19 Kasım 1966 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

ORTA DOĞU nin müteşebbislerini saten takip et- tirmektedir. Bunları 16 Temmuzda tevkif ediliyorlar. Fakat Ürdün dört bir taraftan sarılmıştır, bütün ben- zin stokları bitmiştir, her an bu iç veya dış tecavüz ihtimaliyle karşı karşıyadır. Bağdattaki ihtilâlin mu- vaffak olduğu anlaşılmaktadır. Tür- kiye yeni rejimi 31 Temmuzda, İn- giltere ve Amerika | Ağustosta ta- nımışlardır. Bu, Ürdünün basındaki tehlikeleri arttırmaktadır ve Ürdü- nün müstakil bir devlet olarak de- vamı, müttefikleri tarafından savu- nulmasına bağlıdır. Kral Hüseyin bu noktada dramatik bir karar da- ha veriyor. Amerikayla İngiltereye başvuruyor ve içlerinden birinin, Ür- düne asker göndermesini istiyor. Bu, Lübnaın korumak için gönderilen a- merikan birlikleri nevinden bir şey olacaktır. İngiliz askerleri Kıbrıstan kalkıp uçaklarla geliyorlar. Ürdün bir defa muştur. Bu badirelerin yanında Kral Hü- seyinin Suriye semalarında Suriye Miglerinin taarruzuna uğraması ve onlardan kaçabilip memleketine dö- nebilmesi bir çocuk oyuncağı mesa besindedir. Fakat verdiği bütün bu imtihanlar sadece bütün dünyada "Küçük Kral"a büyük bir saygı ve hayranlık uyandırmakla kalmamış, aynı zamanda Hüseyini memleketi- nin mutlak hâkimi de yapmıştır. Hüseyin, krallığını bileğinin hakkıy- la tescil ettirmiştir ve bugün Orta Doğuda, memleketinin hacminin çok üstünde bir tesir ve prestij sahibi olmasının sebebi budur. daha kurtul- İstanbullular kadar.. Zira bütün bu hadiselerin cereyan ettiği Ürdün, nüfusu iki milyonu ya bulmamış, ya da bugünlerde bul- muş bir memlekettir. O da, Filisti- nin taksimiyle Ürdün vadisinin batı kesiminin Ürdün devletine katılma- sı sayesinde.. Yoksa, Abdullahın e- mirlik ettiği Maverayı Ürdün 400 pin nüfuslu bir ülke olmuştur. Ona, v. dinin iki yakasının birleşmesinde 700 bin kişi eklenmiştir. Bu, tabii Ürdün için hem bir yük, ama hem de bir kuwet teşkil etmiştir. İrdün, en ziyade Kralının cesa- reti ve şahsiyeti sayesinde, şimdi nefesi tükenmiş görünen Nasırın ih- tilâlci sosyalizminin elinden kurtul- muştur. Bir daha o tehlikelerle kar- şı karşıya kalması pek muhtemel değildir. Söylenen bütün lâflara ve 30 AKİS Kral Hüseyin bedevi askerleri arasında eğleniyor Tahtın gerçek desteği yaratılan umacı masallarına (o rağ- men İsrailin Ürdüne askeri tecavü- zü de bahis konusu sayılmaz. Kral Hüseyin bundan sonraki imtihanla- rını ekonomik ve sosyal sahada ve- recektir. Eğer Ürdünü, kendi "tekâ- mül yolu" ile kalkındırabilirse bu, arap âleminde akisleri çok büyük bir tecrübe olacaktır. Kral Hüseyin buna rağmen, da- ha bundan haftalarca evvel İsrailin bir gösteride bulunmasını bekle- mekteydi. Bu bakımdan, son günler- deki askeri hadise Ürdün için bir sürpriz sayılmamıştır. Kral Hüse- yinin nazarında İsrail, gittikçe kuv- vetlenen bir arap denizinin Ortasın- da ada gibi, şimdiki şartlarla yaşa- yamaz. Bundan dolayı, durumunu garanti etmek için tedbir alacaktır. Geçen hafta içinde Kral, Basman EL şunu söylemiştir: — Orta Doğuda İsrailin bugün- ler bir hadise yaratmasından korku- yorum. Suriyede karışık bir duru- mun olması ve ne yaptığım bilmez Şam liderlerinin İsraile, kendisini dünyaya haklıymış gibi göstermek firsatını verecek hareketlerde bu- lunmaları bir cüret doğurabilir. İs- rail böyle hallerde daima, bir çıkış yaptıktan sonra bir şeyler koparabi- leceği pazarlıklara girişmeğe heves- lenmektedir. Süveyş seferinden son- ra da aynı işi yapmıştır." Fakat, hudut hadiselerinin öte- sinde, Orta Doğuda yahudilerin yü- zünden, yahut arapların nihayet şu Filistin işini bitirmek kararlarının sonucu bir barut fıçısının patlaması muhtemel değildir. Arap liderleri- nin içinde "Bu İsraili biz yaşatma- yız" dediklerinde "Peki, ne zaman ortadan kaldıracaksınız?" sualine ciddiyet ve samimiyetle "Zamanın önemi yok. Belki, yüz sene sonra.. Ama İsrail diye bir devlet Orta Do- guda olamaz" cevabını verenler çoktur. Yüz sene sonranın hazırlıkları- na İSE, bugünden başlamak erken- dir Güç bir ekonomi Ürdünün derdi, kronik tediye açı- gıdır. Ticaret açığı 41 milyon di- narı bulmaktadır. Dinar, İngiliz li- rası lmetindeğir Bu, aşağı yuka- rı 100 milyon dolar demektir. Memr- leketin bütçesi 47 milyon dinardır. Bu bütçenin sadece 26,4 milyon dina- rı iç gelirle sağlanmaktadır. 128 milyon dinarı ingilizler ve amenka- lılar tarafından verilen "bütçe des- teği"dir. 8 milyon dinarı ise kalkın- ma kredi ve hibeleridir. Buna muka- bil bütçenin gider kısmında cari har- 19 Kasım 1966