19 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

19 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ORTA DOĞU gün iflâs eden, bu hayaldir. Şimdi, Suudi Arabistanı da bir yana bırakınız, Ordunun veya Lüb- nanın bir şehrinde Nasırın bir res- mine rastlamak için gittikçe daha çok dükkân dolaşmak gerekmekte- dir ve transistörlü radyolardan ge- len ses ateşli nutuklardan veya kes- kin propaganda konuşmalarından ziyade yanık yalellerdir. Nâsırizmin iflâsının temeldeki sebebi, Nasırın bırakınız bütün a- rap âlemini, kendi memleketi Mısı- rı dahi özlenilecek bir seviyeye çı- karamamış olmasıdır. Mısırın du- rumu, dışardaki arapların hiç meç- hulü değildir. Bunun yanına spek- taküler Yemen hezimeti eklenince büyü hemen tamamile dağılmıştır. Nasır için Yemen, feci bir kapandır. Oraya elli bin askerini göndermiş- tir. Bu elli bin asker, Cumhuriyetin Yemene hâkim olmasını o sağlaya- madığı gibi rejimin prestijine de a- ğ$ır darbe indirmiştir. Arap psiko- lojisini iyi bilen bir Beyrutlu göz- lemci en şöyle izah etmektedir: , ancı hâkimiyetin- den, yabani himayesinden bıkmış- tır. Yemenli için mısırlı, yabancı demektir. İmama karşı, Cumhuri- yeti tutmuş yemenli bile, Cumhu- riyetin arkasında Mısırın bulundu- gunu an milliyetçi hisleri- nin neticesi, uriyeti arzulamaz olmaktadır. enem şimdi, Gene- ral Salalın imamcılar değil, cum- huriyetçiler arasında tevkifler, te- mizlikler yapmak mecburiyetinde kalması bunun sonucudur. Gerçekten de, Yemende Gtmlinmi. yeti tutan Nasır İmamı tutan Faysal kadar akıllı davranmamıştır. Faysal Yemende açık bir "Suudi mevcu- diyeti" göstermekten dikkatle kaçı- nırken Nasır elli bin askeriyle tam bir "Mısır mevcudiyeti" gösterisin- de bulunmuştur. Belki Yemenin A- rabistan yarımadası içinde, Mısır- dan uzak olması Nasırın handikapıy- dı ama, kesin netice Mısır Ordusu tarafından çabuk alınamayınca her Kral Hüseyin dinleniyor Hak edilmiş istirahat AKİS hadisenin rengi değişivermiştir. Şimdi Nasır, bir yabancı mem- lekette üstün kuvvet olarak harbet- menin tadını almış bu sergüzeştçi kuvveti Mısıra da gönül rahatlığıy- ” l getirememektedir. Mısırda- ç durumun çok kritik olması, eN İl süratle artması ve "Nasır olmadı!" inancının yayılma- sı Kahiredeki diktatörü askeri kuv- vetlerle oynarken daha dikkatli yap- maktadır. Gerçi Nasır diktatoryası - nın temelinde bir "subay oligarşisi" vardır ama, bu oligarşiyi muhafaza ederek Nâsırın yerini almayı oligar- şinin devamının da teminatı saya- bilecek subay gruplarının çıkabile- ceğini Nasır her halde hiç unutma- maktadır. Yeni şampiyonlar Nâsırın yıldızının sönmesiyledir ki Orta Doğuda yeni bir ekip mey- dana çıkmış ve vaktiyle Nasırın oy- nadığı rol kadar aktif bir vaziyet almıştır. Buna, "Krallar Ekibi" adı- nı vermek hata değildir. Zengin Su- udi Arabistan Kralının birinci plânı işgal ettiği bu ekip, ihtilâlci sosya- lizmin başaramadığını "tekâmül yo- luyla kalkınma" prensibinin başara- cağı inancını yaymaya çalışmakta- dır. Ancak bu yeni yolun yolcula- rının da başlıca iki büyük handikapı vardır. Bir defa, krallık müessesesi, bazı yerlerinde henüz orta çağ şanmakta olan Orta Doğunun il âleminin bile çok çevresinde zi- yadesiyle anakronik bulunmakta dır. İkincisi, bu ekibin arkasın da büyük petrol şirketlerinin menfaatinin olduğu hiç kimse nin gözünden kaçmamaktadır. Fay- sal, en la bu handikapları bo- yamak için elinde "İslâm tesa nüdü" bayrağıyla ortaya çıkmıştır ama, şimdiye kadarki kampanyası- nın iki kralın, Kral Hüseyinin ve Şahın platonik desteklerinden da- ha fazlasını sağlamamış bulunduğu ortadadır. Türkiye ile Pakistan bu- na hiç ilgi göstermemişler, dini ö- zellikleri olan Lübnan bunu üstüne alınmamış, Kuzey Afrikanın arapla- rı kendi aralarında haşır neşir ol- mayı tercih etmişlerdir. Nasırın i- daresindeki kuvvetlerse, Mısırda, Su- riyede. ve Irakta bunun "Faysalın bir oyunu" olduğunu bildirerek karşı- sında açık vaziyet almışlardır. Böy- lece "İslâm tesanüdü" arapları bir- leştirecek yerde yeni bir ayrılık va- sıtası olmuştur. Gerçi Faysal, İslâm 19 Kasım 1966

Bu sayıdan diğer sayfalar: