28 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10

28 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i i İ i i Sahife 10 Akşam 28-Nisan 1932 © Cihan iktisadiyatı Krengerin bütün cikana verdiği ... milyarlarca zararlar - Amerikada eşya fiatlerinin sukutunu tevkife çalışıyorlar Cihan kibrit krah Ivar kren- gerin intiharı ve müessesatının sukutu cihan iktisadiyatını ve bilhassa mali binasını çok şiddetle sarsmıştır, Çünkü bu adam iflâs eden mali oyun ve manevreleri cihanın en kavi mali memleket- lerini milyarlarca frank zarara sokmuştur. Amerika hükümeti müttehidesi 45,000,000 , Fransa 50,000,000, Isveç (o 16,000,000 Ingiliz altını zarara uğramıştır. Krehger tesis ettiği hesapsız şirketlerin hesaplarını birbirine geçirerek o zahiren ebram gibi muazzam bir mali bina kurmuştur. Hakikat halde ise bu bina tepesi aşağı çevrilmiş bir ehram gibi gayet zayif temele istinat etmiştir. Şimdi bu binanın çökmesile umum cihanda hesapsız küçük sermayedar servetini kaybetmiştir. Daha teşekkül etmemiş bankalara güya yatırılmış paralar diğer müesSesata sermaye olarak gös- terilmiş ve dokuz milyon İngiliz liralık sabte Italyan eshamı da birçok müessesata sermaye olarak gösterilmiştir. Bu sahte eshamdaki Italyan imzaları bizzat Kreuger tarafından konulmuştur. Kreugeri bu kadar sahtekâr- lıklara sevkeden sebeplere gelince bu bapta şu izahat verilmektedir. Krevger muhtelif memleketlerde kibrit inhisarı olmak için kendi- sine muavenette bulunanlara bir çok paralar vermiştir. Rus kibritlerine rakabet için Kreuger kendi kibritlerini maliyet kıymetinden aşağıya satmıştır. Kreuger cihanın her tarafinda tesis ettiği şirketlerin eshamının piyasada tutmak için milyonlar - sarfetmiştir. Kreuger'in sukutundan Avrupada ve Amerikada en küçük tasarruf eshamından en büyük bankalara kadar herkes zarar etmiştir. İsviç- rede Zürih ve Bal mali müessese- leri bu sademeden sendelemiştir. Amsterdam ve Brüksel ve diğer mali merkezlerde de vaziyetin böyle olduğu söyleniyor. Amerikada kredi Bütün cihan Amerikada ticari krediyi tevsi için yapılan gayreti derin bir alâka ile takip etmek- tedir. Çünkü burada başlıyacak sulhun umum dünyaya iyi tesir yapacağı bekleniyor. Bir nevi devlet müessesi olan Federal Re- ser ve bankaları ticari bankaları ticari bankalardan devlet eshamı satın almakta ve bu ticari banka- ların lehine defterlerinde kredi açmaktadır. Bu suretle ticari bankalar Re- serve bankalarına borçlarını öde- yebilmekte ve kendileri de ticari müessiselere ve iş müşterilerine kredilerini tevsi edebilmektedirler. Amerikada altın fazla olduğun- dan hükümet para siyasetinde çok serbes hareket edebiliyor. Ame- rikada ticari kredilerin tevsii ve havayici zaruriyeden olan eşyanın fiatindeki sukutu tevkif için yapı- lan gayret çok mühimdir. Gihan ticareti Bu senenin ilk üç ayına ait ticari hareketlerin raporları neşr- olunmuştur. Bu müddet zarfında Fransanın harici ticareti büyük bir tenezzül göstermiştir. Geçen senenin ayni müddetine nazaran Fransanın ihracatı 25,000.000 ve ithalâtı 35,000,000 sterlin düş- müştür. Ithalât fazlalığı 16,000,000 sterlindir. İtalyanın harici ticareti ebem- miyetli surette tenezzül etmiştir. Ithalât fazlalığı 5900000 sterlindir. Almanyanın mart zarfındaki “ihracatı 26,350,000 sterline baliğ olmuşturki şubata nazaran 500,000 sterlin noksandı. Ithalâtı 18,200,000 sterline ba- liğ olmuştur. Ihracat fazlalığı 8,150,000 sterlindir. Bu fark ithal olunan ham me- vaddın fiati düşük olmasından neşet etmiştir. Mısırın para siyaseti Mısırın mali vaziyetini tetkik eden İgiliz mali mutahassısı Sir Niemeyer şimdilik Mısır lirasının Ingiliz lirasına tabiyetten ayrılma- miasını tavsiye etmiştir. Mumailey- he göre bu yaz Avrupada birçok mali konferanslar aktolunacak ve cibanın mali vaziyeti o zaman iyice tenevvür edecektir. O zaman Mısır lirasının istik- rarı meselesi ciddiyetle düşünü- lecektir, Sir Niemeyerin tavsiyesi üzerine Mısır hükümetinin ihtiyat altın toplamaktan vaz geçmesi mubtemeldir. Dolar ve Ruble Sovyetlerin beş senelik plânın vücuda getirmekte başlıca amil olan Amerikalı Albert Kahu ma- kinacilik ve mimarlık müessesesi Sovyet hükümetile alâkasını kes- miştir. Ibtilâf tediyatın ruble yahut dolar olması meselesinden çıkmış- tır. Amerikalı müessesenini reis muavini bu mesele hakkında şu izahatı vermiştir: Sovyet hükümetinin elinde az altın bulunuyor. Bizeruble olarak tediyat yapmak istediler. Sovyet parası ise başka memleketlerde tebdil edilemez. Bu sebeple bizim için kıymetsizdir. Senede 40,000 traktör imal edecek Stalingrad traktör ile senede 50,000 traktör jimal ede- cek Harkof ve Çelabimski fabri- kaları plânları ve inşaatı bu Amerikalı müessese tarafından yapılmıştır. Emlâk sahipleri! Üzüntü ve zahmet çekmeden Çok irat almak isterseniz Emlâkinizin idaresini UMUM EMLÂK ACENTESİNE tevdi ediniz! Bahçekapı, Taş han No. 20-21-22 Telefon: 20307 — Posta kutusu: 558 İstanbul iii Eski mabet Izmirde bulunan asarı âtika Izmir 27 ( A. A. ) — İzmirin | namazgâh mezarlığında dikilitaş civarında İzmir ve havalisi asarı atika muhipleri cemiyeti namına Izmir müzesi müdiri Selâhattin bey tarafından yapılmakta olan hafriyat esnasında Iyonyalılara ait bircok kubbeli binalara tesa- düf edilmiştir. Üzerinde muhteşem bir bina bulunduğu çıkan eserlerden anla- şılan kubbeler üstünde kitabeli ve mükemmel bir heyet kaidesi bulunmuştur. Kitabenin üzerindeki 11 satırlık yazı okununca bu heykelin Roma imparatoru meş- hur Ardiyana ait olduğu ve Izmir ile Midillide tesadüf edilen Diyonizos Viriyos ilâhının büyük mabedinin dervişleri (tarafından rekzedildiği anlaşılmıştır. Direklerinin labalanna kadar torprağa gömülü altları 6,5; üzer- leri 3,5 metre umkundaki bu kubbelerin (o üstünde (meydana çıkarılan birçok âsâr ve avaiden muhteşem bir bina ve Adriyenin heykelinin de bu binada olduğu görülmüştür. Kırılmış olan bu Adriyen hey- kelinin bir kaç parçası elde edil- miştir. Milâttan sonra, 119/138 tarihine kadar yaşıyan Donfonra Olimpi- yanos unvanı mefharetini taşıyan imperator Adriyensin bu heykeli zamanımızdan 1800 sene evvel buraya dikilmiştir. Burasının İzminsin tarihçe meş- bur ve nerede bulunduğu müna- ziünfih olan büyük tiyatrosu ol- duğu anlaşılmakta ise de yer altında ve üstünde yapılan tetki- kattan ebniyerin bir kısmının 4başka bir binaya ait olduğu gö- rülmüş ve bunun tiyatro mu, mabet mi, çarşı mı olduğu henüz anlaşılamamıştır. Bergamada (bulunan obüyük arkeoloğ Dr. Wiegant ve Alman asarı atika enstitüsü (İstanbul şubesinden gelen mektuplarda bu hafriyatın çok ehemmiyetli ve enteresan olduğu bildirilmiş ve plânı yapılmak üzere Dr. Wiegant tarafından sureti mahsusada bir mutahassıs mimar gönderilmiştir. Hafriyat Izmir ve havalisi asarı atika muhipleri cemiyeti reisi vali Kâzım paşanın teşebbüsat ve teşviki ve belediyenin yardı- mile yapılmaktadır. Bedava seyahat usulü! Cordoue 26 (A.A) — Seville - Cordoue demiryolu tahtı üzerinde kâin Higueron istasyonunda 190 kadar eşhas yol boyuna yatarak yolcu katarını tevakkufa mecbur etmişlerdir. Mutaarrızlar, makinisti tekrar harekete mecbur etmişler ve bilet bedellerini vermekten istin- kâf ederek kendilerini Cordoue'a kadar meccanen naklettirmişler- | dir. Merkumlar, oraya ücretlerini almak için gitmek mecburiyetin- de idiler, Polis, bu eşhası ara- maktadı ananas sanan İlân tarifemiz I Teşrinievel 1931 tarihin- den itibaren gazetemizin ilân tarifesi şu suretle tesbit edilmiştir: Santim: Sahife Kuruş ZN 400 2 250 3 200 4 100 Go 30 İç sahifelerde Son iki sahifede Tefrika No 8 28 Nisan 1932 BEŞ YÜZ MİLYON İNSANA HÜKMEDEN KADIN Tarihi aşk, ve Nakıli : Hadımağasi, çok istırap çeki- yordu. Fakat meseleyi hissen değil de zihnen muhakeme ettiği vakit, için Oo için memnun da oluyordu. Ye-Ho, neşesini gururundan dolayı belli etmiyerek diyordu ki: — Kimbilir? Belki bu gece, imparatordan hamile kalırım... İşte o zaman, siz, kendi iktidarı- nızın ne dereceleri bulacağını dü- şünün... İmparatorluğun ehemmi- yetli bir kadını olunca sizi nasıl siyanet edeceğim!.. İşte yemin ediyorum: Hayatımın sonuna ka- dar sizin sadık bir dostunuz ola- rak kalacağım. Bu sözlerine, harem ağası, ba- şını hazin hazin iki yana salla- yordu. — Ben sizi, sizin şahsınızı be- nim olmasını dünyann bütün devletlerine feda ederdim.. Ne yazık, siz bana inhisar etmediniz. Rüyamın en güzel tarafı böyle- likle nihayetlendi. Sonra vaktin geldiğini birden- bire farketti: — Artık olan oldu. Ok yay- dan fırladı. £ İmparatorumuzun hizmetinde bulunduğumu unut- mamalıyım. Lütfen beni takip edi- niz, küçük hanım efendimiz!.. saat geldi... Güneş batıyor... Semanın - güneşi gibi - oğlu olan impara- torumuz, güneş ağabeyisini taklit ederek, inzivagâhına çekilecek! akşam ibadetini ettikten sonra yatacak! İşte şu esnada Mukad- des istirahat odasına çekilmekte- dir. Siz de, geç kalmadan onun yanına gitmelisiniz. Bizdeki “baş üstüne, nin mu- kabili olarak, Çinliler: “ buna itaat ederiz! ,, derler. Bir çok mevkilerde bu cümleyi söylemek âdabı muşeret iktizasıdır. Ye-Ho da, protokola tevfikan: — Buna itaat ederim! - dedi. Genç kızla haremağası, Ye - Ho'nun dairesinden çıktılar. Bah- çeyi geçtilar. lmparatora hâs daireye girdiler. Sema'nın Oğlu'na ait yatak odasının önündeki Büyük Kırmızı Sofa'ya geldiler. Burada, orduyla heremağası bi- rikmiş duruyordu. Âdet mucibince anna aaa macera romanı (va -Nü) hepsinin de kılıçları kınlarından | sıyrılmış vaziyetteydi. Kapunun önünde, muhafız olarak, bekli- yorlardı. Hiç ses etmiyorlardı. Pek ciddi durduydular. Böylelikle, halleri pek korkunçtu. Koca s0- fada ağır ve boğucu. bir süküt hükümferma oluyordu. Alaca karanlıkta, dıvarlarda, sülâlenin tarihten intikal etmiş nasların yazılı olduğu farkedili- yordu. Bu yazıların altın yaldızı ışıldayordu. Kalın bacaklı, mahi- rane oymalı masalar, azim cana- varlara benziyordu. Eşyayı süs- liyen ejder şekilleri tehditkâr ağızlarını açmışlardı. Sayısız de- rece de çok olan yağlı kâğıt fenerlerinden titrek zıyalar intişar ediyordu ve bu korkunç manza- rayı bir kat'daha korkunç gös- teriyordu. Heyeti umumiye, bir masal dekoru kadar esrarengizdi. Bir nevi uluehiyete pek yakın bulu- nulduğu kalplere telkin ediliyor- du. O ulvuhiyet, yan odadaki imparator hazretleriydi. Ye-Ho, fıtratındaki bütün so- guk kanlılığa rağmen, iliklerine kadar titrediğini hissetti. Ömrüm- de asla bu derece heyecan duy- madı. Kolay mı bu?... Şimdi neredey- se başmetlü imparatorla, bu İlâh'- labaş başa kalacaktı... Oynayacağı rolün dehşet ve azameti altında ezilmiş gibiydi! Bacakları üzerinde öyle titre- yordu ki, düşmemesi için, Hadım- ağası onu tutmak mecburiyetinde kaldı. Fakat, esrarengiz tahassüsler, genç kızın benliğine hâkim olmuşu: O, ancak, bir Ilâhın zevcesi ok maktaki büyüklüğü düşünüyordu. Baş Haremağası, mutat olan bütün merasim ve teşrifattan sonra mukaddes İstirahat odası- nın kapısını açtı. Iste o zaman, genç kızın heye- canı son raddesini buldu. Düşüp bayılmasına ramak kaldı. Önüne bile bakmak cesaretini kendinde bulamıyordu. (Arkası var) BROMURAL Çok çay içen japonyalı sinirlenince Bromural alır, rahat eder, tatlı uyku uyur. Bu ilaç zararsız yegâne müsekkindir. (Ludwigshafen a.Rh.,Almanya) Knoll AG. Kumpanya- sının Bromural'ı çeyrek asırdanberi halkın aradığı # ve heryerde muhtaç olduğu bir ilaçtır. 10 ve 20 komprimelik tüpler içerisindedir. '

Bu sayıdan diğer sayfalar: