19 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 10

19 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Demokrasi Zuhurat Her şey, Atatürkün ölüm yıldönü- münde Anıt Kabirin ziyafetinde başladı. Türkiyede artık, bütün tö- renlerde İktidarın başı ile Muhale- fetin başı komşudurlar. Bu, Anaya- sadan gelen bir protokolun icabı- dır. Anayasadaki ruhu, Partiler Ka- nunu dile getirmiş ve devlet kade- melerinde Muhalefet Liderini Baş- bakandan hemen sonraya almıştır. Gerçi İnönü, bir resmi araba kul- lanmak istememiştir ama, eğer hak- kı olan arabayı alsa bunun numa- rası 4 olacaktır ve Başbakan Yar- dımcısının önünde bulunacaktır. Resmi törenlerdeki bu komşu- luk -Başbakan ve Muhalefet Lideri hep yanyana durmaktadırlar- tabii, daima bir konuşmaya, hattâ şa aka- laşmaya da vesile vermektedir. İnö- nü istediği zaman sevimli olmasını bilen bir insandır. Demirel, gençliği ve kıdemsizliği dolayısıyla makamı- nın ağırlığını hissettirmek için ba- zen kasılmaya kendini mecbur da hissetse iki lider arasında buzlar çabuk çözülmektedir. Meselâ İnö- nü, Anıt Kabirdeki törenlerde anı- tn yüksek merdivenlerinden Demi- relin omuzuna dayanarak inmek â- detini edinmiştir. Bunun ilk dene- mesini Cumhuriyet Bayramı töre- ninde yapmıştır ve bu kendisine ko- lay gelmiştir. Atatürkün ölüm yıldö- nümünde İnönü Başbakana sordu: "— İnerken gene omuzunu vere- cek misin?" Demirel "Tabii, buyurun.." dedi ve iki lider o şekilde yürüdüler. Muhalefet Lideri daha önce, De- mirele, kendisini görmek istediğini de bildirmişti. Başbakan "Ne za- man arzularsanız.." dedi. Randevu, özel kalemlerden geçmeksizin he- men orada kararlaştırıldı. İnönü er- tesi sabah 11.30'da Süleyman De- mireli ziyaret edecekti. Etti. Lâf lâfı açar Görüşmenin resmi konusu, öğret- menlerin bazı dertlerinin ve en- dişelerinin, karşılaştıkları zorlukla- rın Muhalefet Lideri tarafından Baş- bakana duyurulmasıydı. Bunları İk- tidarın başına aksettireceğini, İnö- nü, partisinin Grupunda da söyle- mişti, Sonra, Sunaya yaptığı ziya- rette o konuyu Cumhurbaşkanına 10 açmıştı. Demirelle de önce onu gö- rüştü Demirel meseleye ilgi gösterdi. Başbakanın bu defa, geçen yılki gö- rüşmeye nazaran hem daha olgun, hem daha anlayışlı bir hali vardı. O toplantıda İnönü, Seçim Kanu- nunun hemen ele alınmamasını ve partilerin mutabakatının sağlanma- sını tavsiye etmiş, Af Kanununun da devletin en acele işi olmadığını söylemişti. Fakat Demirel bunlara karşı "Ne yapılacağını, biz, İktidar biliriz" tavrını takınmıştı. Tabii, Seçim Kanunu bu zihni- yetle, bilinen âkibete uğramıştı. Başbakan kendisinin de öğret- menlerin durumuyla ( ilgilendiğini AKİS , Ya Seçim Kanunu? İnönü, Se- nununun mutlaka partilerin ve tarafsızların katılacağı çalışma- larda olgunlaştırılması tezini savun- du. Başbakan ise, AP'nin Senatoda da nisbi usule taraftar olacağını ha- ber verdi. İnönüye göre, tarafsız mütehassıs ve ilim adamlarının ka- tılacakları toplantılarda küçük par- tilerin mukavemetleri inatçılık de- recesine varamayacak, munis bir hal tarzını herkes kabul edecek, Ka- nun öyle Meclisten geçebilecekti. Sonra, dış politika konularına atlandı.. Başbakan, önce kendisi bil- gi veriyordu. Fakat Dışişleri Baka- rımı çağırtıp bilgiyi ona verdirtme- yi daha doğru buldu. oÇağlayangil İsmet İnönü ve Süleyman Demirel Tefsirsiz bir sohbet bildirdi, öğretmenler kütlesi için- deki gruplaşmaların kendisini de üz- düğünü söyledi, meselenin üzerine eğileceği vaadini samimiyetle yaptı. Bu konu, görüşmelerin uvertürünü teşkil etti. Lâfın lâfı açması, iki so- rumlu liderin başka memleket me- selelerine de temas etmeleri neti- cesini verdi. Günün işi, Parlâmen- todaki çalışmalar ve partilerin ora- daki karşılıklı münasebetleriydi. İ- ki lider de bunların dostane olması gerektiği noktasını belirttiler. Mil- let, Meclise bakıyor ve rejim hak- kındaki hükmünü ona göre veriyor- u. Grupların sorumlu başkanları- nın bu yolda ve böyle bir hava için- de gayret sarfetmeleri iyi olacaktı. toplantıya o zaman katıldı. Muhale- fet Liderine verilen bilgiler başlıca iki önemli konuyu e ER Kıbrıs meselesi ve Orta Doğudaki gelişmeler. İnönü, tabii, bu bilgileri Grupuna dahi açıklamadı, zira çoğu, esas itibariyle mahrem mahiyet ta- şiyordu. Demirel, Muhalefet ne za- an arzularsa bu bilgilerin verilebi- leceğini söyledi. İki lider bu 2 pr fakat İnönü var? Ne diye boyuna İhtilâlden, a- yaklanmalardan, âsilerden bahse- dip duruyorsun?" diye sormadı. Bir şey olmadığını biliyordu. o Demirel de o konuda bir açıklama yapmadı. Her halde, fol veya yumurta yok- 19 Kasım 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: