30 Haziran 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3

30 Haziran 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A a A 30 Haziran 1293 Akşam AKŞAMDAN AKŞAMA Kulakları çınlasın! Başın her tarafındaki saçlar kesilmiş, sade tepede bir tutam kıl... Burunda bağa gözlükler... Elde kalın bekçi sopası kâri baston... Sırtta omuzları içten yastıklı, ince belli caket... Caketin altında renga renk bir sveter... Çarliston paçalı pantalon... Dret- nota top attıran ayakkaplar.. Ağızda, pipo... Piponun dumanile karışık ingilizce yanlış yunluş, terstürs kulaktan dolma kelimeler. Bu tertip gençlerin meclisinde bulunurken, tesadüfen felsefeden, edebiyattan ve umumiyetle mü- cerret (o ilimlerden (bahsedecek olursanız, istihfafla gülerler... Size, âdeta: “— Ne modası geçmiş insan!,, - diye, sanki acmacak bir mahlük- muşsunuz gibi bakarlar,.. Eskiden de bir cereyan vardı: Derlerdi ki, güya, bir insamn iyi şair olabilmesi için hiç bir şey okumaması, fenden, ilimden ha- berdar ( bulunmamasi lâzımmış. Öğrendiği: şeyler, şairin tahassü- sündeki safiyeti bozarmış... İşte, kendilerini asri satan yukarda anlattığım: tavz gençlerin de kanaatları böyle: Harsa ve irfana taalluk eden şeyleri, amerikanis- min icabatından olan spor; radyo, gramofon, dans, saat beş çayı, ve sair asriliklere zıt sanıyorlar. Nazarlarında bir feylesof, bir şair; bir ressam gülünç insanlar... Bana kalırsa, bu çeşit insanlar, sinemanın sessiz zamanında doğ- ması icap eden tiplerdir. Ko- nuşmıyan perde artistlerinin mu- kallididir... Bir zamanlar, aktör- lerin ne dediği belli olmıyordu. Halbuki şimdi, bilmek icap eder ki, Amerikada yapılan filimlerin bile sözlerinde şiir, edebiyat, zekâ, malümat, şiir hâkimdir... “Asri, şekil ve şimailli insan, hars ve irfanla alâkası kesmemiştir. Bu yazıyı yazdığım esnada odaya bizim spor muharriri Eşref Şefik girdi. Şehrimize gelen Fransız futbolculara mihmandarlık etmiş... Arkadaşımız heyecan içindeydi : — Görmeyin çocukları ! - diyor.- sporcu değil, sanki hepsi, birer fikir adamı... Fransız edebiyatın- dan, tiyatrosundan ve son fikir cereyanlarından en salâhiyettar bir lisanla bahsediyorlar. Içlerin- den biri köprüyü “geçerken Istan- bulun güzelliğine bakarak dedi ki, “Ne güzel ne masmavi şehriniz var! Vakıa İstanbulu Pierre Loti” nin bize anlattığı gibi, kafesli, yaşmaklı görmedik! Fakat ka- pitülasionları kaldırmış, istiklâli tamam olmuş bir hava içinde nefes alıyorsunuz! İstiklal ne güzel ne tatlı şeydir!,, Hulâsa, tam münevver adamlar... Her cümlelerin bir zekâ, bir nükte, bir malümat izi saklı... Demek ki, asri ve irfanla alâkayı kesmek mana- sına gelmiyormuş!... (Kulakları çınlasın bütün muhaverelerini : — Bir şüt attım!.. Bir yumruk olmak, hars | mmm İNEN İ ŞEHİR HABERLERİ Florya plâjı Plâjın hadudunu tayin için tetkikat yapılıyor Florya plâjını satın almak üzere belediyenin tetkikata başladığını yazmıştık. Daimi encümen. ile beraber belediye fen heyeti emlâk ve erazinin hudut, vaziyet ve alâ- kalarını tetkik ile meşgul olmak- tadır. Plâjın ve etrafındaki erazinin hudutları ve alâkadarların vaziyeti taayyün ettikten sonra istimlâke başlahacaktır. Belediye, plâjı istimlâk etmek için oyalnız plâjn (bulunduğu eraziyi değil, plâjın teferrüatından addedilen Barıtçıbaşı çiftliğini de satın almak istiyor. (Belediye Barıtçıbaşı çiftliğini. plâjın tefer- rüatından addediyor. Barıtçı çayı- rı da istimlâk edilirse belediye, daha ucuza mal edeceğini tahmin ediyor. İş ararken... Meçhul müteahhit bir safdili dolandırdı Salih isminde birisi Galatada iş aramak üzere dolaşırken önüne bir adam çıkarak kendisini müteahhit olduğunu ve istersen derhal iş bulacağını söylemiştir. Salih buna inanarak heman kabul etmiş ve elinde bulunan bir mıktar parayı da kayıt ve saire masrafı olmak üzere müteahhit olduğunu söyliyen adama vermiştir Meçhul müteahhit paraları al duktan sonra yüksek ücretli bir iş bulacağımı ve ertesi gün ayni dahveye gelip baber vereceğini söyliyerek savuşmuştur. Aradan bir kaç gün geçtiği halde müteahhidin. geldiğini gör- meyince Salih polise haber ver- miştir. Yapılan tahkikat neticesinde bunun Mehmet isminde birisi olduğu anlaşılmış ve kendisi ya- kalanmıştır. Belediyede teftiş Vali ve belediye reisi Muhittin bey dün sabah erkenden belediye dairesine gelmiştir. Muhittin bey teftiş heyeti müdiri Tevfik bey vasıtasile belediye şubelerini ve kalem odalarını teftiş ettirmiş ve | vazifeleri başınada o bulunmıyan memurların cezalandırılması em- retmiştir. Yangın söndürme âletleri Devair ve devlet müessesatı tarafından satım alınan yangın söndürme âletlerinden bir kısmının sahte olduğu anlaşılmıştır. Fazla istihsal Trikotajcılar arasında muzır bir rekabet Trikotajcılar arasında rekabet devam etmektedir. Bu trikotajer lardan bazıları, sanayi: müdiriye- tine müracaat ederek, kanuni bir şekilde bu rekabetin önüne ge- çilmesini temenni etmişlerdir. Sanayi müdüriyeti, bundan bir müddet evvel, trikotaj ve diğer sanayi erbabı arasındaki rekabet hadiseleri hakkında iktisat vekâ- letinin mütalâasını göndermiştir. Memleketimizdeki sanayi erba- bı. arasında fena bir itiyat var- dır. Bir müteşebbis bir sahada muvaffak oldu mu, bütün sermaye sahipleri paralarını, o işe dökü- yorlar. Bunun neticesi olarak, o sahada memleketin ihtiyacından fazla istihsal oluyor. Netice 'tibarile, sanayi: erbabı arasında başlıyan: rekabet yüzün- den, bir çokları ziyan ediyorlar. Trikotaj sanayii, buna iyi bir misal teşkil etmektedir. Son zamanlarda, çikolata sana- yii de, memleketin istihlâk kabi- liyeti fevkinde inkişaf etmiştir. Bu işte kâr olduğunu görenler, fabrika açmağa teşebbüs etmiş- lerdir. Bir sanayi müfettişinin verdiği izahata bakılırsa, Türki- yede günde iki vagon çikolata çıkarmak Ooo kabildir. o Halbuki Türkiye obunu ne bir günde sarfedebilir, ne de harice satabi- lir, bu suretle ihtiyaçtan fazla mal çıkmış olur. Milli sanayii ve bu sanayie dö- külen sermayeyi bu gibi hadiseler- den korumak için, kanuni bir tahdide ihtiyaç ve zaruret olduğu ileri sürülmektedir. Yeni teşkil edilecek olan sanayi ofisine bu gibi vazifeler ve salâhiyet veril- mesi döşünülmektedir. Deniz ticaret mektebinden mezun olanlar Bu sene deniz ticareti mekte- binden 6 talebe mezun olmuştur. Bunlardan biri çarhçı diğerleri kaptandır. ABONE ücretleri — — 777 Türkiye Ecnebi SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş: 6GAYLIK 750 » 1450 » 3AYLIK 400 » 800 » TAYLIK 150 » — m” Abone ücretleri doğrudan doğruya AKŞAM idaresi namına gönderilmelidir. Adres tebdili için yirmi beş kur ruşluk pul göndermek lâzımdır. Sefer 25 — Ruzuhızır 56 5. İmsâk Güneş Öğle İkindi Akşan Yatsı E. 6,26 847 432 8,33 12 2,5 Va. 2,12 4,37 12,17 16,18 19,45 2148 900 bin lira Terkos ve plâja tahsisine izin verildi Belediyenin Periye-bankasından istikraz ettiği paraya mukabil Ziraat ve Iş bankalarma tevdi ettiği paradan 900 küsur bin liranın varidat? temin edecek bir işe hasredilmek: şartile belediyece sarfedilmesine (OMaliye vekâleti tarafından muvafakat edilmişti. Belediye bu paranın bir kısmı ile terkos su tesisatının mübaya- asına, bir kısmı ile de Florya plâjının istimlâkine karar vermiş ve şehir meclisinden aldığı kararı hükümetin tasdikine arzetmişti. Vekâletten O belediyeye gelen: bir emirde bu paraların belediye: tarafından bu iki işe tahsis edi- lebileceği ve paranın belediye emrine tahsisi oiçin bankalara tebliğat yapıldığı bildirilmiştir. Yağlı müşteri Eczaneden kutu kutu ilâç aşırmış! Evvelki gün Edirnekapıda garip bir hırsız yakalanmıştır. Müteaddit sabıkalarr olan Recep ismindeki bu adam evvelki gün Edirnekapıda Mehmet Arif beyin eczanesine giderek ilâç alaca- ğını söylemiş ve üzerinde ilâç isimleri yazılı bir kâğıdı kalfa Fehmi efendiye vermiştir. Fehmi efendi ilâçlarla meşgul bulunduğu bir sırada Recep dolapların önüne yaklaşarak do- laptan eline geçirdiği ilâç kutu- larını ceplerine yerleştirmiştir. Recep kutuları ve şişeleri cebine doldurduktan sonra istediği ilâç- ları almadan kapıdan çıkmıştır. Bu sırada kalfa Fehmi efendi müşterinin cepleri tıklım teklim dolu olarak çıkmakta olduğunu görerek arkasından koşmuş ve polise haber vermiştir. Recep yakalandığı zaman yirmi lira kadar tutam bu ilâçları başka eczaneden aldığım iddia etmek istemişse de kutuların üzerindeki damğalardan bunların Arif beyin eczanesinden calındığı O anlaşıl- mıştır. Recep adliyeye verilecektir. Çırpıcıda bulunan ceset Çırpıcıda bulunan ve bilâhare Naciye hanım isminde bir kadına ait olduğu anlaşılan ceset etra- fında polis 2 inci şube birinci kısımla Ojandarma müştereken tahkikata devam etmektedir. Kadının parasına tamaan öl- dürmekle maznunen isticvap edil- mekte olan iki kişiden maada dün dört kişinin daha ifadeleri Eski âdetler Eski tabirler Eski masallar Halk bilgisi etrafında şimdiye kadar yapılan tetkiklerin bir rehberi elime geçti. “ Halk bilgisi klavuzu ,, ismindeki bu küçük kitapta neler var neler.. Eski halk yale Pine bilmecelerin- iy an, sözatma tarzlarından, O darbımesellerden, tekerlemelerden, garip âdetlerden. de güzel misaller alınmış.. Meselâ eskiden sokakta giden kadınlara bazı harfendazlar şöyle takılırlar mış: “ — Elmadağına kar yağmış, serpintisi buraya düşmüş. Kara- man koyunu gibi öğünüyor ( sallanıyor )...... vi Kocaya varmayıp ta evde kalan genç kızlar kendi kendilerine şöyle dert yanarlarmış : “ Oturdum kaldım, kogıya daldım eller kocaya vardı gene ben kaldım. » Bu iktisadi buhranda genç kız- larımızdan hiç birinin böyle dert yanmasını temenni etmem.. Ne ise kitabın diğer bahislerine ge- çelim. Halk bilgisi tetkikatına nazaran kadınlara balik arasında “köroğlu, , “eksik etek,, , “kaşık ortağı, gibi tabirlerden başka iki isim daha verilirmiş: “Kana- yaklı,, “küldöken,,... Fakat şurasını işaret edelim ki bunlar arasında “kaşık düşmanı, eksik, yahut da “kaşık ortağı,, “ kaşık düşmanı,, olacak... Halk bilgisi klavuzunda en ziyade nazarı dikkatimi celbeden kısım âdetler bahsr iie al doğumu kolaylaştırmak için kocayı hamile kadımn üzerinden zıp zıp sıçıratırlar ouzun atlatırlarmış. Müşkil iş doğrusu... Haydi uzun atlama şampiyonu olsamz neyse fakat atlamaktan hiç hoşlanma- dığınız halde entariniz sırtta, ebe hanımın karşısında mütemadiyen zevcenizin üstünden bir yandan öteki yana atlamak! Her baba- yeğidin yapacağı iş değildir!.. Bir delikanlı evlenmek istedi mi sofrada otururken birdenbire ka- şığını pilâv tasının ortasına diker- miş... Ozaman delikanlının mak- sadı anlaşılır. Hemen hanım paçaları sıvar görücüye çıkaraış... Sonra kitapta hakiki vakalar var. Meselâ bir damat iç güveği olduğu halde 30 sene kainpe- derile görüşmemiş. Her halde Hâmit Zübeyr bey tarafından hazırlanan bu küçük kitap kıy- metli olduğu kadar da eğlence- lidir. Hikmet Feridun Bir tashih Dünkü nüshamızda mekteplerde yapılan Obakalorya (imtihanları neticesinde Feyzi Âtiden 49 tale- beden 20 talebe muvaffak olama- dığı halde sehven 27 talebeden 20 si olarak gösterilmiştir. Birinci devrede de 56 talebeden elli biri kazanmış, beşi muvaffak olama- mıştır. Şişli Tarakki lisesi talebesi en e kl la a AZ LA vurdum |... - çerçevesine (sokan Dahiliye vekâleti sahte âlet | Idarehane: Babiâli civarı alınmıştır. imtihan neticesinde kâmilen mu- “Asri, lerin... alınmaması hakkında vilâyetlere İl Acımusluk sokağı No. 13 ! Tahkikatın bugün ikmal edil | vaffak oldukları halde aksi mana (Ve-Nü) tebligat yapmıştır. | mesi muhtemeldir. çıktığından bunu da tashih ederiz. — Bizim biraderin hâli berbat > Amca bey... A.B. — Hayrola?... — Abayı yakmış... Amca Beye göre... | ... Deli, divane oluyor... .. Gece gündüz kızın peşinde!, Ile desti izdivacını talep edeceğim diyorL.. -. Seninle hukuku kadimemiz vardır, ne yapsın söyle? A.B. — Yapacak şey basit iki gözüm: Evvelâ hesap öğrensini

Bu sayıdan diğer sayfalar: