29 Şubat 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5

29 Şubat 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akşam Sahife » Bursa bankaları i Tacirlerden krediyi e e m O A A AŞ SA A VW MY kesmiş değiller Muhtelif banka müdürlerinin beyanatı Bursa, 27 ( Hususi) — Şehri- mizdeki iş ve para darlığı üzerine tüccarla bankalar arasında çıkan ibtilâfında (Obir anlaşma temin etmek için teşekküleden encümen bugün bazı bankaları ziyaret ve müdürlerile temas etti. Şehrimizde iş, ziraat, osmanlı, emniyet ve ticaret bankalarının birer şubesi vardır. Bursa piyasası için beş banka fazladır. Her banka, müşteriyi kendine çekmek için piyasaya, ödenme kabiliyetinden fazla para döktü. Bu geniş krediyi bulan tüccar, sermayesinin beş on misli para çekti. Fakat işler, bu kredileri karşılıyacak derecede iyi gitme- yince ilk darlık başgösterdi, ve birkaç iflâs vuku buldu. Bankalar, paralarını emniyet altına almak için hareketlerinde daha ziyade ihtiyatkârlığa lüzum gördüler. İşte tüccarın tazyik siyaseti dediği mesele budar. Buna mukabil hiçbir banka krediyi kesmiş, bilhassa teminatlı talepleri (o reddetmiş (değildir. Banka müdürlerinden Şerif bey, buhranın el birliğile izalesi için bankaların (hiçbir (o fedakârlık- tan çekinmediklerini, borcunun yüzde yirmisini oyatıran her hangi bir tüccara vadeyi uzatmak- la mukabele edildiğini söylemiş ve: - hali acizde olduğu resmen sabit olmayan hiç bir tüccar ret etme- dim. Onları tutmak menfaâtimiz icabıdır, oturduğumuz dalı balta- lamiayız. Zıraat bankası müdürü Halit bey de, eski kredileri kes- mek şöyle dursun, yeni talepleri bile isaf ettiğini söylemiştir. önü- müzdeki pazarertesi günü banka müdürlerininde iştirak edeceği umumi ictimada meselenin tama- mile hal edileceği umuluyor. Pamuk ihracatı Mersinden bir ayda ihraç edilen pamuklar Mersin ticaret odasından şeh- rimiz ticaret odasına pamuk ihracatı hakkında bir rapor gel- miştir. Bu rapora göre kânunusani ayındaki ihracat 6,275,780 lira kıymetindedir. Geçen ayın ise 788,721 liralık idi. 931 senesinin kânunusani ayı ihracatı 434,033 liralık, 930 sene- sinin aynı ayına ait ibracat ise 1,407,606 lira idi. Şark tütünleri Hakkı Nezihi B. Atinaya tetkikata gitti Ticaret odası tetkikat şubesi müdürü hakkı Nezihi B. dün Yu- nanistana gitmiştir. Hakkı Nezihi B. Atina'da tütün vaziyeti hak- kında tetkikat yaptıktan sonra Sofya'ya gidecektir. Hakkı Nezihi B. bu seyahatı neticesinde Balkan tütüncülüğü hakkında ticaret (odasına bir rapor verilecektir. Bu rapor Balkan tütün konferansına bir hazırlık olacaktır. Buenos ayreste bir bomba Buenos ayres 28 (A, A.) — Tıp fakültesi reis muavininin evi, tir. bomba infilâkile hasara uğra- mıştır. Bu suikast, talebe tahrikâ- Una atfolunmaktadır. ma a e Zeytin yağları Italya, Ispanya, ve Yunanistanda mahsul ne halde? Berlin Türk ticaret odasından şehrimiz ticaret odasına zeytin- yağcılığımızı alâkadar eden bir rapor gelmiştir. Bu raporu ay- nen yazıyoruz: İtalyada son 14 gün zarfında mahsülün toplanması ve zeytinle- rin prese edilmesi esnasında ha- valar gayet müsait gitmiştir. Pre- selerin bir çoğunda işler bitmiştir Yağfabrikaları randmanı tenzil eylediklerinden yakında Italyadan teklifin azalmasına intizar edile- bilir, Ispanya, Tunus, Yunanis- tanda mahsulün toplanması faali- | yetle devam edilmektedir. Ispanyada| işler amelenin grevleri yüzünden biraz sekteye uğramıştır. Bu sene Yunanistandan ihraç edilebilecek omiktar 4500 ton olarak tesbit edilmiştir. Fiatlar iki hafta evvel birden bire yük- selmeğe başlamıştı. Ondan bir kaç gün sonra tekrar düşmüşler- dir. Bugünkü fiatler şunlardır: Italya ekstra nevileri 700 liret, Italya iyi nevileri 600 liret. Şeker buhranı Bazı tacirleri ziyana soktu Şeker buhranının piyasadaki tesirlerinden bahsetmiştik. Bazı tacirler Alpullu fabrikasının şe- keri klmadığını ciddi telâkki ederek limana fazla mikdarda getirmişlerdir. Bu mallar nisan- dan sonra tatbik edilecek olan kontenjandan sonra ithal edile- cektir. Bu malların ekserisi toz şeker- dir. Halbuki Alpullu fabrikasının elinde toz şeker vardır. (Eğer tacirler bunu bilmiş olsaydı, toz şeker getirmiyecekti. Çünkü Al- pullu fabrikasıdın elinde toz şeker varken hariçten toz şeker .—. mek kârlı bir iş değildir. Ve vekâlete imkân Şoktür. Bir kaç ay sonra çıkacak mallar gümrük antrepolarında ve mavnalarda bek- lemektedir. Bütün bunlar masrafın artmasına sebebiyet vermektedir. Netice itibarile şeker buhranı bir çok tacirleri şaşırtmış, ziyana sokmuştur. Bira grevi Berlinde umumi grev başladı Berlin 28 (A. A.) — Bugün Berlin'de bira grevi, umumi bir şekil almıştır. Lokantacılar ve kahveciler ellerindeki mevcudu bitirmişlerdir. Almanya'nın milli istihlâk maddesi olan bira sarfi- yatı asgari hadde inmiştir. Maamafih hükümet, müfritler tarafından tertip edilmiş olan bu hareket karşısında teslimiyet gös- termeğe mütemayil değildir, ve bira rusumunu pek yakında tenzil etmek (o vadinde ( bulunmuştur. Hühümet, grev tebtidinde râmo- larak müzakerata girişmek iste- memektedir. Kahveciler teşkilâtı grevde devam ısrarında bulun- duğu takdirde hiç bir suretle tenzilâtta bulunmıyacağını ihsas eylemiştir. Gemahiri müttehidede kredilerin tevsi “Washington 28 (A.A) — —M. Hoover kredilerin tevsiine müte- allik kanun Jâyihasını imza et miştir. Tilerin beyanatı Sonferde kadar mücadele edeceğiz Almanyanın harbe hazırlandığı doğru değil Milano , 28 (A. A.) — Popolo d'italia'nın bir muhabiri yakında icra edilecek olan riyaseticumhur intihabı meselesi hakkında Hit- ler'le bir mülâkat yapmıştır. Hitler, Nezis'lerin mücadeleye son fertlerine kadar devam ede- ceklerini çünki bu intihabın Al- manya için tarihi bir kiymeti ola- cağını söylemiştir. Mumaileyh Nazis'lerin ilk dev- reden itibaren muzaffer olmaları mümkün olduğunu da beyan et- miş ve demiştir ki: — Eğer iktidar mevkiine gele- cek olursam milli bir siyaset takip edeceğim, Bilirsiniz “ki ecnebi matbuat bu mesele hakkında bir çok hilâfı hakikat neşriyat yaptılar. Ben kendimi müdafaa etmek istiyorum. Hücum etmek değil. Almanyanın yeni bir harp iste- diği de doğru değildir. Çünkü silâhlarından tecrit edilmiştir. Fa- kat Almanya kendisini her türlü vesaitle müdafaaya amadedir. Ingiliz gümrük prejeleri Londra, 28 (A. A.) — İngiliz sanayi birliği, Leeds'de bir içtima aktetmiş ve hükümetin gümrük kanunlarına müteallik tekliflerini tasvip eden bir karar sureti kabul eylemiştir. Birlik, ittihaz olunan tedabirin politikacıların tesiri altında kak mıyarak mutahassıslar komitesinin mukarreratına tabi olacağından dolayı da beyanı eeeeyiihiyet etmiştir. Hindistanda çıkan altınlar Bombay 28 (A.A) — Nakrunda vapuru 11,743,000: İngiltere'ye ve 954,954,000i Amesterdama ait, cemah 12,698,000 altın rup- yeyi hamil olarak buradan müfa- rakat etmiştir. Merhun tütünler Tacirler tütünlerine verilen fiatlerden şikâyetçi zmir 27 ( Hususi) — Banka- larda merhun bulunup Heyeti- vekile e kararile kararile inhisar idaresi (tarafından © mübayaası lâzım gelen tütünlerden bakiye kalan 500,000 kilo henüz alınma- mıştır. Tacirler : — Arkadaşlarımıza 930 fiati veriliyor. Halbuki mübayaa kararı heyeti vekilede beraberce çık- mıştır.,, diyorlar. Afyon meselesi Afyoncularnm hükümetten istedikleri nedir Izmir 27 (Hususi) — Afyoncu- lar ham afyonun devlet inhisarına alınıp alınmayacağının tasrihini hükümetten istiyorlar, Afyon tacirleri inhisar vazedil- mezse mevcut bulunan 409,000 kiloluk stoku ahiren müstağni davranan hariç piyasaya okkasını yirmi beş liradan satabileceklerini söyleyorlar. Sovyet t Rusyada nikel para darbı Moskova 28 (A. A.) — Tas ajansından bildiriliyor : Sovyet şuralar ittihadı hükü- | meti 10, 15 ve 20 kapik kıyme- | tinde nikel meskükât ibracına karar o vermiştir. Bunlar aynı AKŞAM'ın tefrikası: No: 38 — —— - 29 Şubat 1932 RADA ASA ALLAR 0 aaa ZINDAN HATIRALARI Abdülhamit devrine ait hakiki maceralar Muharriri : * Komodor hem şaşırdı, hem Gün geçtikçe firar hadiseleri yumuşadı: de unutulmağa başladı. Hafiyeler — Bak oğlum, sana vali paşa- nın yazdığı kâğıdı okuyayım: (Mazharı affı âli olan bahriye zabitlerinin hiç bir suretle firara fırsat bulamamaları için kordonda yatmaları, Hamit efendinin (kaçan doktor Hamit bey) ecnebilerle çok düşüp kalkmak dolayısile ferceyabı firar olduğu nazarı ehem- miyete alınarak bunların zinhar ecnebilerle görüşmesine maydan verilmemesi.,. lib) İşte böyle emrolunuyor, ben ne yapayım? — Efendim, bu emirnameye deliler bile güler... e Ecnebilerle görüşmekten beni nasıl menede- bilirsiniz, fena bir maksadım olsa onlarla gizlice de görüşebilirim. Kaçmak istesem gemile kaçamaz mıyım, bizi böyle tazyik ederlerse nihayet canımıza tak derde, biz de kaçmağa teşebbüs edemez miyiz ? — Hakkın var amma, ne yapa- yım ben? — Onlara anlatın beyefendi, onlara bu emrin saçma bir şey olduğunu anlatınız. Ve deyiniz ki bunlar gece gündüz benimle be- raber bulunsalar bile kaçmak isterlerse, gene bir yolunu bulup kaçarlar, iyisi eski hallerinde bı- rakalım, sonra da kimse, kimsenin cürmüle muahaze edilemez. — Yok canım sizi muahaze etmiyorlar, yalnız yatacağınız yer, birde ecnebilerle görüşmek mes- elesi işte o kadar.. — Daha ne olsun efendim? — Bu işte valinin debir şeyi yok, oda Istanbuldan. saraydan şiddetli emirler almış. — Çılgınlık efendim, hepsi çıl- dırmış, deli.. — Etme, gel beni dinle... — Dinleyemem efendim, vazi- femin icap ettirdiğinden (fazla, bendeniz gemiye gidemem, gemi- de yatamam, bu haksızlığın sizinde tastik buyurduğunuz emri, kabul etmiyorum, Komodor ayağa kalktı, omu- zumu okşıyarak gayet mülâyim bir sesle, bir baba tavrile; — Etme 'oğlum, beni dinle... Şimdi korku ve telâş içinde verilen bu emri reddersek hakkında büyük şüphelere düşerler... O vakit seni daha ziyade sıkarlar, iyi olmaz.. Gemiye git, bir müddet orada yat, elbette biraz sonra bir yolunu buluruz, şimdi beni dinle.. Garip bir tesir içinde kaldım, biç ağzımı açamiyordum. Ve böy- lece sessizce, hiç cevap vermeden emri kabul ettim. . .. Gemide kalan yalnız ben değil- dim. Diğer bütün menfi arkadaş- lar da gemide, idiler. Fakat arası biraz geçince, evvelâ arkadaşlar- dan Rıza Şakir komodora müra- caatla bazan dışarıda kalmak için müsaade istedi. Diğerleri, yani bizler de bunu misal göstererek müracaat etmemek şartile kendi- sine izin verildi, Gemide yattığımız halde gene rahat değildik. Şehre çıkınca peşimizde hafiyeler dolaşıyordu. Ve her gün jurnallar yağıyordu. Valiye komodora, bilmem kim- ler, verilen bu jurnallarda bilhassa ecnebilerle selamlaştığımız, görüş“ kıymetteki gümüş (meskükâta muadil addolunacaktır, tüğümüz birlikte yeyip içtiğimiz zikrediliyordu. ise faliyetleri kesmekle beraber, verdikleri jurnalların bir tesiri kalmadığını görüyorlardı. Nihayet bir de dışarıda kalmak mezuniyetini aldık, fakat şu şartla birbirimize müteselsilen kefil ola- caktık. Olduk; komodora, valiy& verilmek üzere şöyle bir senet verdik: (Zirde vazıülimza zabıtan, zati komodorilerinden resmi emir ak madıkça, şimdi bulundukları Trab- lusgarp vilâyetinden harice hiç bir sebeple çıkamıyacaklarını mü- teselsilen kefil olarak vaat ve te- min ederler. ) Iyi ama, bu senedin ne manasi olabilirdi, biz bunu anlıyamamıştık. Meselâ birimiz kaçsa, ötekine ne yapacaklardı... Peki, ya hepi- miz, topluca kaçsak, o vakit ne olacaktı? Manasız şey vesselâm... Fakat istiyorlar, biz de (o gülümsiyerek veriyoruz. Senedi komodora verdim. Oku- du, bir daha okudu, hiç bir şey söylemeden cebine koydu, yüzime baktı, dikkatle, uzun baktı.. Kim bilir gözlerimde ne arayordu? Üçünc firar Evelki iki firar şahsi idi. Arka- daşlar ikişer üçer aralarında anlaşarak, gizlice vasıta bularak istedikleri gibi kendilerine kaç- mışlardı. Fakat bu defa, bu üçüncü firar artık adam akıllı faaliyete geçmiş Trablusğarp ko- mitesinin eseri idi. Recep paşanın yaveri Şevket beyin yorulmasını bilmez sayile canlanan komite kendini gösler- meğe başlamıştı. Komite vali Namık paşayı Trabulustan atmak istiyordu. O Trabulusta (Okaldıkça çalışmak müşküldü. Bu paşayı ne olursa olsun, nasıl olursa olsun Trabu- lustan © uzaklaştırmak (o elzemdi. Bunun için de onu padişahın gözünden düşürmek lâzımdı. İşte ittihat ve terakki cemiyetinin (Trabulusu garp şubesi) bu nol- tayi hedef ittihaz etmişti Bu defa firar edenler Rıza Şakir, Musa, ve Fazıl beylerdi. Fakat bunların in a e? olamazdı. Vali Sultan Hamit dede düşür. mek için bu firar, vaktinden bir iki gün evvel her hangi bit hafiyenin Saraya bildirmesi, icap ediyordu. Saraya denecekti ki, - Namık paşa bir haindir, menfileri o kaçırıyor, işte şimdi de üç kişi daha kaçırmak üzeredir.) Dtşünüldü ve karar verildi. Firardaki (o menfilerden Hacı Raşit beyin kayın biraderi Mal- tada bulunuyordu. (o Mumaileyhe saraya böyle bir telgraf çekmek vazifesi verildi. Günü takarrür etti. Fakat günde bir yanlışlık oldu, arkadaşların firarı tamamen temin edilmeden Maltadan saraya şu telgraf çekilmiş bulundu: Şi sabit oldu Izmir, 27 (Hususi) — Rıhtım şirketi hesaplarını tetkik etmeğe memur ehli vukuf adliyenin on üç sual üzerindeki istizahına ver- diği raporda rıhtım şirketinin hükümet hakkını sakladığını, çifte defter tuttuğunu, bildirdi. Rapor, şirketin aleyhindedir. Yarın me- murlardan bazıları isticvap edile- cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: