15 Ocak 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

15 Ocak 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Beyaz yolculuklar Kar izleri örterken, sosyete beyaz yolculuklara hazırlanıyor. Bu kış Avusturya modası var. İstanbullu lardan bir grup, bu modayı ekono- mik olarak izah ediyor ve Avustur- ya dağlarının Uludağdan daha ucuz olduğunu ileri sürüyor. oUludağda astronomik rakamlar ödeniyor, ka- yak sporu bir lüks oluyormuş. Ta- bii bu, gerçek kayakçıların fikri. Yoksa Uludağa gidip de bir defa kaymadan dönenler pek çok. Bilhas- sa kadınlar arasında... Onlar dağa gitmeyi uzun etekler, lâsteks panta- lonlar giymek için bir fırsat olarak düşünüyorlar. Ankaranın şık ve gü zel kadınlarından Alev Berker, İnci Voskay, Sevinç Garan, İstanbuldan Leylâ Urul, Mehire Çizmeci, Handan Aksu da Uludağa gitmeye hazırla- nıyorlar. Büyük Otelde Ankara ve İstanbul takımlarının şıklık karşı- laşması olacak. Ya dönüş? Hariciyemizin en genç sefiresi sa- yılan Sevin Dikerdem Acra'dan İstanbula geldi, doğumunu bekliyor. Gana Elçimiz Mahmut Dikerdem de önümüzdeki günlerde Ankarada bekleniyor. o Önemli merkezlerdeki büyük elçilerin katılacağı Danışma Kurulunda o da bulunacak. Diker- dem, Ganaya gittikten sonra Kıbrıs anlaşmazlığının hallinde (Nkruma hın arabuluculuğunu sağlıyarak çok önemli bir başarı elde etmişti. Top lantıya çağırılmasının sebebi bu ol- sa gerek. Peki, ya toplantıdan son- ra? Bazı diplomatlar, Dikerdemin, yeni doğmuş çocuğuyla Acra'ya dön- meyeceğini, Avrupada bir yere nak- ledileceğini iddia ediyorlar. Bakalım haklı çıkacaklar mı... Çatıdaki çatlak Geçirdiğimiz hafta Devlet Tiyatro- sunda iki yeni oyun seyrettik: Bi- ri, Altındağda sahneye konulan "Köşebaşı"; öteki, Küçük Tiyatro- da sahneye konulan "Çatıdaki Çat- lak"... "Köşebaşı"nı eskiden seyre - enler, yeni oyunda eski havayı aradılar, fakat bulamayınca hayâl kırıklığına uğradılar. Oysa, o za man bu oyunu Devlet Tiyatrosunun çok güçlü bir kadrosu oynamıştı Kadro değiştiği için, bu defa o gücü bulmak mümkün değildi. Şahap A- kalının yerini Yıldırım Onal almış- tı. Tabii, o da çok iyiydi. Yalnız, son 15 Ocak 1966 TÜLİDEN HABERLER Sanatseverlerin "Çatıdaki Çatlak"la ilgili açık oturumu Çatlağın nerede provalarda herkesi telâşlandırdı, ge- ne provaya gelmeyince, eski hasta lığı nüksetti diye korkanlar oldu. Bir insanın adı çıkacağına canı çık sın! Yıldırım Önal, gerçekten hasta- landığı için gelmemiş provaya. Ney- se, iyileşti ve ilk temsile de yetişti. "Çatıdaki Çatlak", Bütçe Komis- yonunda Devlet Tiyatrosuna yönel- tilen tenkitlere bir kadın yazarın verebileceği en güzel cevap olarak çok alkışlandı. Adalet Ağaoğlu, ha- masi eser isteyen milletvekillerine çatıdaki çatlağın sesini duyuruyor. Bu oyunda kadınların işbirliği var. Sahneye koyan da Muazzez Kurdoğlu. Gülsen Alnıaçık, hizmetçi rolünde çok alkışlandı ve seyircile- re milyonlarca kadının sesini duyur- du. Oyundan sonra yazar Adalet Ağaoğlu, oyuncuları ve bazı dostla- rını Kavaklıderedeki Feza salonuna çağırdı, bir çay masası etrafında, çatıdaki çatlakları eleştirdiler. Top- lantının en hararetli konuşmacısı TRT'den Cemal Aygen oldu. İyi eğlenceler! Bosfor Turizm sahibi Feyyaz Tokar bir ameliyat geçirdi, bacağındaki platin çubuğu aldırarak rahatladı. olduğunu arayanlar Şimdi, Kapıkuleye gidip birkaç gün dinlenmeye hazırlanıyor. Tabii, bü- tün dostlarını da bu sınır moteline çağırıyor. İstanbuldan büyük bir grup, şeker bayramı tatilini bura- da geçirecek. Söylentiye kalırsa.. Milletlerarası sanat elçiliğimizi ya- pan soprano Leylâ Gencerin opera prensibiyle yaşadığını ya- kınları bilirler. Bu prensip, şimdi çok genç sayılmayan Leylâ Genceri yıllarca kocasından, evinden, mem- leketinden uzak yaşattı, anne ol- mak zevkinden mahrum bıraktı,. Son zamanlarda Leylâ Gencerin, kocası İbrahim Gencerden büsbü- tün ayrıldığı da. söylendi, fakat İ- falyadan gelen haberler bu söylen- tiyi yalanlıyor. Nice yıllara! Ulus Gazetesi muhabirlerinden Te- oman Karahun ile Nuran Tan- rıgör, geçtiğimiz haftanın sonunda Cumartesi günü Kadıköy Evlendir- me Dairesinde evlendiler. Yeni ev- liler, davetlilerin arasında pek mut- lu görünüyorlardı. Davetlilerin bir- birlerine, "pek de yakıştılar" dedi- gi duyuluyordu. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: