28 Nisan 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

28 Nisan 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

28 Nisan 1932 ARADA SIRADA Himayei Etfalin Davası Çocuk kaftasının ilk günü, bize, fi tarihinin şeker bayram- larını hatırlattı : Bir zamanlar, şeker bayram- larında, sokaklar, allı, morlu, yeşilli (o entariler giymiş hanım kızlar, yeni urubalı küçük efen- dilerle dolardı. Bayram günleri salıncaklar ku- rulur, arabalar süslenir, talikalar bezenir, sütçü beygirleri, semer vurulup küheylân şekline sokulur; köşebaşlarında zillimaşa, darbuka sesleri duyulur ve alay alay çocuk, horozşekeri, macun yala- yarak sokaklarda dolaşırdı. Işte, bu eski bayram günleri gibi çocuk haftasının ilk günü de, alây alây çocuk, otomobillere dolmuşlar, sokaklarda dolaştılar, bar salonlarında toplaştılar, kal- dırımlarda oynaştılar. Eski şeker bayramı ile, yeni çocuk haftası arasında şu farklar vardır: Araba ve talika yerine otomobil, Cincimeydanı yerine Maksim salonu... Pr Çocuk ( haftasının ilk günü, babasının tramvaya binecek parası yokken otomobilde gezen; evinde oturacak iskemlesi yokken Maksim salonlarında toplanan çocukların, ertesi gün, tatlı bir rüyadan nasıl acı bir hakikate düşeceklerini kalbimiz sızlıyarak düşünürken, elimize Himayeietfal cemiyetnin neşrettiği “Davamız, isimli kitap geçti. Bu kitap, memleketimizdeki çocuk vefiyatının bir istatistiğini yapıyor ve şu neticeye varıyor: 10,000 DE DEĞİL, 1000 DE DEĞİL, 100 DE 43 - 83 ÇOCU- ĞUMUZ ÖLÜYOR. Çocuk haftasında duyulan bu “Karahaber,, kalplerimizi zebir- ledi. Çocuk bayramı gönüllerimize bir karagün tesiri yaptı. Her halde, çocuk haftasından evvel, çocuk vefiyatının önüne geçecek tedbirler almalıyız, sonra da, “Çocuk kaftası,, nı, eski şeker bayramı günleri olmaktan kur- tarmalıyız. Davamız kitabı muharriri Neşet Halil beyin dediği gibi: — Davayı türk milletinin en büyüğüne, liderlerimize, şefleri- mize (o bırakıyoruz. (o Verdikleri emre milyonları itaat ettirmesini bilenler, iki baneli sefil bir rakkamla mücadelede (mağlup olmazlar. Olmıyacaklarına eminiz, ançak, vakit kaybetmeden, gün geçir- meden mücadeleye © başlamak i İzzet elzemdir. Selâ Içinde esrar içilen bir kahve Unkapanında Ahmet isminde birinin hahvesinde esrar içildiği haber alınmış ve polis burada araştırma yaparak esrar paketleri, kumar oynuyanları bulmuştur. Bun- lar hakkınde takibat yapılmaktadır. Gaddeler Inşaat bitmeden çukurlar açılıyor Yeni yapılan caddelerin henüz inşaatı bitmeden bazı şirketlerin memurları kaldırımları sökmekte, çukurlar açmaktadır. Bu cümleden olarak havagazı şirketine mensup bir memur Cabi caddesinde inşaat devam ederken yapılan - kısımda bir şebekenin tamiri için kaldı- rımı sökmüştür. Bu esnada yoldan geçen vali ve belediye reisi Muhiddin bey bu hali görmüş, memurun bara“ ketini men ve belediye cezası yazılmak üzere kendisini karakola sevketmiştir. Bundan başka Tarlabaşı cad- desinde de bir şirket memurunun ruhsatiyesiz olarak caddeyi boz- duğu görülmüştür. Belediye, yeni yapılan caddelerin kaldırımlarının bozulmasına itiraz etmekle bera- ber şirketlerin mukaveleleri mu- cibince tamirat ve tesisat için belediyeden ruhsatname istedik- leri zaman belediye rubsatiye vermeğe mecburdur. Bu mahzuru kaldırmak ve yeniden yapılan bir caddenin o bozulmamasını temin etmek üzere yeni bir tedbir düşünülüyor. Şehir rehberi Rehber bu sene içinde basılacak İstanbul belediyesi Istanbuldaki binaların numaralarile sokakların isimlerini (değiştirdikten (sonra sokakları aramak istiyen posta, telgraf müvezzileri zabıta memur- ları ve halk sokakların yeni isim- lerini (o layıkile (o öğrenemedikle rinden büyük bir müşkilât karşı- sında kalıyorlar, bu suretle bir çok yanlışlıklar, şikâyetler oluyor. Bu yanlışlıklara mani olmak ve yeni sokakları halka ve âlâkadar- İara öğretmek üzere şehir meclisi bir şehir rehberi bastırmağa ka- rar vermişti. Şehir rehberi İstan- bulun umumi bir haritasını ihtiva etmekle beraber her mahallenin eski, yeni isimleri, sokakların eski o isimlerile (Oyeni isimleri karşılıklı bir cedvelde gösterile- cektir. Şehir rehberi bu sene içinde (basılarak (o alakadarlara dağıtılacaktır. Silivriden iki katil maznun getirildi Silivriden Hüseyin ve Abdur- rahman isimlerinde iki kişi geti- rilmiştir. Bunlar ikisi bir olarak Silivride Osman ağa isminde birini öldür- mekle mazuundurlar. Tahkikat evrakı agır ceza mak- kemesine verilecektir, Akşam ŞEHİR HABERLERİ Çuvala doldurmuş! Fakat tavuklar bağırmağa başlayınca yakayı ele verdi Zabıta azılı bir tavuk hırsızını evvelki gece cürmü (omeşhut halinde yakalamıştır. Son zamanlarda Yenişehir ci- varındaki evlere bir hırsız dadan- mış, bir çok tavuk aşırmiş ve bir türlü yaklanmamıştı. Evelki gece Yenişehirde oturan Yani (o efendinin O bahçesinden gürültüler, tavuk sesleri duyul- muştur. Yani efendi tavuk me- raklısı olduğu cibetle kümesinde bir çok kıymettar Ohayvanlar bulunmaktadır. Gece yarısı tavuk seslerini duyunca Yani efendi derhal yerinden fırlamış ve küme- sin önünde bir adamın tavukları yakalamaya uğraştığını görmüştür. Yani efendi bağırmaya başlamış ve polis devriyeleri (yetişerek bahçeye girmişlerdir. Hırsız bunları görünce duvar- dan atlayıp kaçmak istemişse de muvaffak olamamış, yakayı ele- vermiştir. Hırsızın kıpti Yaşar isminde biri olduğu anlaşılmıştır. Yaşar kümesten yakaladığı tavukları bir çuvala doldurmuş, hayvanlar ba- ğırmağa başlayınca çuvalın üstüne basarak susturmak istemiştir. Bu yüzden tavukların bir kısmı da ölmüştür. Yapılan otahkikatta o Yaşarın ötedenberi (o muhtelif semtlerde tavuk hırsızlığı yaptığı ve çaldığı tavukları başka semtlere götüre- rek satmatkta olduğu tespit edilmiştir. Yaşar (o cürümlerinin hepsini itiraf etmiştir. Iş kanınu Ticaret odası iş kanunu hak- kındaki tetkikatını ikmal etmiş, iktisat vekâletine (o gördermiştir. Verilen malümata göre, fabrika- ların ve işçi çalıştıran müessese- lerin ekserisi, bugünkü ( iktisadi şeraiti ileri sürerek sekiz saat mesainin sanayi müesseselerini daha ziyade zarara düşüreceğini ileri sürmektedirler. AKŞAM ABONE ücretleri e Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » 1AYLIK 150 » — me” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş ku ruşluk pul göndermek lâzımdır. Zilhiççe 22 — Kasım :173 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı a eş A ei Va. 4/0 54 1212 162 19,2 2043 e aaa Idarehane: Babıâli civarı Acımusluk sokağı No. 13 Susuzluk Bu yaz su sıkıntısı çekilmiyecekmiş Her sene mayıs gelince Kırk çeşme ve Halkalı suları azalır, temmuz ve ağustosta şiddetli bir su buhranı hasıl olur. Istanbul halkı ya para vererek uzak semt- lerden su getirmeğe mecbur olur, yahut ta evlerdeki kuyulardan istifade etmeğe kalkışır.JBu suretle susuzluktan mütevellit büyük bir ıztırap başlar. Temin edildiğine göre bu sene halk su sıkıntısı çekmiyecekmiş. Devamlı surette kar ve yağmur vağdığı için bentler tamamile dolmuştur. Şimdi belediye sular idaresi Istanbul çeşmelerini taşan sularla idare ediyor. Asıl bentlerin muhteviyatı kurak mevsim olan Mayıs ve Haziran aylarında sarfedilecektir. Binaen- aleyh bu sene bir susuzluk olma- yacağı temin ediliyor. Inşallah... Vilâyetler coğrafyası Dahiliye vekâleti vilâyetler coğ- rafyası diye bir eser neşredecektir. Vekâlet bu münasebetle, bütün vilâyetlerden malümat istemiştir. Vilâyetler ( coğrafyesinde, (her vilâyetin zirai , vaziyeti, yolları, köy işleri, madenleri hakkında malümat bulunacaktır. Eser bir kaç ay sonra ikmal edilecektir. Kurşun hırsızları 3 kişi iş üzerinde tevkif edildi Zabıta yeni bir kurşun hırsızı şebekesi meydana çıkarmıştır. Geçenlerde Eyipte Eyipsultan türbesinin üzerindeki kurşunlar çalınmış” hırsızlar bulunamamıştı, Polis merkezi bu türbe etrafında tertibat alarak beklemiye başla- mıştır. Evvelki gece el ayak çekildikten sonra iki kişi yavaşça türbeye yaklaşarak üzerine tırman- İ mağa başlamışlardır. Bu esnada tarassutta bulunan polisler türbenin etrafını sarmışlar ve kurşun hırsızların iş başında yakalanmışlardır. Bunların Hakkı ve Ismail isim- lerinde iki kişi oldukları anlaşıl- mıştır. likisi de Eyip sulb mah- kemesinin tevkif kararile adliyeye teslim edilmiştir. Ali Rıza isminde birisi de Be- yoğlunda Meşrutiyet caddesinde Saa- det apartmanı duvarına tırmanarak kurşun boruları sökerken devri- yeler tarafından cürmü meşhut halinde yakalanmıştır. Ali Rizanın da Eyipte yakalanan kurşun borularile alâkadar oldu- ğuna dair bazı deliller görüldü- günden tahkikata devam edir mektedir. Amca Beye göre... —2 Makine dünyası Tramvayla Beyoğluna çıkarken her zaman görürüm.. Bir came- kân, içinde makine ile çıkmış civcivler... Su içiyorlar, yem yi- yorlar, oynaşıyorlar... Bu küçük makinezadelere bakıp bakıp dü- şünürüm: Eğer insanların da böyle makine ile çıkması kabil olsa... Faraza (evlisiniz, o zevcenizin ebeveyni Avrupadan yeni gelmiş, son sistem bir makine... Kavga ediyorsunuz... Zevce hanım size kızınca; — Ben annemin evine gidiye- rum!.. diye bavulu toplayor ve gidiyor.. Nereye amma?.. Valde- sinin evine.. Dağru fabrikaya.. Yahut çocuğa meraklısınız, eh bu nimete de bir türlü kavuşa- mıyorsunuz.. Ne yapacaksınız?.. Makineye müracaat.. Fakat ondan evvel makineye yumurta koymak lâzım ki hararetten çatlasın ve içinden mahlük çıksın.. Yumur- taları koyuyorsunuz. Hemde ikiz olsun diye çift yumurta.. Makine bu, isterseniz dört, sekiz, on altı da koyun.. Kesenize güvenebili- yorsanız... Dokuz ay sonra ciğer pareleri- nizi, sevgili evlâtlarınızı görmek icin makine başına koşuyorsunuz... Amanalllah. Bu da ane?. Kapkara iki fellah!, Uzun uzun tetkikattan sonra anlıyorsunuz.. Meğer yu- murtacı size siyah tohumlu iki yumurta vermemiş mi?. Evlât bu.. Atsanız atılmaz, satsanız satılmaz.. Bir kerre bir halt edip çıkarmış- sınız.. Civcivler gibi camekânda herkesin gözleri önünde de büyü- temezsiniz ya.. almağa mecbursu- nuz... İki siyahi o ciğerpareniz büyüdükçe (o büyüyor.. Sokakta rastgeldikleriniz bir sizin bem- beyaz yüzünüze bir de sim siyah mahtum beylere bakıp: — Hay yaradana kurban ola- yım!. Mahdum beyler mi efendim?. diye izharı hayret ediyorlar. Siz bittabi derhal vaziyeti tenvir edi- yorsunuz : — Şey efendim.. Makine yan- lışlığı da... Yine bu bale şükredin. Ya Allah vermeşsin size yanlışlıkla iki Çinli, yahut Japon yumurtası vermiş olsalardı.. Altına ördek yumurtası konulmuş tavuğa döner- diniz.. Ördekler büyüyünce tavuk valde nasıl telâş eder... Mahdum- lar büyüyüp çatır çatır: — Janğ.. Çunğ.. Şung!. diye Çince konuştukları zaman siz ne yapardınız bilmem |.. Hikmet Feridun nunun yangının sebebi anlaşıldı Geçenlerde Mahmnt paşada üç defa arka rkaya tutuşup nihayet temamile yanan Gülizar mağazası etrafındaki polis tahkikatı ikmal edilmiştir. Zabıta (o tahkikatına (nazaran mağaza ilk defa ütü ateşinden, diğer iki defasında da elektrik kontağından tutuşmuştur. Bu hu- susta tanzim olunan tahkikat evrakı adliyeye verilmiştir. ee Fen boş durmuyor Amca Bey, şu yeni silâhlara bak hele: “Eee ei. .. Amerikalılar bir alet icat etmişler, fersahlzrca uzak mesafeden orduları, şehirleri yakıp kaleleri fettediyormuş. ..) ler bir makine yapmışlar, düşma- nın ne kadar topu, tüfeği varsa kendi tarafına çekiyormuğ... 1 (...) lar bir gaz meydana getirmişler, koklıyanın ağzından alev çıkıyormuş! Müthiş şeyler değil mi? Ni A. B. — Bunlar artık eskidi azizim! Şimdi kaleleri fethetmek için en yeni, en müthiş sildi “dostluk, tarl

Bu sayıdan diğer sayfalar: