25 Aralık 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

25 Aralık 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“— Bilmezsin, bu deniz bana ne kadar ya- rıyor. Kendimi tamamile dinç hissediyorum ve kışı rahat geciriyorum, Ah, bir de sigaraya bağ- layabilsem..” dedi. Sigaraya kısa bir süre başlamış, fakat de- nizle birlikte yeniden bırakmıştı. Deniz fasıl- larına gelince, 1961'den sonraki Başbakanlık devresi hariç, -1965 yazındaki Muhalefet Li- derliği devresi dahil-, İsmet Paşa çivilemeleri- ne muntâzam devam etti. ismet Paşa, Temmuzun 10'u civarında bir kaç gün İstanbula indi. Parti Meclisi, Beşiktaş- taki ilçe binasında toplanıyordu. Toplantılara o başkanlık etti. Akşamları Heybeliadaya memnun dönüyordu. Partiye, daha da bir can- lılık gelmişti ve altın hesabının doğurduğu hâ- va partililere kuvvet vermişti. Bu partililer kadar çabuk cesaretlenen, fa- kat o nisbette de çabuk morali bozulan bir zümreyi ben hiç görmemişimdir. Ufak hadise- lerin bu zümre üzerindeki tesiri öyle büyük o- luyor ki, insan şaşıyor. Ama, “partili” deyin- ce bütün parti mensuplarını anlıyorum. D.P.- lisi, A,P.'lisi, C.H.P.'lisi. 1958 Temmuzunda altın hikâyesinin C.H.P. de canlilık yarattığı bir sırada, başka bir hadi- se, mâneviyatları zaten bozuk D.P.'lileri büs- bütün çökertti. Irakta meşhur ayaklanma oldu ve bizimkilerin can dostları Faysal, Abdülillah ve Nuri Sait Paşa bu askeri isyanda feci bir şekilde can verdiler, Iraktaki ihtilâl, Türkiyeyi bir kaç şekilde cok ilgilendirdi. Bir defa Iraklı idareci takım, dediğim gibi bizimkilerin can dostuydu ve Men- deres Nuri Sait Paşayı, bir çeşit memleket ida- vesi şeklinin üstadı sayıyordu, Nuri Sait Paşa da ona akıl satıyordu. İkincisi, devrildikleri ge- cenin sabahında, Iraklı Büyükler Türkiyeye ge- leceklerdi. İstanbulda, Devlet Başkanları sevi- yesinde bir Bağdat Paktı toplantısı tertiplen- mişti. Faysal ile İran Şahı ve Pakistan Cum- hürbaşkanı da bekleniyordu. ihtilâl, bu toplu- luğun üzerine düşmüş bomba tesiri yaptı. Zirâ o sabah, Türkiyede, ihtilâlden kimsenin haberi yoktu. Ben o yaz, Pazartesi günleri Ankaraya gidi- yor ve haftanın sonlarına doğru İstanbula dö- nüyordum. Bu sayede, 15 Temmuz Pazartesi sabahı - Bağdatta Krallık 15 Temmuz Pazar gecesi devirilmişti - Yeşilköydeki paniği göz- lerimle görmek fırsatını buldum. Bu benim, ha- yattaki gazeteci talihliliklerimden biri oldu. Hikâye, sabahleyin Yeşilköy hava meyda- nında başladı. O gün saat 9.10'a kadar her şey normal cereyan etti, Meydan Irak, İran, Pakis- tan ve Türkiye bayraklarıyla süslenmiş, halı- lar getirilmiş, platform kurulmuştu. Şehirdeki hazırlıklar ise çok daha evvelden başlamıştı. Hilton otelinde kırk daire, resmi açılışı henüz yapılmamış Çınar oteli ile Park Otelde odalar ayırtılmıştı. Hiltondaki daireler arasında, ser- vis ücreti hariç günlük kirası 350 lira olan meğ- hur Karadeniz dairesi de mevcuttu, Aynı me- ziyete sahip Akdeniz dairesi ise, içindeki ame- vikalı çıkmayı reddettiğinden maalesef tutu- lamamıştı. Hiltona ve Çınara eşlerini alıp An- karadan gelmiş hariciye memurları yerleşmiş- lerdi. Bunlar, “Prensesin hesabına” bir kaç haf- ta geçireceklerinden pek memnun görünüyor- lardı. Devlet Başkanlarından Şaha Şale köş- kü, Mirzaya Küçüksu kasrı tahsis edilmişti. betti. Ben Somuncuoğl met edebilirdi. için dönmemiş, dö Sea el le dl kanlığın hakkı olduğun »

Bu sayıdan diğer sayfalar: