24 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

24 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

I N ransa 1970'e doğru ye ads sinemayla ilgili bütün ça- lışmaları düzenleyen "Ulusal Sine- macılık Merkezi" geçenlerde bir ince- leme yayınladı. İnceleme, "Fransız Sineması, 1970e doğru" adını taşımak- tadır. Biri iktisatçılar, öbürü sosyolog ve psikologlardan meydana gelen bir kurulun hazırladığı bu inceleme birkaç yönden önem taşımaktadır: o Şimdiye kadar hiçbir ulusal sinema üzerine bu kadar geniş bir soruşturma o yapılma- mıştır. Araştırmacılar elliden fazla si- nemacıyla konuşmuşlar, 15 yn bü kişiden "örneklem: toduyla yararlanmışlar, daha önce Ya pılan iki geniş araştırmayı da ihmal' etmemişlerdir. Böylece yalnız fransız sineması için değil, fakat birçok ulusal sinema için de bazı ortak sonuçlar gün ışığına çıkmıştır. İnceleme, bugünkü fransız sinemasının çeşitli meseleleri- nin dikkatli bir süzgeçten geçirilip ge- leceğe ait sonuçlar çıkarmak temeline dayanmakta, fakat bu arada seyircile- rin psikolojisinden bilet (o ücretlerine, filmerden sinema salonlarına, prog- ramlardan sinema - televizyon ilişkisi- ne... kadar çeşitli konulara dokunul- akta, çok ilgi çekici bazı sonuçlara varılmaktadır. Seyirci denen meçhul jpcelemenin ilk bölümü, sinema se- yircisini ele almaktadır. Cevabı ara- Tu, "niçin sinemaya gidili- yor?"dur. Cevap üç çeşit (seyircinin bulunduğunu ortaya koymaktadır: Her hangi bir yere gitmiş olmak için sine- maya gidenler, sinemaya gitmek için si nemaya gidenler, nihayet belli' bir filmi seyretmek için sinemaya giden- ler... İlk bölümde yer alan seyirciler, kendilerini günlük hayatın yorucu ça- lışmasından, kaygılarından, ağırlığın- dan birkaç saat olsun sıyırmak için “sokağa çıkan" ve yolu üstünde rasla- dığı herhangi bir sinemaya tesadüfen girenlerdir. İkinci bölümdekiler, bun- lara göre bir adım daha "gelişmiş"ler- dir: Bunlar evden sinemaya gitmek a- macıyla çıkarlar, ama gelişmişlik" hurda sona erer. Çünkü gittikleri sine- mada oynıyan film için herhangi bir seçme yapmazlar, hangi film olursa ol- sun seyrederler. Son bölüme, "film seçen" seyirciler girmektedir. Bir sine- maya belli bir filmi görmek için giden bu seyirciler, şüphesiz ilk iki bölümde- bu gelişmişliğin de çeşitli dereceleri 24 Temmuz 1965 E M A vardır. Çünkü film seçme, her vakit aynı değerde değildir: Meselâ adı her- kesin ağzında dolaştığı, moda olduğu için bir filmi seçmek vardır; hayran olduğu bir yıldız oynadığı için bir fil- mi seçmek vardır; sevilen bir film tü- ründe -meselâ kovboy filmi, gangster filmi, komedi- olduğu için bir filmi seçmek vardır; nihayet sinema sanatı- nın, tekniğinin ogelişmesinde önemli yer tuttuğu için bir filmi seçmek var- dır. ' İncelemeye göre sinema seyircisini sinemaya gitmekten alıkoyan bazı en- geller de. vardır. Bunlar psikolojik ve maddi, engeller olarak ikiye ayrılmak- tadır. Psikolojik engeller arasında es- kiden kalma bir görüşle sinemanın bir “ayaktakımı eğlencesi", "çocuk eğlen cesi" olduğu, öbür geleneksel sanat- larla aynı seviyede 'olmadığı inancı yer almaktadır. Bir başka engel, çoğu va- kit "maaile" gidilen sinemada beklen- medik anda ortaya çıkan açık saçık sahnelerin çocuklar üzerinde yarataca- ğı etkiden ürkülmesidir. Para ve doğum addi engellerin başında bilet ücret- leri gelmektedir. Ancak bu engel, çeşitli kazanç durumlarına göre deği- şiklik de göstermektedir. Aylık kazancı 600 liradan aşağı olanlardan ancak yüzde 5'i düzenli olarak sinemaya git- mekte, yüzde 72'si hiç gitmemektedir. Buna kargılık aylık kazancı 6 bin li- ranın üstünde olanlardan yüzde 63'ü düzenli olarak sinemaya gitmekte, yüz- de 10'u gitmemektedir. Fakat kazanç ile sinemaya gitmek arasındaki ilişki ancak bu iki uçta ortaya çıkma Yoksa aradaki kazanç kademelerinde böyle bir ilişki kurulamamakta, mese- lâ aylık kazancı 4 bin lira olanın, aylık kazancı 1400 lira olandan daha sık si- nemaya gittiği söylenememektedir; Bu konuda sonuç şudur: Ortada iki ba- samak vardır. Bunlardan birinde, çok zaruri ihtiyaçların dışında kalan her- şey gibi, sinema da bütçede yer alma- maktadır: İkinci basamakta ise, sine- ma ücreti o kadar önemsiz kalmakta- dır ki, bu kazanç seviyesindekiler si- nemaya mutlaka gitmektedirler. Bu iki 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: