- diği yarışı kazanıyor, rekorları tehdit ediyordu, 1957 yılı sonunda Muharremin âs- kerlik görevi başladı. Dalkılıç Jandar - ma, eri oldu. Ankara Jandarmagücü Kulübü türk atletizminin önderliğini yapan kulüplerden biriydi. Muharrem askerlik görevi o süresince bu üzden atletizmini de ilerletmek fırsatını bul du. İki yıllık askerlik görevi sona er- AKİS, 5 HAZİRAN 1963 dikten sonra bile Dalkılıç bu kulüpten ayrılamadı. Genç atlet Jandarma Ge- nel Komutanlığında bir işe başladı, kulübü ile bağını koparmadı. Artık türk atletizmi denilince Muharrem Dalkılıç akla geliyordu. Bu adı yavaş, yavaş yabancılar da duydular. o Atle- tizm Milli Takımımızın bütün yarış- malarda tek umudu bu genç atletti. Ankarada yapılan Balkan Atletizm Birinciliği bunun en belirli (örneğini teşkil etti. Her Balkan Birinciliğinde biraz daha gerileyen türk atletizminin Ankarada tek temsilcisi Muharrem Dalkılıç olmuştu. o Dalkılıçtan başarı bekleniyordu ama, doğrusu hiç kimse SPOR kılıç imkânsızlıklarla mücadele etmek zorunda kalıyordu. D yor, form tutuyor, topu 3-4 büyük yarış Türkiyede. Dalkılıçla boy rakipsiz kalmaktan büyük düşünülemez. Atletlerimizden Eskişehirli Şükrü Saban Muharremi zaman zaman zorluyordu. Ancak Şük rü Saban daha çok uzun mesafeleri tercih ediyordu. Bu arada Muharrem Dalkılıç yılda iki-üç kere de yurt dı- şında yarışmak şansına sahip oluyor, Dalkılıç şampiyonluk kürsüsünde Şerefli makam onun 800 metrede şampiyon olacağını sanmıyordu. .ve Balkan Şampiyonu Ankaralı sporseverler, 19 Mayıs Sta- dında şahane bir yarış seyrettiler. Genç şampiyonun Balkanların ünlü adamlarıyla (oçekişmesi (o seyredenlere sonsuz heyecan verdi. Dalkılıç yarışı son andaki atağıyla kazandı. Bu du- rum, fotofinişle tespit edildi. £ Artık Muharrem Balkan Şampiyonuydu. Sa- dece Balkan Şampiyonu değil, Balkan- ların en gözde atletlerinden O biriydi, de Bundan sonra başarılar biribirini takip etti. Ne yazık ki, Muharrem Dal bu yarışmaların hemen hepsinde ken- dini gösteriyordu. Sofyada, Bükreşte, Belgratta, Osloda, Helsinkide, Lile'de, Avrupanm dört bir köşesinde ay - yıl- dızlı genç atletimiz çılginlar gibi al- kışlanıyor, her yarışında yeni bir ba- şarı elde ediyordu. Balkan ulusları Muharremi çok yakından tanımışlardı. Onlarca türk atleti bulunmaz bir kıy- metti ve bu kıymetten yeteri derecede faydalanılamıyordu. Çünkü Balkanlar goslav Cervan'dı. Bu iki yabancı at- letin imkânları, türk atletininkiyle 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: