December 25, 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

December 25, 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

* “— Ne ömlatılamamıştır efem dim? Toprak Reformu mu? On dö. tüm toprağı varmış da, önün dağ linden gideceğini sanmışmış. Bunun anlatılamıyacak nesi var? Adam se- natör. Seçim zamamı, karşı tarafın &lini kolumu sallayarak partide do- laşır. Ortanın solundayız demiş de, on- dan dolayı kaybetmiş. Komünist di- yör adam, ne ortanın solu?. Anlata- madık efendim, diyorlar. Adam ken- âisi anlamamış. Son zamanlarda $i- yasi münakaşa ortanın solunda dü- #ümlenmiştir. Bundan Kaybettik, diyorlar. Bu, küçük oyunlardan bi- ridir. Seçimde tahrip için kullanıl mıştır. Sağda mısın, nurcu musun, esin? Bu fikirleri Kurultayda tas- edeceğiz. Seçimlerde yaymla, sözle partiye zarar verenlerin hepsi Kurultayda takip edilecektir.” Genel Başkanın o sözleri zaman zatnan alkışlarla kesildi. İnönünün isim vermemesine rağmen, bazı de- legeler “Banguoğlu, Banguoğlu!” diye bağırıyor, sonra da bip ağızdan ekliyorlardı: “.- Bunlardan hesap soracağız!..” Muhafazakâr değil, gerici! Genel Başkan, konuşmasına şöyle devam etti: — Seçimlere esaslı bir usülle idik, Büyük dâvalar ortaya attık. Seçmen denilen kudretli efendimizi kazanmağa Çalıştık. Toprak refor- mu, vergi ıslahatı, plân üzerine bu- katlanmağa mec- bur iğ MOR anlattık. rimiz, bizi ez me dei isra öl a giden ne “biz ga daha ucuz nuşmaya şahit ol ceğini söylemiş, da tek umudunu teşkil eden ve bu “mademki okullard Bunu mu isterler? Seçimlerden altı ay önce -ki CHP “Ortanın Solu” deyimini he- nüz ortaya atmamıştı - Afyona giden iki yakın arkadaşım, kal dıkları otelin bekleme salonunda dinlenirlerken, orada bulunan Afyon AP senatörünün, meyil gelen bir heyete ğe ko muşlardı : sena rola ile, yâni CHP'yi komünistlikle suçlama parolası ile girile seçmenlere, paranın bol bol sağlanacağını van detmişti. Muhtemelen, Türkiyenin her yerinde, o anda aynı seçim parolası halka duyuruluyor, aynı çekici vaitler yapılıyordu. Seçim kampanyası süresince bu suçlama, bilindiği gibi, ra hat rahat işledi. Ben başka bir senatörü, Kayseri meydan mitin- ginde aynı suçlamada bulunurken kulaklarımla duydum. Seçimler bitti. Netice alındı. Türkiyenin, en sıkışık zamanlar» tarihi parti, CHP, tarihi Tideriyle bu m e hâlâ kurtulamadı. Fakat Türkiyeyi ortaçağ zih- iyetine gömüp, kendi çıkarlarını garanti altıma almak isteyen- va şimdi de, sadece CHP'lileri ve politikacıları değil, halkı aydın- lığa kavuşturacak bütün yetişmiş kişileri aynı şekilde suçlamakta- dırlar. Nitekim, gazetelerden öğrendiğimiz bir habere göre, Bur- sa İl Genel Meclisinde Mustafa Ayhan adlı bir üye, “Öğretmenler öğretmenleri teftişe gelen bütün müfettişler komünisttir” demiş, ancak Valinin uyarması ile susmuştur. Bu gu aki çok şu halde okula gidenler de komünisttir” delme hiç de uzak bir ihtimal değildir. Tabii sonra da komünist öğretmene komünist çocuklarını gönderen ana-babalar komünist olacaklar, daha son- ra, komünistleri okula taşıyan otobüs, dolmuş şoförleri ve niha- se bunları. barındıran okul binâları, memleketteki taşlar, ağaçlar komünist olacaklardır. Ya sonra? Sonra bu maralı komünist düşmanlarına, yi < şey kalacaktır : Türkiyeyi bir komünist ülke olarak ilân e İnsanın aklıma bir soru geliyor : Acaba istedikleri bu mudur? dale CANDAN tör, seçim kKampanyasma te »selerin, tir, duvarlar, 1 nw daimi bir tehlikeye mâruzdur. Ken- disini koruyabilecek mi? Sağcıyız diye en sağdan medet ummuştur. Memleket için her tehlike mevtut- tur. Nurcu demez istifade eder; di- ni siyasete karıştırır, istifade eder. Buna muhafazakâr denmez. Biz or- ADLİYE KARŞISI ME A 14 di İN (AKİS — 698) tanm solunda, devrimci bir partiyiz. Bizim solumuzda da tehlike vardır. Biz hem kendimizin, hem de mem- leketm duvarıyız. Ben seni sağcı parti ni düzelttim, muhafazakâr diyorum. Seni gözetleyeceğim. Sen de beni gözetle. Solumdan gelecek tehlike- leri bana işaret et.” İnönü, İl Başkanları toplantısını memnun kapadı. CHP'ain Grupu Parti Meclisinden çıkmıştı. Ama anlaşılmıştı ki CHP İ! Başkanları Kurulu Meclis Gru- pundan da sağlamdır. Metlis Grupuna oZaliyet veren, şüpbesiz ki, ofada kendi küçük oyu- nunu oynamak peşindeki bir kliktir. ——— e 25 Aralık 1965 t

Bu sayıdan diğer sayfalar: