15 Nisan 1967 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

15 Nisan 1967 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K İ CASUSLAR SAVAŞI Ümit Denizin polisye romanı. Dey yayınları, Acar Matbaası İstanbul, 200 sayfa 6 lira. Yas kırkı bulup geçenlerin çocuk- ve ilk gençlik çağlarında en ok arak ve heyecanla okudukla- rı hırsız-polis romanları, en Lüpen, Şarlok Holmes ve Nat Pin- kerton maceralarıydı. Bir de rın, Peyami Safa tarafından alatur- kalaştırılmış cinsi vardı: Cingöz Re- cai. Nat Pinkerton, amerikalı bir ha- fiye idi. O zamanlar Türkiyede ame- rikan etkisi şimdiki kadar yaygın olmadığı için ,Nat Pinkertonun ma- ceraları merakla okunsa bile, bizle- re azıcık yabancı gelirdi. Amerika- yı henüz keşfedememiştik. Ölçüleri çok değişikti. Arsen Lüpen ile Şar- lok Holmesin çekişmeleri ise bize çok daha yakın gelirdi. Şarlok Hol- mes, damalı ceketli, golf pantalonlu, ağzında pipo, elinde pertavsız, iyice karikatürize edilmiş bir zehir hafiye idi. Arsen Lüpen ise, her maceradan yağdan kıl ima gibi sıyrılan bir maceraperest. Sonraları bu tiplere bir de Peya- mi Safanın Cingöz Recaisi eklen- mişti. Bu, bir ucuz adaptasyondu. A- ma o çağlarda maceraları bize çok dehşetengiz ve akıl durdurucu gelir- di. Cingözün karşısında da galiba bir Komiser Hamdi bey vardı. Yani, Şarlok Holmesin türkleşmişi... Gerçi Alexandre Dumas'ın Üç Silâhşörleri, Pardayyanlar filân da vardı ama, biz İkinci Dünya Sava- şı öncesinin çocuklarının gözdeleri gene de yukarda adlarım sıraladı- ğım Nat Pinkertonlar, Şarlok Hol- mesler, Arsen Lüpenler ve Cingöz Recailerdi. Sonra o kuşaklan İkin- ci Dünya Savaşı pek çabuk olgun- laşırdı. Çocukluğun yerini, radyo- ların ve gazetelerin savaş bülteni haberleri aldı, ölümlere kanıksadık. Polisiye zekâ oyunları ise önemini yitirdi. Savaş bittiğinde, Agatha Christi'- ler ve benzerlerinin devri başlamış- tı. Artık bu kitapları, bu macerala- rı sadece ilk ve ortaokul çağlarının çocukları değil, büyükler de okuyor- du. O devir de bitti. Ortaya birden, son yılların vurucu - kırıcı James Bond'u çıktı. Bugünlerde ise artık o bile gerilerde kaldı da, yerini Kil- ling almağa başladı. Ne var ki gü- nümüz, hâlâ ve hâlâ, vurucu-kırıcı, 22 TA PLAR atıcı-tutucu, çapkın mı çapkın Ja- mes Bond günü Vaktiyle nasıl “Peyami Safa, Cin- göz Recai ile yerli bir Arsen Lüpen tipi yaratmışsa, günümüzde de bu işi renkli bir gazeteci olan Ümit Deniz yapıyor. Onun yarattığı tip ise, Murat Davmandır. Murat Dav- manı Ümit Deniz, bu konudaki son kitabı "Casuslar Savaşı'nda (şöyle tanıtıyor: "Adım Murat Davman.... Su ka- tılmadık türk çocuğuyum.. Boyum 1.85, kilom 95. Otuzsekiz yaşımda- yım ve çekirdekten yetişme gazete- ciyim. Anavatanı defalarca karış ka- rış gezdikten başka, dünyayı da birkaç defa dolaştım. Meslek hayat- tm boyunca başıma gelenler, piş- miş tavuğun başıma gelmemiştir. Ö- lümle kardeş, tehlikelerle dost ol- dum. Üç aşkım var: Vatanım, anam ve mesleğim. Güzel kadınları da bir yana atacak olursanız, bunların dı- şındakilerin hepsi fasarya. Bilmem, size kendimi tanıtabildim mi?" ,, Kırmızı karanfilli meslektaşımız Ümit Denizin, biraz da kendini ide- alize ederek yarattığı (Murat Dav- man tipi, kelimenin tam anlamıyla yerli bir James Bond. Bir gazeteci muhayyilesi ile bir romancı muhay- yilesinin karışmasından ortaya çı- kan "Casuslar Savaşı", Romanyada geçen, bir macerayı dile getiriyor. Demirperde gerisi ve berisi casus- luk, teşkilâtının kıyasıya çarpıştığı, bunların üstünde de Murat Dav- Murat Davman Vurdu mu deviriyor!.. manın cıva gibi zekâsı, demir gibi yumruğu, attığını vuran tabancası ve yılmaz karakteri ile içine karış- tığı binbir oyun, binbir macera, bol aşk, bol ölüm, bol v.s.. "Casuslar Savaşı", t tuzu kuru o- lanların, sutüstü uzanıp gönül eğ- lendirmek isteyenlerin zevkle oku- yacakları, hoşça vakit geçirecekleri bir romandır. Hakbilir olmak için bir şeyi daha eklemek gerekir ki bu da, Ümit Denizin Murat Davman tipinin James Bond tipinden önce mi, yoksa sonra mı ortaya çıktığı konusunun kesin olarak belli olma- dığıdır. Zira bu "Casuslar Savaşı", Ümit Denizin Murat Davman tipi- nin sekizinci kitabıdır. Bu bakım- dan, Ümit Deniz, bir ölçüde, klâsik ve basit bir taklitçi olan Peyami Safadan ayrılmaktadır. Rahatlıkla iddia edilebilir ki, Murat Davman tipi, en kötü ihtimalle, James Bond tipi ile yaşıttır. TÜRKİYEDE SOL AKIMLAR Mete Tuncayın bilimsel incele- mesi. Ankara Üniversitesi, Si- yasal Bilgiler Fakültesi Yayın- ları No: 219-201, Ankara 1967, Sevinç Matbaası, 218 sayfa, 20 lira. Son zamanlarda türk kamuoyunu en çok ilgilendiren, üzerinde en 15 Nisan 1967

Bu sayıdan diğer sayfalar: