27 Haziran 1934 Tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6

27 Haziran 1934 tarihli Akşam Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKŞAM 27 Haziran 1934 Fransada yeni bir rezalet - Casusluk cürmü ile tevkif edilen zabit şahsi kine kurban mı oldu? Fransanın Belfort levazım dairesinde cereyan eden garip hadiseler Fransız gazetelerini takip eden- Fransada rezaletlerin, skan- ini bilirler. Stavisky rezaleti, hâ- kim Prince'in esrarengiz katli hadiselerinin akitleri daha din- meden yeni bir skandal patlak verdi. Bu da Froge meselesidir. Bu mesele, 1933 senesinde meydana çıktığı halde ancak son zaman- larda patlak vermiştir. Meselenin esasmı çasusluk, yani vatana hi yanet teşkil eder. Maznun Fran- &z levazım zabitlerinden Jorz Frogedir. Frogeler üç kardeştir ve üçü de Fransız ordusunda zabittir. Maznun Jorj Frogâ, o umumi barp patladığı zamaf harbiye mektebine devam ettiği halde, or- duya gönüllü sıfatile iltihak et miş, Verdun cephesinde, kahra- manca harbetmiş, iki defa yara lanmış, üç defa ordu emri yev- misinde ismi zikredilmiş ve bu kahramanlığı sayesinde, mülâzim- Tiğe terfi edilmiştir. Harp bittik- len sonra ilki sene de Fas cep- besinde hizmet etmiş, yüzbaşılığ terfi edince İevazim sınıfına nak- ederek askeri levazım mektebi Alisine girmiştir. 0 deri Frog levazım mektebin “den çıkınca Belfort levazım re © muavinliğine tayin edilmiştir. © “lori bü yeni vazifesinde, faali- yeli ve sıkı disiplini ile derhal | kendisini tanıtmış, fakat Belfort levazım dairesini bir o randevu iş olan arkadaşları: düşmanlığını kazanmıştır. Hattâ zabit arkadaşlarından biri bir gün daire daktilosunu elinde tabanca ile kovalarken yakalan- ış, diğer bir arkadaşı da adabi ümumiyeye muhalif hareket cür- münden dolayı mahküm olmuştur. Hattâ bir gün na harp mahillerine mah: dan yüz bin frangi, o ne müracaat edecek olan Belfort ç mebusuna derhal (vermesini tele- © Fonlu emrettiği zâman Jorj Fro- gös muhasibi mesul sıfatile harp ( malüllerine ait olan bu parayi © Kimseye veremiyeceğini kati bir li- sanla söylemiştir. © Jorj Frogâs böyle kirli bir mu- hit içinde çalışırken, levazım dai resinden harp malüllerinin fişleri kaybolmuş, başka bir gün de harn vukuunda, Belfort istihkâmı gar Dizonunun İagesi ne suretle temini edileceğine dair olan levazım rei- si Derangucnin kasasından sirro- lup gitmiştir. Kasanın anahtarı levazım reisi Deran- rinde © bulunuyordu. © İste hadise, buradan patlak ver. © miştir. Belfort istihkâmi iaşe plâninini ortadan kaybolmasi — meselesine tabintile zabıta vaziyet etmiş ve tahkikata başlamıştır. Bir gün Jorj, Frogö dairesinde çalışirkeri — telefon çalmış ve âmiri Deren- ave: — Azizim, beni polis komiser. — liğinde bulunuyorum. Buraya ka- dar beni görmeğe geliniz, Zabita sizden bazi malümat soracak. evine çeviri Maznun Frog& çocukları Casus Kri Sonra beraber döneriz demiş. Frogâ, doğruca polis dai gitmiş, kendisini kapıdan içeri irerken, âmiri dışarı çıkarak, elini sıkmış ve acele bir işi çık- tığı cihetle, kendisini /bekliyemi- yeceğini söyliyerek yürüyüp git miştir, Frogös komiserin odasına girer girmez, kendisini bekliyen yedi polis ile karşılaşmış ve ken- disi tam on dört saat süren siki bir sorguya çekilmiştir. Polisler, kendisini isticvap eder- lerken, Belfrot istihkâminin plân- larını düşmanlara satmal ve ca- suslarla münasebette bulunmakla mütteher bulunduğunu söylemiş lerdir. Tabiatile Frogâs bu ithamı ları şiddetle reddetmiştir. Biri ka- dın, diğeri erkek iki stan mektup aldığı söylenince bu mek- tupların gösterilmesini istemiştir. Tahkikatı yapan komiser Os wald isticvap esnasında, Frogâyi itirafa sevketmek için: — Size gönderilen mektuplari aşıranı aramağa vaktimiz yok. Meseleyi bitirmek için mektuplar aldığınızı, fakat size yapıları tek- Hifleri manasız bulduğunuz cihetle, Yirttığınızı bize itiraf ediniz, me- sele kapanir gider demiş, fakat Frogâ Bunun üzerine levazim vininin evinde ve dairesinde, üç defa araştırma yapılmiş, fakat ithamina medar olacak bir şey bu- lunsmayinca, "kendisinin serbes birakılmasina lüzum görülmüştür. Bu hadiseler, 1933 senesi 11 kânunuse du. Aradan bir seneyi mütecaviz bir zaman geçlikten sonra Pariste isinde cereyan ediyor. Krauss namında Lehli bir casus alanmış, Almanyanın hizme- Bunun üzerine casus Krauss muhafaza altında Belforda götü- rülmüş Frogö ile görüştüğü yer. leri, ikametgâhımı ve saireyi iddin edilen bu adam, e Belforla ait plân- Hususi hastaneler. Muhterem Akşamı gazetesinin, akşamdan akşama sütununun kıy- metli muharriri, 22 haziran 1934 cuma nüshasında bu isimde bir ma. kale neşrettiler. Her biri şahsi te- şebbüs, yorulmak bilmiyen bir say ve azmin mahsulü olen bu milli müesserelerimize karşı muhterem muharririn yaptığı tenkitlere, (Hu- susi hastaneler cemiyeti) namına kâtibi umumi sıfatile cevap ver- meden evvel, kendilerine bu yar zılarından dolayı teşekkür etmek rim, Çünkü: Bu sayede herke- hassa alâkadar makam- ların dikkatlerini müesseselerimiz. zerine çevirmiş, ve bize de bazı hakikatleri söylemek fı miş oluyorli Muharrir larını tevdi ettikleri müesseseler- den ufak tefek şikâyetleri olabilir. Fakat bunları hastane sahibine söyliyerek ekseriya bertaraf et mek mümkündür. Zannetmiyorum ki kendilerinin, gazete sütunları- na yazacak kadar, büyük şikâyet- leri olsun!, Hususile ecnebi omuz omuza gidip, onlara rekabet eden ve muhterem halkımızı. bu müesseselere muhtaç olmaktan müstağni kılan bu milli yurtları, taşradan gelen hastalardan para çekmek için açılmış birer ticaret hane diye tavsif etmek büyük bir haksızlık ve ağır bir ithamdır. Bir defa taşradan, eskisine nazaran çok az hasta gelmektedir. Taşra» ve herkesin, hasta- dan gelenler yurtlarımızda yatan | hastaların üçte birini bile teşkil hastanelerle | zer birer göstermiş, bu delğil kar- şında Jorj Frogö tevkif edilmiş- ir. Jorj Froge casusun itirafları- ma ve sair delillere rağmen masu- etmekte, kendisinin bir takım iftiralara ve entrikalara kurban gittiğini söylemektedir. Jorj Frog& bu masumiyet idi larında yalnız kalmamiş, Fransiz) etmiyor. Sonra biz yatan hastalar- 'dan ulu orta para almıyoruz. Sıh- hiye vekâleti celilesine verdiği t cetveli dahilinde ve hattâ ik- sadi buhran zuhur ettiğinden beri, normal fiatlerimizden daima Tenzilât yaparak hasta kabul et- mekteyiz. ordusunda biri mütekeit binbaşi, Baiz olen iki kardeşi bu masumi- yet mücadelesinde kendisine ilti- hak eylemişlerdir. Hatâ Jorjun büyük kardeşi binbaşı Kristion, imezuniyetle Belforda giderek kardeşi aleyhinde şehadette bulu- nan levazım reisi Derangueyi 80- kak ortasında kırbaçlamış, maz- kardeşi de Fransanın muhtelif kardeş ve iftiraların mürettibi Frogö ailerini şahsi bir kin yüzünden mahvetmek istiyen müstemleke kıtaatı kumanda: tenkip, bir dostile beraber sabık Fransız mukabil casusluk teşkilât, reisi M. Duclouxyu ziyaret ettiği ğini bağira bağıra söylemiştir: «— Eğer iki hafta evvel hani müracaat etmiş olsaydıniz mese- zeleler bu meseleyi parmaklarina doladıktan sonra bir şey yapı” mam. Çünkü dairemin şeref ve haysiyeti mevzuu bahistir.» Her hinlde Frogö meselesi, yeni bir rezaletin başlangici addedil. mektedi Tekirdağ zahire borsasında Tekirdağ 24 (Hususi) — Bu hafta şehrimiz zahire ve Hcaret borsasında mi za intihabı yapılmıştır. Borsada muamele gören maddeler gu fiatlor özerin- den satılıyor: Buğday 3,30, arpa 215, mine 5,09, çavdar 1,15, diğeri muvazzaf binbaşi rütbesini nunun mütekait binbaşı olan diğer yerlerinde verdiği konferanslarda. in masumiyetinde şiddetle israr ederek bütün bu entrikaların Bühner olduğu: mu, hatti kardeşinin tevkifini mü- zaman kendisine şu cevabi verdi eyi örtbas edebilirdim. Fakat ga « iztıraplarını hı Muhterem Akşamci beyefendi. hususi hastanelerimizin fazla pa- ra kazandıklarını. zannediyorlar. 8a, bunda çok aldandıklarını s lemek isterim. Zira yalnız son bir sene zarfında, üçü İstanbul tara- fında ve biri Beyoğlu cihetinde ol- mak üzere dört sıhhat yurdunun, sirf masrafını çıkaramamak yü inden kapandığını büyük tees- sürlerle arzederim. İstanbulda mevcut bütün ecne- bi hastaneler her sene hükümet” lerinden bir çok tazminat aldık- ları ve yardım gördükleri halde, milli sıhhat yuvalarımız seneler. denberi, hattâ teessüslerindenberi buna benzer bir muavenete maz- har olmamışlar ve kendilerinden lep edilen müteaddit vergi ve iğer tekâlifi seve seve, büyük bir memnuniyetle vermişlerdir. ne gelince Bu hususta her mücs- sesenin sıhhat kaidelerine uygun olacak şekilde temizlik yaptırdı Gani, hususile muharrir beyefendi- nin buyurdukları süpürge ile pürmenin, hiç bir hastane için mev. Zuu bahsolmadığını zikretmek İs- terim. Bakım cihetinden ise, har yatlarıni bile esirgemeksizin has- talarına bakan, ve onların elem ve ifletheğe çalışan, pek çok hasta bakıcıları malik olduğumuzu, iftiharla söylerim. Milli yurtlarimızın, hükümeti. miz tarafından her an teftiş edil. mesi şeklindeki temenniyi, büyük bir memnuniyetle karşılar ve ten muhterem Sıhhat Vekiletini Bu vazifeyi hiç ihmal * etmediğini kaydederim. Ancak Ker biri millt gurur ve azmimizi temsil eden bi- üessese, ve milli birer abide olan sıhhat yurtlarımızı, randevu evleri gibi, zabıtayı ahli kiyenin daimi teftişi altına konul masını İstemek, yalnız bizim için adeta değil, orada hastalarını yatır: muhterem zevat için de büyük bi şin teşkil etmez mi? Bugün yalnız bizim memleketi mizde değil, bütün dünyada hü susi bir hastane, bir sanatoryom açmak, gerek sıhhat ve gerekse zamı hayat noktasından büyük | bir feragat ve fedakârliktir. Nasıl uzun seneler, mütemadiyen bir ve- rem sanatoryomunu idare eden doktor, her an vereme müptelâ ol mak tehlikesine maruz ise, hususü hastane sahibi de kendisine tevdi edilen hastaların her türlü ihti yaçlarını ve bakımlarını temin ve keza ıztıraplarını tahfif için, ge- celi gündüzlü ve zamanlı zaman- Siz yatağından ve yemek sofrasın- dan kalkmak suretile muntazam ve sıhhi bir hayat sürmemesi neti- cesi, her türlü hastalıklara tutuk mak tehlikesi karşısındadır. Bir kaç sene evvel Paristeki hu- susi hastaneleri tetkik ederken, bu müesseselerden bi sahi bine şu suali irat etmiştim: «Gö- P, azzam bir çok oteller var, Halbu- ki sıhhat yurtları az; hususile bür yük, yeni ve mükemmel bir hususi hastane yok. Bunun sebebi nedir?a ini rüyorum. e yüksek ve mu- Muhatabım içini çekerek şöyle- ce cevap vermi «Biz hastaneciler, bize getiri- len hastalara otelciler gibi yalnız yatak vermekle kalmıyoruz. On- lara yemek veriyoruz; bakıyoruz; ilâçlarını veriyoruz; ve muhtaç ok 'dukları tıbbi ihtimamı her an gör- teriyoruz, Halbuki bir hastadan aldığımız para bir otelcinin müş- terisinden aldığı para kadar bi şeydir. O halde herkes hastane açıp bu kadar zahmet çekmek, üs te de bir çok mesuliyetler altına girmektense, otel açarak, daha ra- hat ve daha çok para kazanmağı tercih ediyor.» Binaenaleyh kıymetli muharrir den ve bütün muhterem halkımız- dan İstanbulda adedi ancak altı. ya baliğ olan hususi hastaneleri- nizi himaye etmelerini, gazetele- rimizin hastanecileri bu müşkül vazifelerinde teşçi etmelerini, ve âlicenap hükümetimizin ve yük- sek Sıhhat Vekâl in bize mu- âvenette bulunmalarını, hastaneciler cemi ca ederim. namına, rİ- Dr. Ahmet Asım Hususi hastaneler cemiyeti umum? Kâtibi Prusyanın petrol istihsaldtı Berlin 26 (A.A.) — Prusyanın mayıs ayı zarfındaki petrol istih: salât 22.729 tona baliğ olmuştur. 1933 senesinde aylık vasati istib- sal 19.391 ton idi. İlk mektepler talebesine müjde Tarih derslerinizi kolayca ve herkesten daha yi Oğronmei için alacağınız kitapı Yardımcı. Tarih Hulâsası 124 sahife - yalnız 10 kuruş Posta eretl 8 kuruş Satış merke AKŞAM KITAPHANESİ 131, Ankara caddesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: