24 Temmuz 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

24 Temmuz 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SİNEMA basamak arasında kalanlarda, yani halkın onda dokuzunda ise kazanç ile sinemaya gidiş arasında bir ilişki kur- mak mümkün değildir. Bununla birlik te şunu da belirtmek gerekir ki, sine- ma seyircisi olsun veya olmasın, hal- kın büyük çoğunluğu sinemayı "fazla pahalı olmayan" bir eğlence saymak- tadır. Seyirci sayısını artıran veya azal- tan etkenlerden biri, sinema salonunun kalitesidir .Seyircinin"sinema salonu konusundaki yönelttiği ilk tenkid "se- yirci kalitesinin düşük (olduğudur, Bundan sonra salonun rahatlığı konu- su gelmektedir -seyircilerin yüzde 35'i pahalandırma, yüzde 29'u koltuklar. yüzde 16'sı ısıtma üzerinde durmakta- dırlar. Tuhaf olan yön, film oynatı- minin kalitesiyle doğrudan doğruya il- fili olan ses ve görüntüyle seyircilerin, SIYASIŞI ancak yüzde 19 ve yüzde 17'si- n ilgilenmesidir. Sinemaya, gitmeyi sngsieyen en önemli etkenlerden ,biri de televizyonun rekabetidir. Televizyo- nu olanlar sinemaya daha az gitmekte Arter. bu durum daha çok, "evde bir eğlence varken dışarı gitme- ğe ne lüzum var" düşüncesinden doğ- maktadır, yoksa iş televizyon ile si- nemanın değerine, gelince, çok kimse sinemayı tercih etmektedir. Kimler gidiyor? ginemaya kimlerin gittiği ve nasıl gittikleri konusu çok çeşitlilik göster inektedir. Belirli bir süre içinde sine- maya gidiş sayısı bakımından başlıca üç bölüm vardır: "Düzenli" olarak si- nemaya gidenler -yani ayda en az bir defa gidenler," yüzde 36- * "arada bir" sinemaya gidenler -yani ayda bir de- fadan az ve yılda en az bir kere giden ler yüzde 27- "biç gitmeyenler" -ya ni yılda bir defadan az gidenler veya hiç gitmiyenler, yüzde 37- . Yaş bakı- mından ele alındığı vakit sinemaya en çok gidenler (gençlerdir (yüzde 92). Yirmibeş yaşını aşınca bu oran birden- bire düşmektedir (yüzde 87). Bundan sonra yaşın ilerleyiciyle birlikte sine- maya gidiş de yavaş yavaş azalmak ta, emeklilik çağında yüzde 42'ye in mektedir. Yaştan sonra ikinci, iken, yaşanılan çevredir. Taşrada yaşıyan- iarda sinemaya gidiş oranı yüzde iken şehirlerde" yüzde 66 ile yüzde 75 arasında değişmektedir. Bir başka et- ken de seyircinin toplumsal durumu, öğrenim durumudur. Her ikisi bakımın- dan da sinemaya gidiş en aşağı sevi- yede yüzde 28 iken, en yüksek seviyede yüzde 56 ya çıkmaktadır. Bir başka et- kin, meslek çeşididir. En fazla sinema- ya gidenler serbest meslek erbabı ile 34 yüksek kadrolardakilerdir (yüzde 32). Memurlarda ve orta kadrolarda bu oran yüzde 74'e düşmektedir. İşçilerde yüzde 67, küçük patronlarda yüzde 67, çiftçilerde yüzde 56'dır. Burada ilgi çe- kici olan nokta, daha önce yapılan aynı konudaki soruşturmalardan fark lı olan yeni, bir durumun ortaya çık- masıdır: Sinema artık, eskiden oldu- ğu gibi bir kütle sanatı, halk eğlence- si olmaktan çıkmıştır. Sinema seyirci- sinin toplumsal durumu, tiyatro seyir- cisininkine 'yaklaşmaktadır. Ne zaman, kiminle giderler? eyireilerden yüzde 54'ü sinemaya cu- martesi , akşamı gitmektedir. Yüzde 381 bilhassa bu seansı seçmektedir. Bu seans, hemen bütün seyircilerin, fakat en çok da işçilerin tercih ettiği seanstır. Seyircilerden yüzde 40'ı "ba- zan", yüzde 27'si de "bilhassa" pazar matinesini seçmektedir. (Pazar mati- nesi en çok gençleri (yüzde 32), bir de yaşlıları (yüzde 39) çekmektedir. Yaş- lan "25-34 arasında olanlardan bu se- ansı seçenler ise yüzde 16'dır. Seyirciler den yüzde 40'ı "bazan", yüzde 23'ü "bil hassa" hafta içinde akşam seanslarını tercih etmekte, yüzde 30'u "bazan", yüz de 18'i "bilhassa" pazar akşamını seç- mektedir. Hafta içinde gündüz seans- larına giden seyircilerin oram sadece, yüzde 12'dir. Sinemaya tek başına gidenler az- dır. Seyircilerden ancak yüzde 9'u tek başına sinemaya gitmektedir. Seyirci- lerin yüzde 44'ü evli çiftlerdir. Bunun arkasından yüzde. 30'la sinemaya arka- daşlarıyla gidenler gelmektedir. Seyir- cilerin yüzde 14ü sinemaya çocukla- ryla -yüzde 10'u büyük o çocuklarla.. yüzde 4'ü küçüklerle- gitmektedir. Sinemaya gitmek kararı ya birden- bire, ya da önceden düşünülerek veril- mektedir. Sinemaya gitmeğe birdenbi Prof. Dr. Memduh YAŞA'nın DEVLET BORÇLARI kitabı — çıkmıştır. Hürriyet Gazete Dağıtım Limited Şirketi, Cağaloğlu Emek Han Kat 3 ve İstanbul İktisat Fakül- tesi Ayniyat Şefi Ahmet Çadır- su'dan istenebilir (AKİS: 439) AKİS re karar verenlerin oram yüzde 29, bir- kaç saat öncesinde karar verenlerin o- raru yüzde 26, bir gün veya günlerce önceden kararlaştıranlar yüzde 45'tir. Film seçmede rol oynayan etkenler de değişiktir. Afişlerden etkilenenler yüz- de 44, tanıdıkların konuşmalarından etkilenenler yüzde 42, gazetedeki rek- lâmlardan etkilenenler yüzde 40, sine- malardaki fotoğraflardan etkilenenler ise yüzde 40tır. Sinema eleştirmeleri- nin doğrudan doğruya etkisi, yukarıda kilerden daha azdır. Seyredecekleri film hakkındaki eleştirileri ooku - yan seyircilerin oram ancak yüzde 24 tür. Bununla birlikte eleştirilerin etki- si, tanıdıkların konuşmaları vasıtasıyle de kendini duyurmaktadır.OÖte yandan seyircilerin yarısı, ookudukları' gazete veya dergilerin sinema eleştirilerine "sık sık göz atacakta"dırlar.- Gelecek programı gösteren parçalar (yüzde 12) ile radyodaki reklâmların (yüzde 14) film seçmedeki etkisi çok azdır. Film seçmede en çok başvurulan ölçüler fi - min türü (yüzde 62), oyuncular (yüzde 47), filmin adıdır (yüzde 39). Hangi filme giderler? pin türü baş ölçü olmakla birlikte, hangi film türlerinin tercih edildi- ğini kesinlikle söylemek güçtür. Seyir- cilerin . kaçta kaçının hangi filmler- den kaçındıklarını söylemek daha ko- laydır. Seyircilerden yüzde 24ü kome- dilerden, yüzde 29'u "ciddi, dramatik filmlerden kaçınmaktadır. Bu konudı Kadınlar ile erkekler arasında tam bir karşıtlık vardır: Erkekler o komediler tercih ederlerken, kadınlar ciddi, dra matik filmleri seçmektedirler İncelemede, ayrıca fransız sinem- endüstrisinin bugün içinde bulunduğo buhran da gözden geçirildikten sonra 1970'e doğru fransız sinemasını daha "sıhhatli" hale sokacak tavsiyeler yer almaktadır. Tavsiyelerden birincisi, si nema salonu sayısının arttırılmasıda -Mevcutların kapanmasını önlemek yenilerini açmak-, İkincisi, seyircileri İsteklerine daha iyi cevap vermektir. (Sinema salonlarını daha kullanışlı daha' rahat hale sokmak, daha iyi rek- lâm yapmak, programları daha iyi düzenlemek, ucuz seansları artırmak, merikadaki "drive-in" -otomobille girilen açık hava sineması- formülünü dememek, açık hava sinemalarım geliş- tirmek). Seyircinin sinema konusunda ki düşüncesinde devrim yapmak -Her- şeyden önce sinema kültürünü geliştir- mek, sinema ile okul arasında bağ kur- mak, sinema derneklerini | geliştirmek, televizyon ile sinema arasındaki ilişki- yi sağlam bir temele oturtmak. 24 Temmuz 1965

Bu sayıdan diğer sayfalar: