15 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

15 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS yanın değişmesi, sinemanın değişmes savaştan sonraki Savaştan sonraki dünya, top- tancı düzenden demokratik düzene; soğuk savaştan barış içinde yanya- na yaşamağa; iki blokta kutuplaş- maktan blokların dağılmasına; bü- yük, fakat eskimiş, yaşlı ülkelerin egemenliğinden küçük, fakat canlı, genç ülkelerin ağırlıklarım duyur- malarına; komünist - kapitalist ça- tışmasından gelişmiş - gelişmemiş ülkelerin çatışmasına yönelmektey- di. Bir yandan da yirmi yıllık kısa süre içinde nükleer çağ, uzay çağı, -bir de sinema yönünden önem ta- şıyan- televizyon çağı, peykler yar- dımıyla haberleşme çağı gibi, büyük teknolojik gelişmeler yer alıyordu. nema, bu değişikliklere para- lel Gs savaştan sonra köklü dönüşümlere uğradı. Her şeyden önce, sinema, birkaç büyük ülkenin tekelinde olmaktan çıktı. İkinci Dünya Savaşının sonuna kadar za- man zaman üç büyüklerden -Birle- şik Amerika, Fransa, Sovyetler Bir- his veya üç küçüklerden -Almanya, İtalya, İngiltere- birinin ya da bir- kaçının egemenliğinde geçen sine- ma tarihi, savaştan sonra bağımsız- lığına kavuşan hemen her ülkede gelişti, hattâ yeni ve a ulusal sinemalardan çoğu s sana- tında eski, büyük amman da- ha büyük başarı göstermeye başla- dılar. Nitekim savaşın sona erme- siyle birlikte İtalyada yenigerçek- cilik akımıyla dikkati çeken ilk u- lusal sinemayı (Meksika, Japonya izledi. Doğu Avrupa ülkeleri ve İs- veç bunlara katıldı. Son olarak Lâ- tin Amerika ülkeleriyle, yakın zama- na kadar sinemaya kapalı kal- mış olan Afrika ülkeleri bunları iz- ledi. Uluslar arasındaki sinema alış- verişi -ticaret ve kültür alışverişi o- larak- büyük bir hız ve gelişme gös- terdi. Sayıları her yıl biraz daha ar- tan uluslararası festivaller, en uzak ve küçük ülkelerin bile seslerini du- yurabilmelerini sağladı. Başlangıç - ta büyük ülkelerin sinemasını ada- makıllı sarsan televizyon, gerek te- levizyonda film, gerekse televizyon filmi yoluyla osinemanın dağıtım, teknik ve estetiğini büyük çapta et- kiledi. Hepsinden önemli ve hepsi- nin sonucu olarak, sinema kültürü gün geçtikçe daha yaygın hale gel- meğe başladı, Bunun sonunda sine- ma, bir yandan gittikçe daha çok sayıda genç sanatçının anlatım ara- 15 Nisan 1967 cı olduğu gibi, bir yandan da bu genç sanatçıların çalışmalarını bes- liyebilecek yetişmiş bir seyirci top- luluğu ortaya çıktı. Sinema tekni- gindeki bazı ilerlemeler de yeni si- nemanın eh kolaylaştırdı. Meselâ film duy; artması, sinema- cının dışarda, içerde, her çeşit ha- va şartında, aydınlatmaya fazla bağ- lı kalmaksızın çalışmasını sağladı. Son derece küçük, hafif alıcıların yapılması sinemacıya büyük bir ra- hatlık, hareketlilik getirdi. Ses al- ma araçlarının gelişmesi, seslendir- meyi bir sorun olmaktan çıkardı Kaynaklar yeni sinema, geleneksel sinemaya karşı çıkıyordu ama, bu durum yeni sinemanın kendinden önceki si- nemanın zengin tecrübesinden ya- rarlanmasına egel olmadı. Özellikle yeni sinemanın en büyük niteliği o- lan gerçekçiliği, sinemada daha ön- ceki bütün gerçekçi akımlardan un- surlar almaktadır: Dziga Vertovun, sinemaya aykırı saydığı bütün un- surları bir yana atıp, alıcısını so- kaklarda, fabrikalarda, okullarda, evlerde, alanlarda gezdirerek çalış- tırmasından meydana gelen 1920- lerin "Sinema - Gözü bunlardan biridir. Sovyet sinemasının, çevresi- SİNEMA ni değiştirmek için tabiatla müca- dele eden ve çevresiyle birlikte ken- disi de değişen insanı anlatan En çekçiliği bir başkasıdır. Yalnız ken- di toplumlarım değil, yeryüzünün bütün toplumlarım ilgilendiren bel- libaşlı sorunları insancıl bir açıdan ele alan, bu sorunların mutlaka çö- zülmesi gerektiğine seyircileri kan- dırmağa çalışan ingiliz belgeci oku- lu bir başka kaynaktır. Bu sayılan gerçekçi akımların tecrübelerini sa- vaş-Öncesi, Savaş-içi ve savaş-sonrası italyan toplumunun yaşayışına uy- gulayan italyan yeni - gerçekçiliği yine bir başka kaynaktır. Televizyo- nun, günlük ,gerçekleri, meydana geldiği anda, "dumanı üstünde" ve- ren tekniği, savaş - sonrasının orta- ya çıkardığı yeni bir kaynaktır. Ver- tovun "Sinema Göz"ünü, televizyo- nun tekniğini, “röportaj film" ile "etnografik film" çalışmalarını bir- leştirerek 1960'larda ortaya çıkan "sinema - gerçek" de yeni bir kay- naktır Yeni sinema, gerçekçiliğe ayır- dığı bu Önemli yerle nesnel -objek- tif- bir nitelik göstermektedir. Ama bu kuru bir gerçekçilik değildir; çünkü sanatçının görüş ve duyuşu- na da üyük bir yer ayırmakta, sa- (AKİS: 136) 33

Bu sayıdan diğer sayfalar: