20 Eylül 1932 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7

20 Eylül 1932 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

20 Eylül 1992 Akı Boğaziçi gittikçe çirkinleşiyor.. Yalılar eskilikten dökülecek gibi bir hale gelmiş.. Rıhtımlar aşınmış Eski şairlere ilham veren gölgeli koylarda Karpuz çatlatan çeşmesinde, dar sokal Yalnız insanlar değil semtler de iktiyarlayor. Çirkinleşiyor güzel- liklerini kaybediyor... Bazı güzel- ler vardır, gözleri ayrı bir şiirdir. Dudakları bir musiki parçası ka dar güzeldir. Saçlarının rüzgârda dalgalanışı insanın içinde tuhaf tuhaf örpermeler verir. Ağzının yukarıya doğru kıvrık kenarı içi- nizi gıcıklar. Beyaz ellerinin par- makları bir misraa dizilen keli meler kadar güzeldir. Fakat aradan seneler geçer. Bir gün köprünün üstünde ak Saçlı bir kdınla karşılaşırsınız, ne gözler eski gözlerdir, ne ak saçlar artık © içinize örpermeler vir. Ne dudakları size bir musiki parçası gibi gelir. Ellerinin par makları bir mısraa dizilmiş aşk kelimeleri | gibi dalda yapışık beş çürük muz gibi uzaktan çi çi görünür. işte bu sefer Kavağa kadar gidişimde ben zavallı Boğaziçini böyle buldum. Köprü üstünde rasgeldiğiniz ak saçlı kadınla bugünkü Boğaziçi arasında bir tek fark var, o da güzel kadının kendi kendine ihtiyarlayıp çirk Yeşmesi, Boğazın zorla çirkinleş- törilimesidir. Eski güzel yalılar artık eski- likten dağılacak bir hale gelmiş, seksen sekiz kere verilen emirlere rağmen büyük ecnebi vapurların son hızla geçmesinden dalgalar rıbtımları aşındırmış.. Eski şairlere ilham veren koylarda büyük kömür dağları yükselmiş hayvanlardan vakit bulup (a su dolduranlar, Istanbulun en ve Tâvhal depolarından yükselen tozlar te- pelerdaki" ağaçların rengini bile değiştirmiş. Siz yeşil siyahı renkte çam ağacı gördünüz mü?. Bütün Ortaköyün üstündeki tepelerin çamları böyle... Eski güzel Boğaz şairlerine tomar tomâr | şlr yazdırırmış, Açın bundan 15 - 20 sene evvelki ki- tapları.. Bunlarda Beykoz diye meşbur bir eğlence yeri, Sütlüce diye meşhur üstünde Yuşa tepesi diye eğlen- cesile meşhur bir tepe. Bir Çam- ca, bir Fındık suyu, bir Fıstık suyu, bir Hünkâr suyu bulursunuz. Simdi. bunlar “baki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş, oldu. Boğazda yıldızının parlaklığını muhafaza eden Büyükdere kaldı. Zavallı Boğazi Vapurumuz sabile yakın iler- dikçe büyük büyük yalıların önün- den geçiyoruz. Hepsinin de üs tünde aynı kelimeleri taşıyan Tâvhalar asılır o“ Kiralık tütün deposu, Bazılarının lâvhaları uzun za durduğu için güneş- vapur dumanından kararmış bir halde. Ben bu eski paşa, sadrâzam yalılarını eski Rus cenerallarna benzetiyordum. Vaktile | büyük üniforması, kalın tüylü kalpağı, göğsünü bir baştan bir başa dol duran nişanlarile pür azamet bir ceneral... Sonra Istanbula geliyor, başından o tüylü kalpağını, sırtın: dan kalın “kilrkiünü” çıkânyor; ya lan biri, Boğaza bir bakış Gardenbara kapıcı alıyo, şoför... Bu yalıların eski inin etrafına tütün balyaları sıralamışlar, kiminin denize inen süslü merdivenlerine büyük bir salapurya Boğaz içi denince ii la her şeyden evvel güzel yalı- lar gelirdi. İşte boğaz yalılarının şimdiki hali böyledir. Taksimde, “Ayaspaşada, Fatihte, Lâlelide kat Kut apartımanlar yükselirken boğaz. yalıları yavaş yavaş maziye karı- iyor. Boğazın öyle güzel yerleri var- dır ki İstanbulluların çoğu bu gü- zellikleri bilmez. Meselâ Sarıyerde bir sokağın köşesinden dönersin çarşıya doğru kıvrılırsınız, çarşının tam ortasında oluk oluk akan bir çeşme... Halk ve esnaf bu çeşmeye “karpuz ça Su en sıcak ağustos gününde bile o kadar soğuktur, karpuz değil, tungtan gülle atsanız çatlıyacak, şahrem şahremi Eskiden işitmiştim. Ayaz ağa giftliğinde bir sa varmış. Abdül gaziz bu suyun başına geçip bütün bir kuzuyu çatır çatır ayı- nr ve en küçük kemikteki iliğe varıncaya kadar olduğu gibi göv- karimi Onları SARA bu sudan bir bardak içince etra- fındakilere bir verirmiş: haberi beşaret Berlin m ektupları Von Papenin iktisadi programının esasları Ekseriyet programın iyi bir netice vereceğini ümit ediyor Berlin, 11 (Hus borsalarında esbam fiatlerinin yikseiş devam ediyor. Yükseliş se senetlerinde yüzde On derecesindedir. Maamafih, bazi esham yüzde 6-8 fırlamıştır. Bir çok yerlerden mübayaa emirleri geliyor. Bu yükselişlerin sebebi senetlerini çıkarmış olan. firmaların yeni işler yaparak fazla kâr temin edebilecekleri hakkın- da kanaat hasıl olmasıdır. Bu kanaati ortaya atan sebep Alman hükümetinin hazırladığı yeni kararnamedir. Von Hindenburgun imzaladığı yeni kararname 4 fasıldan müte- gekkildir. 1 - Iktisadi. kolaylık, 2 - İçtimai tabirler, 3 - Kredi tetbirleri, 4 - Mali tedbirler. Bu maddeler heyeti umumiyesi itibarile başvekil M. Papenin ağustosun sonunda Münster şeb rinde söylediği nutkunda yapa- cağından bahseylediği iktisadi ve mali proğramdır. Yeni kararname ile iktisadi faaliyeti canlandırmak için hükü- met “vergi bonoları çıkartıyor. 1 Teşrinievvel | 1932. dan itibaren bir sene © müddetle, kim vergisini tanır vaktinde verirse, verdiği verginin yüzde kırkı nispetinde ona bir bono verilecektir. Bu bono gene hükü- mete 1934-1939 senelerinde vergi mukabili para gibi verilebilir. Bu suretle hükümet vergilerde nak- ten tenzilât yapmamakla beraber gene mühim tenzilât yapmış olu” yor. Bu bonolar yüzde 4 faizlidir, tulabilir, her borsada vergiden 'muaf olarak muamele görür. Bilhassa bunlar mukabilinde kredi temin etmek kolaylıkla mümkündür. Bonolar yalnız iktisadi faaliyeti ezen vergilerde şamildir. Diğer bir madde mucibince, amelesini çoğaltan imalâthanelere, beher fazla aldığı amele için hükümet senede 400 mark prim verecektir. - Lâkin suretle işsiz ameleye © verdiği himaye parasını tasarruf edecektir. mukabili olarak bir Bu suda öyle. yemekden kalk- tikdan bir saat sonra şöyle bir saat sonra şöyle bir karpuz çat latan çeşmesine uğrayıverin, soğuk ğuk bir bardak yuvarlayın. Biraz. geçince midenizde ziller çalmağa başlar, açıkırsınız. Bence Swıyar çarşısının içindeki bu sc, k cu bütün Istanbul sularının en nefis- lerindendir,. Bu seferki gidişimde bir de baktım çeşmenin en ateşli müda- vimleri köpekle, araba beygirleri e e bunlardan bir fırsat bulup ta çeş meye yanaşabilirse ne âlâ... Hayır bir şey değil köpekler ve saire günde 10-15 kerre bu sudan içiyorlar. Eğer su bunlarda da aynı acıkma tesirini gösterirse iş fenadır. Artık beygir sahiple- rinin, eşelieri olan zerzevatçıların vay haline. Menfaatleri icabına hayvanlarına bu sudan içirmeme- lidirler. Güzel yalıların, güzel suların, şairane koyların bugünkü bali işte böyle.. Boğazın Rumeli sahili karşı kıyıya nazaran biraz daha mamurcadır. Fakat Anadolu sahi- çok yerlerde oturmak epi müşküldür. Meselâ Kandilli tepeleri boğazın” en güzelyerle” : ine Alman başvekili Von Papan buçuk milyar marklık bono ve- rilecektir. Prim olarak vermek üzere 700 milyon mark ayrılmıştır. Bu para tamamen tediye olunursa 1,750,000 işsiz amele yeniden işe girmiş demek olacaktır. Amelesini çoğaltan müesseseler, bir nisbet dahilinde amele yev miyelerinden yüzde 12 derecesin- ge kesebilceklerdir. Bu süretle ) fazla ameleyi çalıştırmak teşvik | edilmiş olacaktır. Yeni kararnamenin nasıl ameli melice vereceğini herkes merakla bekliyor. — Ekseriyet ümitvardır. Yalnız çifçi teşkilâtı kararnameye muarız. olmuştur, Kararname mucibice çifçiler gerçi erazi vergisinin yüzde kırkı kadar bono alacaklar, ve pastö- İ rize sütler de vergiden muaf | tutulacaktır. Fakat bunlar prog- ramı nakıs buluyorlar, Çifçilere göre sanayii dahili mahrece nazaran tebdil olunmalı, Zirai mahsuller şiddetle himaye gilmel kontenjan usulü konma. dr. rinden biridir. Kandilli tepesinden bir gurup seyrettim. Tadı bali 'damağımdadı Fakat bir gün yolunuz Kandil liye düşerse ve günlerden per şembe değilse bu güzel yerde gördüğünüz manzara ile yalnız gıdayı ruhunuzu temin edersiniz. Fakat görüp göreceği kadardır. Zira Kandillinin yegâne bakkalı kapalı ve başka bir ahçı dükkâ itçi, sütçü, börek ve saire olmadığı için midenizin gıdasını bulamazsınız. Kandillide rasathane bulmak kabildir. Fakat bakkal dükkân, lokanta bulmak imkânsızdır.. Rumeli sahilinde belediye faa- liyetleri göze çarpıyor; meselâ bazı sokaklara koca koca lâvbalar İ asılmış, bu: sokaklar oklarla gös- terilmiş.. Yenimaballenin sabil cihetinde iskele caddesine açılan iki mühim sokağı var. Bu iki sokağı da belediye bu lâvhalarla, oklarla göstermiş. Fakat bu iki sokağın ikisi de yirmi altışar san» tim genişliğindedir!.. Belki lstan- | bulun en dar sokakları. Bu lâve | halar ve oklar 26 santimlik 50- kakta ne tuhaf duruyor. Die Boğazda belediye faaliyeti de bü merkezdedir. Zavallı Boğaziçi.. . Hikmet: Feridun

Bu sayıdan diğer sayfalar: