19 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

19 Kasım 1966 tarihli Akis Dergisi Sayfa 23
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS camalar 36,55 milyon, yatırımlar ise 10,2 milyon dinardır. Cari harcama- larda askeri masrafların 21 milyon dinarı bulması Ürdünün ne kadar güç durumda olduğunu göstermek- tedir. Fakat Ürdünde adam başına düşen milli gelir bizdekinden fazla- dır ve 210 doları bulmaktadır. -Biz- de, 200 dolar civarında-. Üstelik bu, diğer arap memleketlerine nazaran ece onlara nazaran- daha "âdilâ- ne" dağılmaktadır. Ama, büyük sevi- ye farkı Ürdünde de mevcuttur. Ürdün, liberal anlayışta bir 1964- 70 planıyla belini doğrultmaya çalış- maktadır. Hedef, Ürdünü yabancıla- ra muhtaç olmaksızın yaşayacak seviyeye getirmektir. Turizm, bu iş için en fazla düşünülen kaynaktır. Bütün dinlerin en kutsal yerlerinin Ürdünde -bilhassa Kudüste- olması elbette büyük avantajdır. Bunun ya- nında fosfat ve potas bulunmuştur ve o dallar geliştirilmektedir. Fakat memleketin bütün güneyinin çöl ol- ması, tabii işi kolaylaştırmamakta- dır. Anlayışsız dostlar hakkında Bir de, anlayışsız batılı dostlar var- dır. İhtilâlci sosyalizmin kaza- namadığı zaferi Orta Doğuda Kral- ların kazanması, şüphesiz, batılı po- litikanın bir galibiyeti olacaktır. Krallık müessesesi anakroniktir a- ma, Orta Doğu bölgesinin yaşadığı hayat t daha da anakroniktir ve bu- radaki kralların kendilerini zamana ve şartlarına uydurmaları topluluk- lara nazaran, hattâ politikacılara nazaran daha çabuk olmaktadır. Meselâ İranda Şah ve Ürdünde Hü- seyin, idare ettikleri memleketlerin Operatör Doktor MUZAFFER ARGUN Kadın Hastalıkları Mütehassısı Tel: 127943 (AKİS: 409) 19 Kasım 1966 ORTA DOĞU Toker Kralın odasından çıkıyor Orta Doğu meselelerine bir ışık realistcesine ilericileri arasındadır- lar. Tabii ilericiliği ancak aşırı sol- cu olmakla kabil sananlar ve göste- renler nazarında bunlar, yıkılması gereken putlardır ama, Batının bun- lara yardımcı olması lâzımdır. Halbuki Basman sarayının hâki- minin "dostlar"ıyla münasebetleri, bazen düşman ay münasebetle- rinden bile güç olmaktadır. Petrol şirketleri, Orta Doğu memleketleri- nin "ancak ihtilâlci sosyalizmin ku- cağına düşmeyecek kadar" kuvvet- li olmasını istemekte, bunun ötesi- ne geçecek iktisadi istiklâl konusun- da kıskançlık göstermekte, müşki- lât çıkarmaktadırlar. Amerikan lo- bicileri ise, amerikan emperyalizmi- nin belirtilerinin bu rejimleri ne ka- dar müşkil duruma düşüreceğini hiç düşünmeksizin iktisadi bir "a- merikan mevcudiyeti"ni kendi kısa vadeli kazançlarının temeli saymak- tadırlar. Bunlar iş ortaklarını kral- ların çevresinden seçtiklerinden iti- barını yitiren krallığın ta kendisi ol- maktadır. Ürdünde çok kimse, rusların Nasıra gösterdikleri anlayışı - düşü- nünüz, Nasır mısırlı komünistlerin hepsini pl de Sovyetler Birliği, sırf udiye- ti" olmasın diye ue ses çıkarma- mış, hattâ hareketi tasvip etmiştir- yeni tecrübeye girişenlerin, Batılı- lardan göremeyeceği Oo kanaatinde- dirler. Bugün, Ammanın en itibarlı tepe- si olan Cebel Ammanın bir meyda- nındaki âbidede, Nasırın ihtilâlci sosyalizmine karşı Kral Hüseyinin sloganı yazılı bulunuyor: "El haya- El Afdal". Bu, "daha iyi bir hayat" ei Başlayan tecrübe, Orta Doğuda geniş akis yapacak niteliktedir. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: