11 Mart 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

11 Mart 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Doğan Türkmen ve eşi de vardı. Canan Türkmen vaktiyle aa Teşkilâtında çalışan, akıllı, kültü lü bir genç kadın, bir çok, diolommm eşinden farklı bir kişiliği var. -Do- gan Türkmen de İlter Türkmen ile aynı soyadını taşıyor ama onunla bir akrabalığı ve benzerliği (oyok- a leri elçiliğim tehlikeye ko- erkeze dönüşü de kişiliğinin Bi güzel, ama bizde alışılmayan ö- zelliğine bağlı... Moskovada bulun- duğu zamana, hele Hasan Işık ile münasebetlerine ait çok ilginç hi- kâyeleri olsa gerek. Moskova El- a çalışanların birdenbire çil gibi dağılışını, Sadi Çoru- Si 1 intihar hikâyesine bağlıyanlar çok ama aslında bu tâyinlerin daha başka nedenleri olmalı. İlgililer bu konuda susmayı tercih edebilirler fakat Demirperde gerisinden | bile bazı haberlerin sızacağını unutma- malılar Dallar kadrosu daralıyor ostancı koyunun güzellerinden Serra Yazıcı -Öteki, bir zaman- ların güzellik kraliçesi Keriman Ha- lisin kızı Ece Torfilli- şimdi Pariste Natoda Information şefi olan Ek rem Apaydından ayrıldıktan sonra evlenmeyi düşünmüyordu, fakat Cengiz Kuban adında yakışıklı bir dehikanikım teklifini reddetmeyece- ğe benzer. Haksız da değil, çü Kuban İstanbulini gözde bir deli- kanlısı. Bir zamanlar Ayşe Kulin bi- le onunla evlenmeyi düşünmüştü de olmamıştı. Şimdi bütün İstanbul bu evliliğin hikâyesini konuşuyor. Halbuki başka hikâyeler de var. eselâ Suat Nemlinin eski karısı Nilgün Semerkantın. meselâ Faruk Tuncanın eski eşi ünseli Tuncanın, meselâ Aysel Madranın, Ayseli Biro lün de evleneceği söyleniyor. Fakat İstanbulun dullar kadrosu azalacak sanmayın, çünkü bu bahar sosye- tede bir pi dökümü olacağa benzer... Bayram yolcuları Kurba n Bayramının hayli uzun ta- tilinde herkes bir yana gitmeye hazırlanıyor. İstanbul Tenis Klübü aş VN1 yuz kış Ir grupu Bulgaristanın meşhur kayak şehrine, yüz kişilik bir il da Lübnana götürüyor. ABC Turizmin faal yöneticisi İnci Pirinçcioğlu da Balkanlara yeni bir gezi hazırlamak- la meşgul. Yılın kadını Ulviye Ben- gisu ve an araya gelip, Ankara Palasın tarihi dekorunda başkentti dostlarıyla buluşmağa ha- 11 Mart 1967 zırlanıyorlar. İstanbullu doktorlar- an bir grup dağa çıkıyor, hepsi ka- yakçı değilse bile dağ havası ala- caklar. Ankaralılar ise Güneye yöne- liyor: Antalya, Alanya, Silifke, hat- tâ Bodrum kıyılarına uzanacaklar. Yeni bir Mikaella izet'nin Carmen operası güzel B müziği, renkli sahneleriyle hiç bıkılmayan operalardan O biridir. Devlet Operasında kimbilir kaç de- fa sahneye kondu, ama kalabalığı değişmiyor. Geçirdiğimiz cumartesi Operanın holü bir gala gecesi ka dar şık ve kalabalıktı. Aslında Hol- landalı Carmen, geçen yıl seyrettik- lerimiz kadar parlak değildi ama, genç orkestra şefi beyaz perde yıl dızları kadar güzel yüzüyle Carmen- den daha çok ilgi topladı. Mete Uğur Escamilio rolünde yine çok alkış landı. Mikaella'yı da, uzun zaman- dır sahnede görünmeyen Sevda Ay- dan söyledi. Siyah Örgülü, kömür gözlü, tatlı gülüşlü bir Mikaella ol- muş. Sesinde, yorgun geçen son yıl- ların izi yok denemez ama, müzi- kal söyleyişleriyle çok beğenildi... Se- yirciler arasında Milli Eğitimcilerin çokluğu göze çarpıyordu. Bakan Orhan Dengiz, Müsteşar Adnan Ötü- gen, Güzel Sanatlar Genel Müdürü Mükerrem Keymen, Prof. Melâhat Özgü— TÜLİDEN HABERLER Azra Gün, siyah şifon elbisesi, hafif makyajlı yüzüyle gecenin hoş kadınlarından biriydi. Atıfet Uzman- baş, Belkıs Aran, Ferit Tüzün de Carmen'in yeni temsilini dikkatle izliyen sanatçılardı. Örnek bir toplantı Bitirdiğimiz haftanın sonunda Pa- zar gecesi Ankara Palasın büyük salonu hem son derece eğlenceli, hem son derece muntazam, hem de hâsılatı bol bir toplantıya sahip ol- u. Herkes masasında oturdu, a ii içti, hazırlanan nefis yemeği yedi, alaturkasından alafanmarA çeşitli numaralar seyretti, dansını etti. Toplantı aranın en meşhur ilkokulu -bir örnek ilkokul-, Çan- kaya İlkokulunun Okul-Aile birliği tarafından tertiplenmişti. Geceye bir folklor ekibi, Nigâr Üluerer, Za- liha ve Erol Pekcan orkestrasıyla so- listi renk verdiler. Bunların bir kıs- mı "öğrenci velisi" olduğu için top- lantıya misafir olarak gelmişlerdi. Başkentte, hem de profesyonel protokolcular tarafından tertiplenen çok toplantının- tam bir fiyasko ol- duğu ve davetlilerin yemek yemek için oturacak yer bulamadıkları bu günlerde şimdi herkes, "Yahu, aca- ba bunlar Çankaya İlkokulunun O- kul-Aile Birliği idarecilerine hava- le edilemez mi?" diye soruyor. 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: