15 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

YURTTA OLUP BİTENLER gider, iftiraya uğradığını bildirerek dâva açar, mahkeme de adaletin ka- rarını bildirir. Böyle hallerde yemin teklifi umumiyetle kabul edilen bir usuldür. Ama, dört kişili referandum! Hey Allahım, şu memleketin si- yaseti kimlerin elinde... C.H.P. Kudret helvası yiyiniz! e hafta Teşkilâttan gelen bazı genç CHP'liler, 8'lerden Orhan Öztrakla bir görüşme yaptılar. Or- tanın Solunu ve Eceviti odestekle- yen bu gençler, Öztrakın nasıl olup da böyle bir isyan hareketine, böyle bir mürteci teşebbüse katılabildiği- ni merak etmişler, düzeltilebilecek bir durum varsa bir deneme yap- mak istemişlerdi. Görüşme sona er- diğinde ümitleri kırılmıştı. Öztrak ne haksızlığını kabul ediyor, ne de Teşkilâttaki heyecanı anlamak isti- yordu. 8&'lerin, bu. yolda devam et- meleri halinde fena halde harcana- cakları YERİ görüşlere ise şu cevabı vermişti "— Ne demek?. Esas çoğunluğu biz temsil ediyoruz. CHP, biziz!. Bir tasfiye olacaksa, tasfiyeyi biz yapa- ağız!." Bir politika kurdu olan Öztra- ğın, iki hafta sonra toplanacak olan Kurultaydan bir zafer beklemesi tu- haf kaçmaktadır. Köy artık görün- müş ve kılavuza filân lüzum kalma- mıştır. Kurultay, isyanı önlemek için -zecri de olsa- her tedbiri alma- ga kararlı olarak toplanacaktır. Bü- tün belirtiler, olaylar, sadece ve sa- dece bu gerçeği göstermektedir. Yoksa, 8&'lerin Kurultayda galip ge- lip, Ortanın Solunu tasfiye edecek- lerini değil... Peki, o halde, nedir bu Öztrağın iyimserliği? Bunun iza- hı pek basittir. Bu iyimserlik, is- yancıların kendi arkadaşları ve des- tekçileri arasında başlıyan kötüm- serliği ve moral kırıklığını gidermek için bir tedbirdir. Örtülmek istenen bu telâş ve mo- ral kırıklığının en güzel örneği, haf- tanın başında Pazartesi günü cere- yan etti. ÇEP'çilerle birlikte müca- deleye giren bir Grup Yönetim Kur- rulu üyesi, Kurultayla ilgili olarak bir gazetecinin sorularına cevap verdi, sonra gazeteciye heyecanla şu 14 soruyu sordu: Kaç kişi atarlar dersiniz?" GzEie |, 8'ler ve onlarla çok ya- kın işbirliği kurmuş iki-üç kişiden fazlasının tasfiyesini (o beklemediği- ni söyleyince, CHP'li Grup Yönetim SEE üyesi, — Ben, tasfiyenin daha geniş ol- masından epdişe ederim. Ecevit ve arkadaşları, geniş bir tasfiye için kendilerine yapılan baskıları kolay kolay yenemiyeceklerdir. o Dar bir tasfiye yapsalar, bu heyecanlı hava içinde, kendi taraftarlarını kendile- rinin karşısında bulurlar.." dedi! Görülmektedir ki, isyancılar bile AKİS Çünkü isyancılar artık Gruplarda çoğunluk obulamamaktadırlar. Ge- çen hafta Grupun toplanamaması, ÇEP'çileri son derecede sinirlendir- miştir. Ruhi Soyerin Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Ökteme haka- rete yeltenmesi -ve cevabını alması- -- telâşın bir örneğini teşkil etmiş- tir. Feyzioğlu, fiyaskoyu, dikkatleri başka tarafa tevcih ederek gözler- den saklamak için, Grup Yönetim Kurulunun, toplantıya katılmıyan- ları Disiplin Kuruluna sevkedeceği- ni bildirmiştir. Sanki, Parti normal bir durumdadır, dizginler Feyzioğ- lunun elindedir ve ÇEP lideri CHP'- Satır İzmirde CHP'lilere sesleniyor Doğruya doğru.. işin farkındadırlar. Üstelik, "kaç kişi atılır?" hesabının yapılmaya başlanması, son anda $'lerin yalnız kalması ihtimalini ortaya çıkarmış- tır. İlk hedefi teşkil etmediklerini bilenler, Kurultay - öncesinde daha ihtiyatlı bir tutuma girmekte ve bu, 8'leri verişe düşürmektedir. Flört Gepheyi enine için düşünü- len oyunlar da bir sonuç verme- Ulus yayınları vesilesiyle, ü laştırlan önergenin Grupta görüşül- mesi iki defa da sağlanamamıştır. lilere ceza verecek güçtedir... Bu "kuru-sıkı"ya rağmen Grup bir haf- ta sonra gene toplanamamıştır. Bir başka moral tedbiri, "isim"- le ilgilidir. Kurultayda omücadele- nin "8'lerle Ortanın Solunu destek- leyenler arasında" değil, "76'lar ile Ecevit solları arasında" geçeceğinin yazılmasını sağlamaya ( çalışmakta- dırlar. Kendilerini destekleyen ga- zetelerden istedikleri budur. Nite- kim bu gazetelerden o bazıları "8'- ler"e "76'lar" demeğe ( başlamıştır. Oysa 76'lar, geçen Kurultay - önce- sinde başka şartlar içinde mücade- le etmiş ve, itiraflarıyla ortaya çık- 15 Nisan 1967